58. BÖLÜM

1.6K 74 13
                                    



NİHAL:

Karanlık. Bu neyin siyahıydı? Neyin sonu yada neyin başlangıcı? Çıkmaz sokak mı yoksa yeni bir aydınlığa çıkmadan önceki son saplantı mı?
İşin tuhafı gözlerim yavaşça tehditle doğan bu kara bataklığa alışarak rahatlıyordu. Bir şekilde içimde yarattığım çıkmaz sanki kurtuluş gibi aşılanıyordu benliğime. İlerde yavaşça beliren sokak lambası kadar aydınlatan ışık ruhumu yakıyor gibiydi. Rüyayı görmeye başlamadan önce girdiğimiz bir yer miydi, yoksa bir kabusun sonuna varış mıydı bu esrarengiz karanlık anlamıyordum. İkiside olabilirdi.
Karanlığın en kuytu köşelerinde gezinirken gözlerim yavaştan aydınlığa açılıyordu. O sokak lambası hariç sanki yeni doğan bir güneş kadar aydınlanıyordu ve yavaş yavaş yerine gelen bilincimle zorlukla gözlerimi kırpıştırmakta başlamıştım. Etrafıma bakınarak Savaşla bulunduğum salonun tam ortasında yatıyordum. Ve yeni doğan güneş diye betimlediğim aydınlık aslında güçle yanan ampullerdi. Bir el saçıma doğru gelip yüzüme düşen saçları nazikçe kulağımın arkasına götürüyordu. Sonra ise elinde tuttuğu suyu yardım ederek içmemi sağlamıştı.

"İyi misin?" Gür çıkan sesin tarafına baktığımda ise bir çift kahverengi gözlerle karşı karşıya gelmiştim.
Konuşarak efor sarfedemediğim için başımla onu onaylayacak şekilde sallıyordum. Eymen koluma girerek doğrulmamı sağlamıştı. Biraz daha kendime geldikten sonra gözlerim koca salonda bakınarak asıl buraya girdiğim kişiyi arasa da Savaş hiçbir yerde yoktu. Beni öylece bırakıp gitmişti. Gözlerime yaşların yavaşça hücum ettiğini fark ederek tekrar Eymen'e döndüm.

"İyiyim. Hava sıcak ya, ondan başım döndü herhalde.."

"Emin misin? İstersen bir hastaneye gidelim. Ne bileyim olmadı bir eczane, bir-"

"Gerek yok. Bak kalktım bile." Diyerek ısrarla ona iyi olduğumu kanıtlamaya çalışıyordum.
Kendimi bir kenara bırakıp tek düşündüğüm şey Savaştı. En son hatırladığım şey bu salonda ikimizin kilitli olmasıydı. Ben bu haldeyken gitmiş olamazdı değil mi? Benden bu kadar nefret etmesini gerektirecek kadar suçlu değildim ben.

"Nasıl buldun beni?" Diye merakla Eymen'e bu soruyu sormuştum. Yanımda Savaşı görmüş müdür? Yada Savaş Eymenin yanıma geldiğini biliyor mudur?

"Seni arıyordum zaten kapının önünden geçerken telefonun burdan çalınca bulmam çokta zor olmadı.
Senin burda ne işin var? Bizim burda dersimiz yok ki?"

Sana şimdi burda Savaşla olduğumu nasıl söyleyebilirdim ki? Söyleyemezdim tabi, seninde oyunu öğrenmene göz yumamazdım.

"Odaları karıştırmışım.."

"Bak eğer iyi değilsen doktora gidelim mutlaka bir sebebi vardır bu bayılmanın."

"Dedim ya havadandır diye... Sabahta kahvaltı yapmadım pek, zayıf düştüm o kadar."

ASLI:

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

ASLI:

Sıcak bir yaz günü olmasına rağmen okula gelmeyi tercih ediyordum şu sıralar. Dönen dolaplar çok fazlaydı ve ben uzak durarak bir arpa boyu yol alamayacaktım. İki ders arasında kantinde oturuyorken sağıma geçen Cemrenin kitapları önümüze kadar serilmişti.

DERSİMİZ AŞK HOCAM.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin