9. BÖLÜM

7.1K 458 71
                                    

Nihal:

İnsan bir gün öyle sonra ertesi gün böyle farklı hissedebilir mi? Ne bileyim bi mutlu bi mutsuz? Bir heyecanlı bir sıkıcı? Yada hayat ne kadar bir sürede değişir? Bence bu saniyelik bir iş. Gerçi benim hayatım bir saniyelik değilde bir akşamlık sürmüştü. Dün gece resmen böyle birisi hadi çok çektin azda sen mutlu ol dercesine beni alıp göklere firlatmıştı ve orda bütün bulutlar pembe bütün kuşlar ise aşk şarkıları söylüyordu. Evet ben platonik olduğunu düşündüğüm aşk dün gece resmen resmi olmuştu. Eymen ile ben sevgiliydik. Bu cümleyi düşünürken bile bir tuhaf oluyordum. Beklenmedikti çünkü. Artık Savaş hoca beni on kere tahtaya kaldırıp bişey bilmediğimde istediği cezayı verebilirdi çünkü şuan onun dandik dersinden daha heyecan verici mevzular vardı aklımda. Bunları düşünürken zil sesini duymuştum ve hocaya bir bakış atarak anlamıştım nerde olduğumu. Sağolsun Savaş bey tek bir bakışıyla beni göklerden alıp şu sıralara sokuyordu. Sınıf çabuk dağılmıştı erkeklerin çoğu antremana diğerleri ise farklı kurslara yönelmişti.

"Nihal yarım saat içinde E sınıfında dersin var. Geç kalma." Dedi Savaş hoca esyalarını toplarken.

"Hayır benim dersime iki saat var daha." Madem ögrencilerinin ders planlarıyla ilgileniyor neden diğerlerine derslerini hatırlatmıyordu?

"Evet ama bugünden itibaren resim kursun var."

"Nasıl? Benim haberim yok buna kim karar veriyor?" Ben öyle bir kursa katılmayı düşünmüyordum ki?

"Ben karar verdim. Dün ceza kağıdına baktığımda ödev- pardon sanat eserini bile beğenmedim. Saygı ve terbiye kursları daha maalesef olmadığı için bende seni resim kursuna kaydetmeye karar verdim. Belki bir dahakine sinir olduğun manyak hocan ve sevgilin yerine bir dağ, ev, bahçe falan çizersin."

Lafıda bir güzel sokuyordu sevgili hocam. Diyeceğin varsada boğazına böyle tıkıyordu lafi. Utancımdan yere baktım. Sadece ders kağıdımı vericektim ne ara karalama kağıdımıda aldı bu sivri zeka ya? Daha fazla diklenip tartışmayı mantıklı bulmadığım için esyalarımı toparlayıp yeni dersimin odasına gittim. Birkaç kişi vardı burda. İçlerinden bi Hazalı tanıyordum ve hemen yanına oturdum. İçeride bir sürü resimler, heykeller, firçalar ve bir sürü sanat ile ilgili nesneler vardı. Off onca dersin arasında birde bu çıkmıştı. Sinir oluyordum şu adama. Bu bana iyice takmıştı. O an karalama kağıdım geldi aklıma. Allahım nolur o kadar kötü çizmiş olayım ki anlamamış olsun onu nasıl canlandırdığımı. Aman Nihal ya. Resmen kendi kendini ele verdin.

"Resimle ilgilendiğini bilmiyordum" dedi Hazal.

"İlgilenmiyorum zaten. Savaş hoca beni buraya soktu." Tam da kişisine söylemiştim. Aslı gibi hemen havada aşk kokusu var modlarına girmişti bu kızda.

"Demek ki ilerdeki sevgilisinin yetenekli olmasını istiyor Savaş Bey."

"Hazal sende mi ya? Ne sevgilisi öyle bir şey yok." Direniyordum ama derste Aslı, resim kursunda da bu kız beni işleyecekti.

"Ama düşünsene bir Savaşı senin yanında. Yani hem çok yakışıyorsunuz hemde o adam çok yağlı kapı kızım mesela o sevince adam gibi seviyormuş yani ben öyle duydum. Nihal hayal kurmak bedava. Tamam olmayabilir belki ama bir düsünsene.."

Bik bik öten Hazalı sessize alıp azda olsa resim hocasını dinliyordum. Madem burdayım ilk resmimide Savaş hocama armağan edicektim.

Aklımda pek bişey yoktu ama madem dağ, dere falan istiyor bizde istediğini veririz. Aklıma çok süper birşey gelmişti...

Dersten sonra İpek ile tenefüste oturuyorduk Ekin ise basket antremanındaydı. Dün gece olup biten her şeyi arkadaşıma tabiki anlatmıştım. Pek oralı olmama birlikte benim için sevinmişti sonuçta biliyordu Eymeni ne kadar çok sevdiğimi. Bir anne gibi her şekilde uyarıyordu beni Eymenden. Yani ben daha bir kötülüğünü görmedim neden bu kadar büyütüyordu anlamıyordum. Hatta Selim ile çıktığını bilmesem oda Eymenden hoşlanıyor derdim.

DERSİMİZ AŞK HOCAM.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin