VI

4.8K 268 23
                                    

Elçin'in söylemesine göre Tenzile Hanım'ın aşırı misafirperverliği yüzünden Kürşat ve Kuzey kuzu gibi yerlerine oturmuş öldürücü bakışlarla Ekin'e bakıyorlardı. Oturma odasına geçtiğimizde Elçin ve Emin yemek masasına oturmuş muhabbet ediyorlardı.

Karşımda oturan Sarp ve Uygur ikilisi kollarını göğsünün altında bağdaş kurmuş bir şekilde kıskanç bakışlarla Elçin'e bakıyorlardı. İki kardeşin kardeşlerine sahip çıktıkları Emin'e olan sert bakışlarından apaçık belliydi. Sanırım sert bakışları konusunda hemen solunda oturan dayılarına çekmişlerdi.

Gözüm Kürşat'a kaydığında göz göze gelince gözlerim kısık bir şekilde inatla gözlerine bakmayı sürdürmüştüm. Her ne olursa olsun Ekin denilen adamı sevmiyor olsa bile bana müdahale etmek istemesi saçmaydı.

"Tenzile Hanım kahveniz. Kürşat Bey sizde ister misiniz?" Ahu abla Tenzile Hanım'ın kahvesini koyduktan sonra Kürşat'ın; "Getir Ahu abla. Bu seferki şekerli olsun, ağzımın tadı yerine gelsin." demesiyle gülerek mutfağa yönelmişti. Dudaklarımı birbirine bastırıp gülmemi engellemeye çalıştım.

"Komik mi, köylü kızı?" Tek kaşını kaldırmış bir şekilde hala gergin olan yüz ifadesi yüzünden yüzümdeki gülümseme silinmişti. "Güldüğüme göre komikti."

"Ama sadece sen güldün." Gözlerimi devirip omuz silktim. Neden cevap veriyordum ki? Bir türlü anlam vermediğim sinirinin sahibi Ekin iken o sinirin sebebini üzerime çekmeyecektim. Hem... Cidden. Bence gayet şirin birine benziyordu.

Ekin boğazını temizleyip; "Benim güldüğümü görmedin, Kürşat." deyince Kuzey ve Kürşat mekanik bir şekilde ağır çekimde kafalarını Ekin'e çevirmişlerdi. Kıkırdamama engel olamamıştım. Ekin'in yerinde olsam o bakışlara maruz kalmak yerine sadece sessiz olmayı tercih ederdim.

"Annemin hatırına bir şey demiyorum Ekin, kapa çeneni." Kuzey net bir şekilde konuştuğunda gözlerim ona kaymıştı. Normalde huzur veren bakışları olan adamın bakışları alev fışkırıyordu.

Ona neden böyle davrandıklarını anlamıyordum. Bir kedi kadar masum görünüyordu.

"Elçin! Biz odaya geçelim mi güzelim?" Elçin bana döndüğünde hayran bakışlarıyla kısa süreliğine Emin'e bakınca gülümsemiştim. "Gidelim mi Emin?"

"Gödölöm mö Ömön?" Kürşat'ın taklit yeteneğine hayran kalsam da yüzünün girdiği şekle kahkaha atmadan yapamamıştım. "Ben size o günden sonra taşınalım dedim." Tenzile Hanım'a bakarak söylediklerine Tenzile Hanım başını sağa sola salladığında Kürşat omuz silkmişti.

"Bunun hiçbir zaman olmayacağını biliyordun."

Tenzile Hanım'ın sözlerinden sonra meraklanmaya başlamıştım. Bu konaktan taşınmaya sebep olacak olan şey ne olabilirdi ki? Bunu Ekin geldikten sonra dillendirmişti Kürşat ve önemli bir sebep olmalıydı.

Ah, karşımda gördüğüm bu masum adamın pek bir şeye sebep olabileceğini sanmıyordum.

"Ekin abi, sende gelsene." Elçin'in Ekin'e rica dolu bakışlarına karşılık memnuniyetle gülümseyen Ekin; "Buradaki hava biraz garipti. Baş başa kalmak iyi olacak." dediğinde gözleri benimle buluşmuştu. Alnımı kırıştırıp yeşil gözlerine dikkatle baktığımda; "Ya sabır!" diye tıslayıp ayağa kalkan Kürşat'a dönmüştüm.

Yoksa o kıskanıyor muydu? Aman, sende Sude. Sen kimsin ki seni kıskansın?

Ekin'in parlayan gözleri ve asla eksilmeyen gülüşüne kısa süreliğine baktıktan sonra ayağa kalkıp ellerimi birbirine çarptım. "Hadi bakalım! Biraz eğlence vakti."

"Ben odama geçiyorum." Kuzey'in tıslar bir şekilde sözlerine karşılık Kürşat; "Bende!" dediğinde Tenzile Hanım başını onaylamaz bir şekilde sağa sola sallamıştı.

Köylü Kızı ve KonmazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin