65. Bölüm

1.8K 82 48
                                    

65.BÖLÜM

NİHAL:

"Eymendi. Bana bunları anlatan Eymendi". İşte hayat bu. Güvendiklerinizin sırtınızdan vurmasıyla başlar. Sonra birer birer çoğalır. Kimseye güvenemez hale gelirsiniz. Yanınızda sandıklarınız bir bakmışsınız ki yok olmuş. Hayatın en dayanılmaz noktasıdır bu. Çünkü insanın doğası güvenmekten ibarettir. Bu düşüncelerle odayı turluyordum. Bir fare gibi beynimi kemiriyorlardı. Eymenin bu zamana kadarki bütün davranışları gözümün önüne akın ediyordu. Önce hayatımı ,Savaşı,benden al sonra hiçbir şey olmamış gibi yanıma gel birde teselli et. Benim bebeğimin yanında babası olabilirdi şimdi. Bunu bize yapan Eymen. Ama salağım ben. Salak. Aslı demişti.
Bazen oluyor ya hani bir şeye karşı olduğun halde aynı hataya sende düşüyorsun. Belki o kadar çok keşkelerim olmuştur ama en büyük haksızlığı Aslıya yaptığımda anlamıştım. O bana doğruları söylediği halde inanmadım. Hani Savaşa kızıyorum ya, aslında buna hakkım yoktu çünkü Savaşın bana yaptığını ben Aslıya yapmıştım. Ne zaman kime güvenip ne zaman güvenemeyeceğimi asla öğrenemeyecektim. Bunun telafisi var mı bilmiyordum. Ama ona bir özürü borçluydum.
Başımı yastığa koydum ama gözüme gram uyku girmiyordu. Karanlığa alıştığından etrafta beliren nesneleri inceliyordum. Yatmadan önce davette giyindiğim elbiseyi sandalyenin üzerine özensiz şekilde atmıştım. Elim karnımın üzerine gitmişti. Bu son zamanlarda ona çok daha bağlandığımın farkındaydım. Bebeğim. Bugün ilk defa babasıyla bu kadar yakın olmuştu. Onu sevdiğine eminim. Aslında Savaşın tüm bu bize yaptıklarına rağmen hiçbir zaman o dediklerini ciddiye almadım. Öfkenin beraberinde getirdiği tepkilerdi bunlar sadece. Bence bebeğimizde bunun farkındaydı.
Boşta kalan elimi yastığın altına götürmüştüm ki Pars'ın dedikleri aklıma gelmişti. Savaşın akşamki davete önem vermediğini görmüştüm giderken bile kimseye haber vermeden ortadan kayboldu... Belki ben gittikten sonra o da geri dönmüştür.
Herkes ondan nefret ediyor...
Savaşın bu dengesizliğine bir anlam yükleyemiyordum. Aslında şirket ile ilgili hiçbir şey bilmiyordum. Ne anlatıyordu ne de belli ediyordu. Zamanında beni uzak tuttuğu çalışma odası sadece öğretmenlik olan mesleği ile ilgili sanıyordum, bense öğrencisi olduğumdan oraya giremediğimi düşünürdüm. Sanırım o oda aynı zamanda özel hayatına girişi sağlayan başka bir anahtardı. Ailesi Aryayı daha iyi tanıyordu. Sanırım o da Savaşın koyduğu kuralları çiğnemeyi seviyordu. Acaba bu akşam sevgilisinin yanında benim olduğumu biliyor muydu? Bilse bu kadar sessiz kalacağını sanmıyorum. Keşke öğrense, keşke bana ettiği o lafların hepsini ona fazlasıyla iade edebilsem. Ama bu sondu. Bir fırsat geçti elime, onu kullandım artık yeter. Onca derdimin arasında tekrar Savaşa takılı kalamazdım. Bunu kendime yapamazdım. Her şeye rağmen nefretle olsa da, bir oyun olsa da onun yanında olmak... Sanırım hoşuma gitmişti. Nasıl gitmesin ki onu seviyordum. İçimden asla dışarı salmayacağım bir sevgi vardı içimde. Nefretimden beslenen bir sevgi.

Aldatan güneşli bir pazartesi sabahında okula gitmek yerine ben rotamı başka yöne çevirmiştim. Sanırım bunu daha fazla uzatmadan bitirmem gerekiyordu. Taksiye bindiğim gibi Eymende soluğu almıştım Onu hayatımdan tamamen çıkarmalıydım. Yaptıklarını düşündükçe daha çok hırslanıyordum. Bide adamı hiçbir şey yokmuş gibi  ödüllendirdik. Evin önüne geldiğimde taksiye ücretini ödeyerek koşar adım indim. Oturduğu evin numarasını bularak zili çalmaya başladım. Bir an önce söyliyeceklerimi söyleyip buradan gitmek istiyodum. Kapıyı açması zaman almıştı. Sanki saatlerdir burdaymışım gibi sabırsızca zile basmaya devam ettim. Kapıyı açtı ve gülümsedi hiçbir şeyden habersiz.
" Nihal? Günaydın. Seni beklemiyodum." onu ittirerek içeri geçtim hiçbir şey demeden. Şaşırmıştı. Ona söz hakkı tanımadan öfkeyle patladım.
"Gerçekten çok iyi oyuncusun. Hayatımı beni kandırarak mahvettin tebrik ederim." gerginliğin bütün bedenimi kapladığını hissediyordum. Neler olduğunu anlamaya çalışırcasına kaşlarını çattı. Bu oyunu daha fazla uzatmak istemiyordum.
"Nasıl söyledin Savaşa? Hiç mi beni düşünmedin? " yolun sonuna geldiğimizi o da anlamıştı.
"Nihal ben.." konuşmasına bile tahammülüm yoktu.

DERSİMİZ AŞK HOCAM.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin