44.BÖLÜM

2.2K 159 58
                                    


NİHAL:

Bu sabah çok daha dinç, daha bir hayat enerjimi toplamış bir şekilde güne merhaba dedim. Nisan güneşinin saçtığı ışık belkide bunun sebebidir. Belki de dün akşam olanların rahatlığı çökmüştür ve aklımdaki kötü kötü tüm şeyleri defetmiştir? Olabilir..Telefonumu aldığımda ekran Savaşın adıyla dolmuştu. Bir sürü mesaj vardı. Saate baktığımda onun çoktan kalkıp okul yollarını tuttuğunu anlayabiliyordum.

'Günaydın aşkım'

'Okulun alt sokağındaki kafeye gel'

'Görmem lazım.'

'Özledim seni'

'Uyuma hadiii'

'Seni bekliyorum'

'NİHAAAL'

'Anlaşıldı gelmeyeceksin'

Ve bunlar gibi bir sürü sabırsızlığını belli eden bildirimler vardı. Hepsini okurken yüzüme keyifli bir tebessüm yerleşmişti. Keşke daha önce görseydim. Ama olsun zaten gitmezdim beklesin özlesin beni biraz daha.
Dolabıma gidip mevsime uygun kıyafetler seçmiştim. Sonra ise mutfağa geçtim ve hazır Ekin'de evde yokken İpekle ayak üstü bir kahvaltı yaptık.

Bilinçli bir şekilde okula son dakika geldim. Tam sınıfın kapısını açıp içeri girecektik ki Savaş çoktan girmiş. Birde onun huyudur, sınıfa ondan sonra gelen hiçbir öğrenciyi derse katmaz. Hatta sınıfa bile almaz.

İlk biraz bakıştık. Ve ben bu bakışı çok iyi biliyordum. Ellerini göğsünün önünde birleştirmeden saatine baktı ve: "hiç gelmeseydiniz keşke" dedi alaylı şekilde. Okulda bana karşı bu kadar disiplinli davranmasına hayrandım. Ben bunu asla başaramazdım. Bir şekilde ele verirdim, yüzümdeki kaslar bir kere aşk için çalışır bir tebessümle bile herşeyi ele verirdim. Kıyamazdım ona. Ama o beni diğer hiç kimseden ayırmıyordu.

"Daha ders yeni başladı ama

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Daha ders yeni başladı ama." Diye itiraz ettim. Onu da sadece karşımdakinin Savaş olduğundan.

"Küçük hanım, hocalarla laf yarıştırmıyorduk hani, konuşmuştuk bunu... Neyse geçin hadi." Dedi göz kırparak. Okulun ilk günleri gelmişti aklıma. Üzerime kahve döktüğünde ona yaptığım hakaretlerden sonra ertesi gün dersimde gördüğümde de bana böyle bir konuşma yapmıştı. Zaman ne çabuk geçiyordu işte. O zaman gıcık olduğum öğretmenime şimdi baştan aşağı aşık olmuştum. Her hareketine madalya takabilirdim. Onu o kadar çok beğeniyordum.
Aslında bugün okulda çok daha farklı davranıyordu. Çok daha ılımlı yaklaşıyordu bana. Mesela dünki soğukluğu yoktu üzerinde. Galiba yeterince özlemişti beni. Onun bu halleri tabi bana da yansıyordu. Zaten bu okul olmasa bizim için herşey çok daha kolay olurdu. Hep bu saklama çabası onu gerip kasıyordu.

Sıranın üzerine dirseklerimi dayayıp avuçlarımın arasına başımı koyarak ders bitene kadar onu izledim. Bugünde dersten hiçbir şey kapamamıştım, hatta not bile alamadım ama olsun, sorun değildi.

DERSİMİZ AŞK HOCAM.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin