'Sen nerde oldugunu biliyormusun ya? Üniversite burası belkide hayatının en güzel, en unutulmaz zamanlarını geçireceğin yer.' Dedilerde inanmadım. En güzel mi bilmiyorum ama en unutulmaz olduğu kesin.
Tercihler yaptığımız bu hayatta Benim tercihleri...
Arabamı park haline getirdikten sonra girişe doğru yol alıyordum. Ceketimin içindeki titreşime aldığım telefonumu son anda fark etmemle beraber aceleci hareketlerle ona ulaşmaya çalışıyorum. Ne yazık ki geç kalmıştım ve bu bilinmedik numara cevapsız kalmıştı.
Güneşli gündü arkadan fısıldayarak yaklaşan seslere dönmüştüm ki iktisat bölümünün ilk sınıfından olan iki kız öğrencim adımlarıma yetişerek yanımda yürümeye başladılar.
"Günaydın hocam." diye ince seslerini duyuruyorlardı.
"Günaydın kızlar." Aslında çok tuhaftı yaşça kendime çok yakın olanlarla böyle mesafeli takılmam, ama bir yandan onlar için avantaj olarak görüyordum ben bunu. Bir süre daha adımlarıma eşlik ediyorlardı ve kızların ilk günden beri kurdukları diyaloglara giriyorduk. Sanırım Nihal benimle ilişkiye girmek isteyen ilk öğrencim değildi.
"Derste görüşürüz hocam."
"Görüşelim" dedikten sonra gülüşerek yanımdan uzaklaştılar. O sıra güneş gözlüğümü çıkarıp bende devam yürümeyi planladıktan sonra başımı çevirdiğim yerde Nihal'i gördüm. Yanında ise Eymen. Hararetli bir konuşma içerisindeydiler ve hiç tereddüt etmeden onlara yöneldim.
"Hallettik sanıyordum-" diyen Eymen'in lafını kabaca bölmüştüm
"Hayırdır? Neyi hallettiniz?" İkisininde bakışları bana döndüğünde ise Nihal'in yanına durdum ve beklentili bakışlarımı ona dikmiştim. Açıkçası bu ikisini bir arada görmeyi beklemiyordum. Özellikle Nihal'in açısından.
"Eski sevgiline artık aramızdakilere karışmamasını sen mi anlatmak istersin yoksa ben mi anlatayım Nihal'ciğim?"
"Öncelikle o 'ciğim' ekini bir daha Nihal'in üzerinde kullanmayacaksın" Artık öğretmeni olduğum gerçeği de onunla mantıklı seviyede kurmam gereken mesafeyi kurdurtmuyordu, bunun için ondan çok fazla nefret ediyordum çünkü. Lakin çevremiz bu uyumsuzluğun farkına varmaması için ona daha yakın durup daha sakin bir ses tonuyla konuşmayı deniyordum.
"Kimin üzerinde kullanayım peki HOCAM(!)? Sizin üzeriniz de mi?" Yüzünde barındırdığı bu samimiyetsiz gülüşüne dayanamayarak ona bir adım daha yaklaşmamla Nihal'in aramıza girmeye çalıştığını fark ettim.
"Sen şöyle gel ben sana bir güzel anlatacağım kimin üzerinde kullanabileceğini."
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Avuçlarım bilinçsiz bir şekilde yumruk oluşturuyordu ve onun da buna küstahça verdiği cevaplar sayesinde daha da gerilmeme sebep oluyordu.
"Savaş, tamam ne olur yapmayın. Eymen hadi. Kavga çıkmasın yalvarırım." demesiyle Nihal'e döndüm yüzümü ve endişeli bakan gözleriyle buluştum. Ne yapıyordum ben ya? Benim için savaşmayan birisi için böyle seviyesiz bir duruma düşemezdim herhalde. Ama allah kahretsin ki onu bu şerefsizlede baş başa bırakamazdım.
