Merhabalar efendim. Buraya bir adet yeni bölüm bırakıyorum. Okumak isteyenlere duyurulur. :)
Her kesin 8 Mart Dünya kadınlar gününü kurluyorum. Bugün aynı zamanda annişimin doğum günü ve bu bölüm ona hediye. Annem seni çook seviyorum. İyiki varsın ve iyiki benim annemsin ❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤
Not: Bana kitap önerin. Bu aralar kitapsızlıktan ölüyorum. Wattpaddan olmasın. Fantastik olursa da harika olur.
Çok konuştum. Keyifli okumalar :)
Son dersten çıktıktan sonra Ayşegülle vedalaştık ve kafeye gitmek için durağa yürümeye başladım. Ankara sokakları yılın son günlerini yaşadığını kanıtlarcasına beyaza bürünmüştü. Sokaklar yıl başı için süslenmeye başlanmıştı bile. Bugün yılın son ayının 14 -üydü ve ben bunu daha şimdi farkediyordum. Gerçekten de koca bir seneyi geride bırakıyorduk. 2015 yılı benim için bol süprizli olmuştu doğrusu. Hayatım bir çok yönden değişmişti. Evlenmiştim. Ailemden uzakta yaşamaya başlamıştım. Ama bunun yanı sıra güzel şeyler de olmuştu tabii. Harika insanlarla tanışmıştım. Yepyeni arkadaşlar edinmiştim. En önemlisi kendimi tanımaya başlamıştım. Mücadele etmeyi, çalışmayı öğrenmiştim. Galiba büyümüştüm de. Her şeyiyle - iyisiyle, kötüsüyle - güzeldi 2015. Ve bir kaç hafta sonra yeni bir seneye başlayacaktık. Yeni yıl demek yeni hayaller, yeni umutlar demekti.
Kuzeyin arkadaşlarıyla tanışmamın üzerinden haftalar - neredeyse 3 hafta- geçmişti. O geceden sonra Kuzeyi sadece bir kaç kez - popo üstü yere çakılmam ve su içerken boğulmam dışında - görmüştüm. O zamanlarda da onunla konuşmaktan kaçınmıştım. Görmezden gelmeyi öğrenmiştim. Kafamı karıştırmasını engellememin tek yolu buydu. Bunun dışında her şey yolundaydı. Proje ödevim neredeyse bitiyordu. Sadece bir kaç kez daha gecelemem gerekiyordu.
Bunun dışında Ceylan ve Sezinle beklediğimin dışında bir yakınlık kurmuştuk. Sık sık konuşuyorduk. Çalıştığım kafeye bile gelmiştiler. Yanlarında soğuk nevale Yasemin de gelmişti. Kızın derdi benimleyi sanırım çünki benim dışımda her kesle iyi geçiniyordu. Kızlar yanımdayken tuhaf şekilde Kuzey hakkında hiç konuşmuyorlardı. Bu yüzden de onların yanında çok rahatdım. En azından yalan söylemiyordum.
Ah. Bir de sevgili sapığım vardı tabiki. Notlar gelmeye devam ediyordu. Her seferinde- oraya nasıl geldiğini bilmeden - üzerinde farklı cümleler yazılmış notlar buluyordum. Ama artık durumdan sıkılmıştım. Birisi benimle ciddi anlamda kafa buluyordu ve artık şaka kakaya dönmüştü. Artık önemsemiyordum.
Üşüyen ellerimi ısıtmak için ceplerime soktum. Eldiven takmayı unutmuştum. Çok beklememe gerek duymadan bir kaç dakika sonra otobüs geldi. Bu saatlerde baya dolu oluyordu. Yolculuğum 10 - 15 dakika sürdüğümden benim için çokta sorun değildi.
Otobüse bindim ve kendime rahat bir yer buldum. Sonraki durakta bir teyzenin yanı boşaldı. Ama kimse oturmuyordu. Teyze yanındaki sandalyeye hafifce vurarak " Otursana kızım. " dedi bana seslenerek.
" Teşekkür ederim. " diyerek oturdum ben de. Bu aralar kendimi çok yorgun hissediyordum. Hasta olmasam iyiydi. Hem ödevler, hem de kafe derken baya yoruluyordum. Yanımdaki teyzeye hafifce gülümsedim.
" Okuyor musun kızım? "
" Evet teyzeciğim. "
"Maşallah. Benim en küçük torunum da yeni mezun oldu. Adı Samet. "
" Ne güzel. "
7-8 dakika sonra...
" Sonra bu Münevver cadısı da demiş ki..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sen... Ben... Biz...
RomanceBen Güneştim ve ait olduģum gökyüzünü onun gözlerinde bulmuştum...