Bölüm 39

80 7 7
                                    

Bölüm azıcuk kısa ama daha fazla bekletmemek için atıyorum. Diğer bölüm daha erken gelecek.:)

Bölümü silip ikinci kez yazıyorum, ilkini pek sevmemiştim, diğer kitabımla bi yarışmaya katıldım diye ona iki bölüm attım ve yarın yine ona bölüm yazmam gerek. Bi de şu atanma meselesi var tabii:(( Yani bölüm yukarıdaki sebeplerden geçikti, benim hiiiiiç suçum yok:))😬😬

Size keyifli okumalarrr:))))

Şuraya bi kalp bırakın hadi❤❤❤❤:)


Son 10 saniye içinde aklımdan geçenler tam olarak şöyleydi...

Öleceğiz!

45 yerimizden vurulup, gelinlik giydirilip ormana atılacağız!

İyi de Kuzeye nasıl gelinlik giydirecekler? Bu koca ayıya gelinlik bulmak için uğraşmazlardı herhalde? Damatlık giydirirler bence. Evet,evet. Damatlık daha iyi.

Daha çok gencim ama ben!

Allah seni davul etsin Kuzey!

Ay yok! Arabayla Ankaraya gitmek senin neyine!

Bi de yolu biliyorum diyordu pis mavi göz öküz!

Tünelin sonundaki ışığı görmek istemiyorum ben ya!

Anneciğim! Korkuyorum!

Bize doğru uzatılan namlunun sahibi 60lı yaşlarında biriydi. Adam bize çok sert bakıyordu. Kızarmış tonton yanakları ona ait değildi sanki. Ay yok! Bu amca bizi kesin vururdu.

Yarın gazetelerin üçüncü sayfalarını süsleyecektik!

"46 yerinden vurulup, gelinlik giydirilen gül goncası kadar narin bir genç kız ve 92 yerinden vurulup damatlık giydirilen mavi gözlü öküze benzeyen bir erkek ormanda ölü bulundu!"

Gözümün önüne gelen manzarayla daha fazla dayanamadım ve açtım ağzımı, yumdum gözümü.

" Ya amcacım. Beni vurma. Bak sen bu yanımdaki öküzü vur. Benim bi suçum yok ki. Hepsi onun suçu. Vallahi bak! Ben dedim. Arabayla gitmeyelim dedim. Ekşına gerek yok dedim. Ama dinlemedi ki. Neymiş! Yolu biliyormuş da. Erkenden eve varacakmışız da! Peh! Nerede? Bak kaldık burada böylece. Bi de yüzümüze uzanan bi tüfek var. Ya benim boyum bu tüfek kadar ya! Ama bak ona. Sığır kadar maşallah! Bir şey olmaz ona. Vur sen onu vur! Hepsi onun suçu!"

" Sağol ya Dolunay! Ne güzel harcadın beni iki dakikada." diye Kuzey konuştu gözlerini devirerek.

" Yalan mı? Senin yüzünden işte! Hem sussana sen! Bizi kurtarmaya çalışıyorum şurada!"

" Bence sen beni kurban edip kendini kurtarmaya çalışıyorsun."

"Sana ne olacak şu tüfeğin mermisinden? Aslan gibisin. Hatta var ya sen Captan Amerikadan daha güçlüsün. Bırak vursun seni, hevesini alsın. Sonra da güzel güzel kurtulalım işte!"

" Planın çok zekiceymiş gerçekten!" dedi alaylı sesiyle.

" Aman be! Seni düşünende kabahat!"

Kuzey ağzını açıp bana cevap verecekken duyduğumuz kahkahayla önce birbirimize, sonra varlığını unuttuğumuz tüfeğe, en sonda  da tüfeği tutan amcaya baktık.

" Hay sen çok yaşa kızım. Güldürdün beni. " dedi hala kesilmeyen kahkahasının ardından. "Evli misiniz?"

" E-evet." dedim şaşkınlığıma engel olamayarak.

" Nereden anladınız?" diye sordu Kuzey.

"Eğer bir kadın başına gelen her şeyin suçunu yanındaki erkeğin üzerine atıyorsa onlar ya evlidir, ya da gönülleri çoktan bir birilerine bağlanmış demektir. Bende de var ondan bir tane. Hem de 35 yıldır." Bir kahkaha daha attı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 14, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Sen... Ben... Biz...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin