Tam ciddi bir şeyler yazayım diyorum olmuyor. Araya bir komiklik giriyor. Zaten benden drama falan beklemek hata.
Multi: Delici mavi gözler(temsili olarak. Şuna bi de çene gamzesi ekleyin. Tadından yenmez vallahi:D)
Keyifli okumalar :)
Hah. Unutmadan. @sineemmmq bu bölüm sana kanka. Çok teşekkür ederim desteyin için. Seviliyosun. Çoook♡♡
Söylediğim her yalanda yaşam alanım biraz daha darlaşıyodu sanki. Eve geldiğimde annem Kuzeyle görüşmemizin nasıl gittiyini sormuştu. "Güzeldi anne. Zamanla birbirimizi tanıycaz işte. ' demiştim. Ve ilk yalanım da böyle başlamıştı.
Ondan sonraki günler öyle hızlı geçiyordu ki. Nikah günü sonraki ayın ilk gününe alınmıştı. O yüzden de sadece dört haftamız vardı. Düğün yerine aile ve aile dostları arasında sade bir nikah olacaktı. Aslında hep bol bol göbek atacağım bir düğün istemişimdir . Ama zaten sahte olan ve bir yıl sonra bitecek evliliye düğün yapmak saçma olurdu. Sade bir töreni ben istemiştim, sırf çok kalabalık olmayalım diye. Ama maşallah Arslanlıların aile dostları eşitdir bizim sülale. Ne kadar da dost canlısı bir aile. Her gelene kucak açmışlar resmen. Misafirler çok olacağı için daha büyük bir salon kiralanmıştı.Daha sonra ise sadece aile arasında yemek olacaktı. Kulağa fazla sosyetik geliyor ama nikahın da düğünün de en sadesine kaçmıştım.
Tabi bir de gelinlik vardı. Aslında hiç giymesem de olurdu ama bunu söylersem farklı algılarlar diye susmuştum. Alış- verişte kendime sade güzel bir gelinlik seçmiştim. İstediğim model deyildi ama yine de güzeldi. Kendime söz vermiştim. Hiç bir hayalimi bu düğünde gerçekleştirmeyecektim. Belki bir gün, bundan bir kaç sene sonra aşık olduğum adamla evlenirsem hayallerim gerçeye dönebilirdi ama şimdi deyil. Fulya hanım, ki kaynanam oluyordu kendisi, ne gördüyse alalım diyordu. Harcanan her para bana Kuzeyin sözlerini hatırlatıyordu. Gerçekten para için evlenmişim gibi utanıyordum. Ama Fulya hanım benim dinlemiyordu ki. Hayır dediklerimi bile alıyordu. O yüzden bir süre sonra sustum zaten beni adam yerine koyan da yoktu. Elçin ve Miray da alışverişe bizimle gelmişti. İki alışveriş manyağı ve para harcamayı çok seven ve benden umudunu kesmiş sevgili kaynanam önden gidiyolardı. Bense yetim evlat gibi arkalarında kalmıştım. Hatta bir keresinde Güneşi gelin sanmıştılar. Gelinin ben olduğumu söylediyimde kadının suratında oluşan şaşkınlık görülmeye deyerdi. Neredeyse 2 haftamız alış verişte geçmişti. Nihayet bittiyinde ben de bitmiştim. Hayatım boyunca dolaşmatığım kadar mağaza dolaşmıştık resmen. Gir, beğen ve al işte. Ama yok bunlar şehirdeki bütün mağazaları dolaşmak zorundalar. Aldığımız şeyler de gercekten çok pahalı oluyodu ki ben de bundan çok rahatsız oluyodum. Fulya hanımın bi de takı merakı vardı ki sormayın gitsin. Zaten çoğunu kullanmayacaktım. Boşandıktan sonra hepsini iade edecektim. Ne paralarını istiyodum ne de takılarını. Tek istediğim bu işi elime yüzüme bulaştırmadan bitire bilmekti. Tabii sonrasında kendime yeni bir hayat kurmak zorunda kalacaktım ama bunu sonra düşünülecekler sırasına atmıştım.
Diger işlerle de babamlar uğraşıyordu. İlk ve son konuşmamızdan sonra Kuzeyi ne görmüştüm ne de konuşmuştum. Arada Fulya hanımdan çok önemli iş için bir kaç günlüyüne Ankaraya gittiyini duymuştum. Pek umrumda da deyildi doğrusu. O delici mavi gözleriyle bakınca dünya tersine dönüyomuş gibi hisediyodum. Böyle uzak kalmak en iyisiydi.
*****************
Nikahtan bir gece önce kızlar kına gecesi organize etmişdiler. Bana göre doğulmamış çocuģa don dikmekten farkı yoktu ama heveslerini kırmak istememiştim.
Şimdiyse üstümde bindallı aynanın karşısına geçmiş hafif dalgalı bıraktığım saçlarıma ellerimle şekil veriyodum. Çok farklı görünüyordum.
Belki de farklı hissetdiyimden kaynaklanıyordu bu. Nikah günü yakınlaştıkca daha da heyecanlanıyordum. Annemler heyecanımı çok farklı yorumluyorlardı ama bu benim işime geliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sen... Ben... Biz...
RomansaBen Güneştim ve ait olduģum gökyüzünü onun gözlerinde bulmuştum...