Merhabalarr.... çok çok çok geciktim farkındayım. Üniversitede son senemdi, mezun oldum ve bir öğretmen adayı olarak karşınızdayım efendim.
Bölüm kısa evet ama yeni bölüm hızlı bir şekilde gelecek inşAllah:)
Keyifli okumalarrr:)
"Al beni ne yaparsan yap..."
Son zamanlarda Kuzeyden nefret etmek ya da bunu istemek bana daha kolay geliyordu. Çünki diģer türlüsü beni yormaktan başka bir işe yaramıyordu. Aynı tıpkı olduğu gibi. Onun kollarında, onunla dans ederken ondan nefret etmeyi o kadar çok isterdim ki... Ama olmuyordu işte. Ne kalbime ne de ona doğru çekilen kendime engel olamıyordum.
Şarkının bittiğini anladığımda kafamı göğsünden kaldırdım ve gözlerimi zaten bana bakmakta olan gözlerine çıkardım. Yalnış bir şeyler vardı. Böyle olmamalıydı. Onun yanında olmak bu kadar güzel hissettirmemeliydi. Olduğumuz durumu, yakınlığımızı kavradığımda gözlerim şaşkınlıkla açıldı. Ne yapıyordum ben? Ellerimi omuzlarından çektim ve geriye doğru bir kaç güçsüz adım attım. Etrafıma gergince baktım. Herkes kendi halindeydi. Hala gözleri bende olan Kuzeye hiç bakmadan arkamı döndüm ve hızlı adımlarla ondan uzaklaştım. Bir kaç saniyenin ardından düğün salonundan çıkabilmiştim.
Tualetin kapısını açıp kendimi içeri attığımda nefes nefeseydim. Kalbimin atışını kulaklarımda hissediyordum. Aynada yanakları kıpkırmızı olan kıza baktım. Malesef ki o kız bendim. Domatesle yarışsak ben kazanırdım herhalde. Makyajımı bozmamaya çalışarak yüzümü ve boynumu ıslattım. Bu iyi hissettirmişti. Kuzeyden uzaklaşmak kadar değil tabii. Onun yanında olduğumda ya da onun hakkında düşündüğümde göğsümdeki karpuz kendini belli edercesine daha da ağırlaşıyordu.
" Ne yapıyorsun sen? Onca şeyden sonra nasıl böyle hissedersin gerizekalı?" dedim aynadaki kıza. "O Kuzey! Başka biri değil. Saçma sapan şeyler düşünme!"
Kendimi rahatlatmak adına bir kaç derin nefes aldım.
" Sen de dursana be!" diye çemkirdim yerinden çıkmak istercesine atan kalbime. Ama bunun iflah olmaz kalbime hiç bir faydası olmadı.
Tualetde bir kaç dakika daha geçirdikten sonra sonunda çıkmaya cesaret toplaya bilmiştim. Biraz daha kalırsam beni aramaya başlaya bilirlerdi.
Omuzlarımı dikleştirip salondan içeri girdim ve etrafa göz gezdirdim. Mirayı görünce onun yanına yürümeye başladım. Bir kahkaha duyunca kafamı sesin geldiği yöne çevirdim. Kuzey ve bayan kırmızı elbise gülüşerek sohbet ediyorlardı. Tamam, daha çok kadın gülüyordu ama bu yine de her köşe başında konuştukları gerçeğini değiştirmiyordu. Aptal ben! Bi de beni merak edeceğini düşündüm! Tabii içine düşen biri varken beni ne yapsındı ki. Ay yok, korkama falan da hiç gerek yoktu. Kuzeyde bu öküzlük varken ben ona bir şey hissetmezdim.
Kuzeyin gözleri bana çevrilince hemen önüme döndüm ve Mirayın yanına yürümeye başladım. Yanındaki sandalyeyi çekip oturunca Miray soru yağmuruna başladı tabii.
" Nerdeydin abla? Fulya hanım ve Kuzey abi seni arıyorlardı."
Hayret aklına gelmiş miydim beyefendinin?
" Tualetdeydim Miray. Sıra vardı geç girdim. Fulya hanım niye arıyordi ki beni?"
" Bilmem. Kendisine sor istersen."
" Tamam ben bakayım bi." dedim ve yerimden kalktım. Topukluya alışkın olmayan zavallı ayaklarım sızlanmaya başlamıştı bile.
Göz ucuyla Kuzeyin bana doğru yürüdüğünü görsem de onu hiç takmadan Fulya hanımı aramaya başladım. Bu sırada Kuzey öküzü yanıma gelmiş ve eliyle kolumu kavramıştı. Önce kolumdaki eline sonra da yüzüne baktım ve ne var dercesine kafamı salladım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sen... Ben... Biz...
RomanceBen Güneştim ve ait olduģum gökyüzünü onun gözlerinde bulmuştum...