Merhabalaarr. Bölüm geldi. E hoş geldi. Herkese keyifli okumalar. :) Oy ve yorumlarınızı bekliyorum :)
Unutmadan hepinizin yeni yılını kutluyorum. Yeni yıl size sağlık, mutluluk, aşk ( Allahım sen duy sesimi) getirsin İnşallah:)
Bi de benim sömestr sınavlarım başladı. O yüzden haftada bir bölüm yaza bileceğim.
Çok konuştum. Kaçtım bennn
♡♡☆♡♡☆♡♡☆♡♡☆♡♡☆Gergin geçen bir telefon konuşmasının ardından elindeki telefonu masaya fırlatdı genç adam. İşler istediği gitmiyordu. Şirketin geleceği için çok önemli bir işi alması gerekiyordu ama bu yolda önüne bir sürü engeller çıkıyordu. Ama o kararlıydı. Ne olursa olsun bu işi alacaktı.
Şirketin başına ilk geçtiği günden beri bir kez bile yanlış karar almamıştı. Hep zoru seçmişti ve şirket her yıl biraz daha büyümüştü. Şimdi de zoru başarma zamanıydı. Ve hiç bir zaman pes eden bir adam olmamıştı.
Kapıyı çalıp içeriye giren sekretere yönelti bakışlarını.
" Buyrun efendim. Beni çağırmışsınız."
" Esra hanımla olan görüşmeyi ayarladın mı? "
" Evet efendim. Saati ve yeri de kendilerine iletdim. "
Esra hanım anlaşma yapmak istediği şirketin ortaklarından biriydi ve bu görüşmenin harika geçmesi gerekiyordu.
" Pekala. Ondan sonraki bütün randevuları iptal et. "
**********
Görüşmenin yapılacağı yerin sade ve şık bir restoran olmasını bekliyordu bir kafe deyil. Kafenin adından da hiç hazetmemişti zaten. " Tılsım " hiçte ciddi bir iş görüşmesine uygun bir yer gibi gözükmüyordu. Ki kendisi her zaman bu konularda çok ciddi olmuştur. Yeni asistanıyla uzun bir konuşma yapması gerekiyordu.
Kafeye girdiğinde içerisinin gayet şık olduğunu farketdi. En azından idare ederdi. Kapıdan içeri giren ve kendisine yakınlaşan kadını şöyle bir süzdü. Yüksek topuklu ayakkabılar, fazla kısa bir etek ve cüretkar bir gömlek... Kadınları tanıyordu. Şimdiye kadar karşılaştığı tüm kadınların tek derdi vardı. Beğenilmek. Ya da kendini beğendirmek. Bu kadın da aynı digerleri gibiydi. İş görüşmesine bile bu şekilde gelebiliyordu. Yürüyüşünden kendinden eminliği belli oluyordu. Güzelliğini bilen ve bunu kullanmaktan çekinmeyen bir kadındı karşısındaki.
Burnuna dolan keskin ve yapay kokuyla yüzünü buruşturmamak için zor tutdu kendini. Sonra o hala adını koyamadığı kokuyu anımsadı. Nerden, nasıl duyduğunu hatırlayamasa da tekrar hissetmek istedi.
Kısa el sıkışması ve selamlaşmanın ardından yerlerine oturdular. Karşısındaki kadının cilveli tebessümüne ve boyalı - özellikle kırmızı seçilmiş rujuna- dudaklarına baktı. Bir çok anlam barındıran - ki kadının anlamayacağından adı gibi emindi- bir gülüş yolladı ona.
Garsonu - hizmetden hiç memnun kalmamıştı - çağırmak için etrafına baktı. Birisinin onlara yaklaştığını farketdi. Nihayet diye geçirdi içinden ama gördüğü kişi onu bir hayli şaşırtmıştı. Dolunay surat ona bakıyordu. Ama şaşırtıcı yanı üzerinde garson kıyafetlerinin olmasıydı.
*********************
Güneşten...
Aman Allahım! Gerçek miydi bu ya? Ne işi vardı ki burda? Acaba hiç görmemiş gibi mi yapsamdım? Yavaş yavaş geri dönüp gitsem ne olurdu sanki? Tüü. Bi de yanında kadınla gelmişti. Pis zampara mavi göz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sen... Ben... Biz...
RomanceBen Güneştim ve ait olduģum gökyüzünü onun gözlerinde bulmuştum...