61.BÖLÜM

1.6K 79 17
                                    

5 AY SONRA:

NİHAL:

Geçen bir mevsim oldu, 20. haftayı geride bıraktık, ve üzerine gördüğüm 20. salı günüydü bugün. Geçti öyle çok zaman geçti ki, içim geçtiği gibi içimden de çok şey geçti artık. Çok şey değişti. Başladı bitti. Konuştu sustu. Yandı söndü. Geriye arta kalan bir ben ve içimde büyüyen başka bir ben kalmıştı.
Mesela canım acımıyordu artık. Aklıma gelmiyordu. Göz önünde olsa bile geçmişti tüm diğer şeyler gibi. En dipten çıkışımı hatırlayamasam da çukurun yükseklerinden vuran ışığa ulaşmama ramak kalmıştı. Beş ay içinde değişen tüm şeyler bunlardan ibaret değildi tabi. Ağırlığım artmıştı. Eğilirken belim ağrımaya başlamıştı. Aynaya baktığımda kıyafetlerimin olmadığını görmek her ne kadar sinirlerimi gerse de yüzüme ve cildime yansıyan bu olumlu değişiklikler iyi hissetmemi sağlıyordu. Evet beş ay geçti ve ben yavaş yavaş güzel hissetmeye başlamıştım. Oysa öyle kötü şeyler oldu ki. Herşeyi günbegün yaşadım. Ailem hamile olduğumu öğrendi mesela annemle aramız açıldı, kabul edemediler karnımdaki canı. Yaşadığım bu psikolojik durumlar okul hayatımı bir hayli etkilemişti. Ve son üç haftadır okula da gitmiyordum. Ve Savaş. Bu beş ay içerisinde farklı şekillerde beni paramparça yapmayı başarmıştı. Aslında şaşırmamak gerekirse Aryayla yeniden bir araya gelmişlerdi. Benim en korktuğum şey. O Zamanlar. Eskiden. En baştan beri. O kız gelince herşey bitecekti. Yalanım olsun olmasın. Ben sadece Aryaya dönüş yolculuğunda uğradığı ara duraktım. O kadar. Zaten onlar da gitti. İsviçre'ye gittiler. Yani gitmişler. Levent'le o zamanlar onun için hala bağlantı içerisindeydim. Ondan öğreniyordum gerekenleri. Zaten burdan gittiklerini duyduktan sonra onu da bıraktım. Her seferinde, ama her eylemle kendimi değersiz hissettiğim birini daha da zihnimde bulunduramazdım. O bana ne yaptı? Gerçekten bana iyi (!) gelecek nasıl bir yaklaşımda bulundu? Ben söyliyeyim, iyiliğimi istemeyen bir yaklaşımda bulundu. Yaptıklarından sonra fazlasıyla bedelini ödediğim bu hatanın hâla daha cezasını bana ve karnımda taşıdığım bebeğime kesiyordu. Onun hiçbir suçu yoktu. Benim gibi bir anne ve onun gibi bir babaya sahip olduğu için öyle üzülüyordum ki, ama işte insan ailesini kendi seçemiyordu. Mükemmel bir anne olamayacağım ama ben Savaşın kendi öz çocuğundan bu kadar nefret edeceğini düşünmemiştim.
Üç hafta sonra bugün ilk defa okula gitmiştim. Biraz tuhaf olmadım değil. Kimseyle muhattap olmadan gidip geldim. Bundan sonra da öyle olacaktı. Kimseye bulaşmayacaktım. Ne oyunlar oynayacaktım ne de yalanlar söyleyecektim. Sonunda herşey bana olmuştu çünkü. Bundan sonra ne kendime ne de bebeğime bunu yapmayacaktım. Beş ay içerisinde zaten görüştüğüm doğru dürüst kimse yoktu. Evde İpek ve Ekin ile vakit geçiriyordum arada da Eymen geliyordu ilgileniyordu benimle o kadar. Mesela Aslı'nın yüzünü bile ilk defa bugün görmüştüm. O bile yüzüme bakmayarak rahat bırakıyordu beni. Zamanında herşeyin Eymenin suçu olduğuna beni inandırmak istemişti sırf yeni bir oyunu başlatmak için ama yok. Bana bu kötülüğü yapan birisi bu kadar güzel üzerime titreyemezdi değil mi? Eskiden yaptıklarını göz ardı ediyordum çünkü Eymeni yanımda istememe gibi bir lüksüm yoktu sanırım.
Yemekten sonra salondaki tekli koltuğa oturup dinlenmeye karar vermiştim. Arkama yaslanarak gözlerimi kapatmıştım ve tabanlarım yavaştan sızlamaya başlıyordu. Fazla ayakta durduğumda dizlerime bana yabancı olan bir ağrı yükleniyordu. Elim büyümüş olan karnıma gitmişti ve yavaş hareketlerle sıvazlamaya başlıyordum. Şu birkaç aydır ona öyle çok alışmıştım ki her ne kadar başta onu istememiş olsamda onu aldırmadığıma çok mutluydum. Şu hayatta terk etmeyecek bir o vardı belkide. Aslında hamileliğim bir hayli zor geçiyordu. Hem vücut hemde psikolojik zayıflığım bebeği de etkiliyordu ve bu da düşük tehlikesini tetikliyordu tabi ki. Ona birşey olmasından öyle korkuyordum ki. Şuan herşeyi onun için yapıyordum nefes alma sebebim bile oydu artık. Birde onu kaybedemezdim.
Gece yarısına kadar salonda film izlemiştik. Ben tabi arada uyukluyordum, tekrar uyanıp tekrar mayışıyordum.
Televizyonun sesi kısık olsa bile dediklerini anlayabiliyordum. Özellikle bir kelime fazlasıyla dikkatimi çekmişti. Lahana mı dedi bunlar yoksa bana mı öyle gelmişti? Annem çok güzel Lahana dolması yapardı. Şimdi olsa bir güzel yerdim. Zaten burdan sonra da film koptu bende akıl başka yerlere uçtu gitti. Ekin ve İpek kendi aralarında konuşuyorlardı tâ ki onları bölene kadar.

DERSİMİZ AŞK HOCAM.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin