59.BÖLÜM

1.5K 80 26
                                    

NİHAL:

Tuhaf bir döngü. Acılar seni içine çekerek sonsuzluğa itiyor gibiydi. Az kaldı, bu keder de bitince rahatlayacağım desekte o keder bitmeden yenisi ekleniyordu. Bir girdap. Çıkması imkansız. Karamsarlığın hüküm sürdüğü bir hayat. Düşünceler saydam bir iple birbirilerine kördüğüm oluyordu ve içimizde büyüyen o telaş panikle karışıyordu benliğimize. Sulandırıyordu düşüncelerin bulunduğu yeri. Kalbimde tarifsiz savaşlar başlıyordu. Nefesimi dışıma vuruşum bile bir sonraki ciğerlerimi beslediğim oksijeni düşünüyordu. Elimden birşey gelmiyordu. Bu dengesizliği durdurmanın hiçbir yolu yoktu. Sanki yaşadığım küçük çaplı mutluluğun şimdi acısını çıkarıyor gibiydi evren. Gözlerimin dolup dolup içime attığım, ağlayamadığım yaşlardan ibarettim. Mutluluk, üzüntü, endişe, sevinç farklı farklı adlandıramadığım duygular vardı. Tek kelime etmeden önüme bakıyordum. Ne olacaktı peki şimdi? Bu çaresizliğin bu rotasız oluşlarımdan nefret ediyordum. Taşlı yollarda olduğum halde iyice çamura batıyordum ve elimden hiçbir şey gelmiyordu. Ve ilk gözyaşım gözlerimden kurtulup yanağımdan çeneme kadar süzülmeye başlamıştı. Yüzümün gerildiğini fark etsemde kaskatı bir şekilde önümde duran teste bakıyordum. Hamileydim. Üstelik benden ölesiye nefret eden adamın çocuğunu taşıyordum. İstediğim biraz feraha kavuşmaktı fakat bu olaydan sonra kısıtlanan vakitlerim ve vermem gereken zorlu kararlar beni bekliyordu.
Hamileydim.
Savaşın çocuğu olacaktı.
Bizim çocuğumuz.
Gözümden bir damla yaş daha aktı. Bağımsız şekilde parmaklarımı birbirine kenetleyip sıkmaya başladım. İçimde hissettiğim darbeler yavaşça bedenime vuruyordu. Vakit geçtikçe perişan oluşumun farkına varsamda yine ve yeniden elimden birşey gelmiyordu. Olmaması gereken birşeyin beraberinde getireceği sorunları düşünmekten o an ki ruh halimin farkına bile varamıyordum. Ne olacaktı? Aklımda uzunca yankılanan tek soru, tek sorun buydu. Şu lanet olası hayatımda şimdi neler olacaktı? Yeniden biriken gözyaşı gözümden damlamadan önce sızlatan bir acı bırakmıştı geriye. Sırtımda İpek'in eli karşımda ise her şeyden habersiz olan Ekin vardı. Ona tek bir kelime bile sarf etmeden önümde duran gebelik testinden durumu anlamıştı bile. Biraz baktı sonra sessizce odasına çekildi. Onun bu durumlarda yorum yapmasını beklemiyordum artık. Başta en büyük yolu o bana göstermişti ama ben kendi bildiğimden şaşmadım ve artık o da bana nasihat vermekten bıkmıştı.

"Tamam, üzülme olmuş artık bunu değiştiremeyiz. Hep beraber bunun da üstesinden geliriz."

"Hayır efendim değiştirebiliriz. Kendi aptallığını biz niye çekiyoruz. Gidicek o çocuğu aldıracak ben hiç birde babasız çocukla uğraşamam!" Diye öfke kusan Ekin dalmıştı salona. Onun bu şekil çıkışması beni başta ürkütse de söyledikleri kırık cam olarak yüreğime batıyordu. Babasız çocuk. Ben bu durumla nasıl baş edecektim? Savaş biz daha birlikteyken bile çocuk sahibi olmak istemezken şimdi şu durumda nasıl bana destek olmasını bekleyebilirdim ki? Bu çocuğu asla ama asla kabul etmeyecekti.

"Ekin saçmalama!" Diye bu sefer İpek beni korumaya almıştı ama kendimizi kandırmamıza gerek yoktu ikiside bu halde bana yardım edemeyecekleri bariz ortadaydı. Onlara birşey demeden kalktım ve odama gittim kapısını bile kapatmadan dağınık olan yatağıma girdim. Açık olan kapıdan ikisinin konuşmalarını belli belirsiz işitiyordum fakat gözlerimdeki yaşların bana eşlik etmesiyle uykuya dalıyordum.

Gün doğmadan yatakta doğrularak vaktin geçmesini bekliyordum. Zamanla camdan vuran güneş ışığı tam yüzümün ortasını hedef aldığından ellerimle yüzümü siper etmiştim. Mutfaktan sesler gelmeye başladığında kalkmam gerektiğini anlamıştım ve acele etmeden duşa attım kendimi.
Kahvaltı boyunca neredeyse kimse konuşmadı zaten genelde kahvaltılarımız böyle geçerdi. Yada Ekin konuşur biz dinlerdik ama bu sabah o da sükuneti seçmişti.
Aslında bana herşey sanki eskisi gibiymiş gibi geliyordu. Eskiden kastım tek başımayken. Şimdi içimde bir can vardı ama ben dün o testi yapmasaydım bunun farkına bile varmazdım. Kelimelerin anlayamayacağı bir ruh haliydi bu. Aslında korkuyordum ama üzülmüyordum. Seviniyordum ama hoşuma gitmiyordu. Sanırım ilerde hamile olduğunda ne hissettin diye sorsalar koca bir boşlukla cevap verecektim. Bilmiyordum.

DERSİMİZ AŞK HOCAM.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin