Yine gecikmeli gelen bir bölüm oldu:( hep daha erken gelmesini hayal ediyorum ama bir türlü başaramıyorum:*(
Bu bölüm hikayemi okuyan ünideki tüm sınıf arkadaşlarıma:) destekleriniz için hepinize çooooook teşekkür ederim:))
Keyifli okumalar :)
Ha bir de düşünclerinizi okumayı seviyorum. Yorum yazmaya ihmal etmeyin olur mu? ❤❤❤❤❤
Yeni yılın hayatımıza neler getireceğinden habersiz ilk ayın 3- cü haftasını da bir kaç gün sonra geri bırakacaktık. Başkalarını bilmem ama bana getirdiği şey daha çok ders ve daha çok işti. Sınavlarım çoktan başlamıştı. Yıl boyu deli gibi çalıştığım için fazla zorlamıyordum. Her şey yolundaydı. Yani kısmen her şey...
Ailemden aldığım enerji ve mutluluk bana zorluklarla savaşmak için güç vermişti. Özlem her daim vardı ama bu aralar benimle daha az uğraşıyordu. Kuzeyin kuzeninin düğünü bilmediğim bir sebep yüzünden sonraki aya ertelenmişti. Bir yandan da düğün için para biriktirmeye başlamıştım. Fulya hanımın önerdiği bir kaç maģazaya gitmiş ve girdiģim gibi yeniden çıkmıştım. Elbise fiyatına ev alınırdı resmen! Ama malasef zavallı garson maaşımı o elbiselere vermek zorundaydım.
Bir de tanımadığım numaradan gelen aramalar vardı. Önemsiz diye düşündüğüm şey ayağıma dolanıyordu. Gün içinde bir kaç kez gelen bu aramalar beni iyice tedirgin etmeye başlamıştı. Bir de arada bir gelen izlenilme hissi vardı. Ama bunun benim kuruntum olduğunu varsayıyordum. Bazen biri şaka yapıyor diye düşünüyordum ama bu artık eşek şakasına dönmüştü. Polise gidip gitmemek konusunda kararsızdım. Ayşegül Kuzeye söylemem için direttiğinden artık ona da söyleyemiyordum. Sorsa da artık kimsenin aramadığını söyleyip geçiştirmiştim. Kuzeye bu konudan tabiki de bahsetmeyecektim. Sadece biraz daha beklemem gerekiyordu. Şu cevapsız aramalar çığrından çıkarsa polise gidecektim. Şimdilik olayı büyümek istemiyordum.
Kuzey... Kuzeyle her zamanki gibiydik. Eve döndüğümüzden beri pek karşılaşmamış, konuşmamıştık. Artık evde de göremiyordum. Sanırım benimle konuşmaya çalışmaktan - sebebini her ne kadar çözemesem de- vazgeçmişti. Yine bir birimizi görmemek için çabalıyorduk işte.
Boşalan masadaki fincanları toplarken kafenin kapısı açıldı. İçeri giren adama gülümsedim. Dolu tepsiyi mutfağa bıraktıktan sonra her zamanki masasında oturan Kaanın yanına yürüdüm.
" Hoş geldin. " dedim gülümseyerek.
"Hoş buldum. Nasılsın? " Yüzünde hiç eksik olmayan gülümsemesi vardı.
" İyiyim. Sen?"
" Ben kurt gibi açım. " Mimikleri beni güldürmüştü. " E bugün bana ne önereceksin? "
" Rabia abla yine döktürdü. Bugüne özel yaptığı yemeği bir dene derim. "
" Tamam o zaman. Sana güveniyorum. "
"Hemen geliyor." Elimdeki küçük deftere not aldıktan sonra mutfaģa döndüm.
Bu kısa sürede Kaanla iyi arkadaş olmuştuk. Her gün öģle aralarında buraya geliyordu. Bir kaç kez sohpet etme şansı bulmuştuk. Konuşması ve davranışlarıyla gerçekten hoş bir adamdı.
Rabia ablaya sifarişi verdikten sonra biraz olsun dinlenmek için kenardaki sandalyeye oturdum. Sınavlarım biter bitmez üç gün deliksiz uyuyacaktım.
***********************
Akşamın ayazında donmuş ellerimi ısınması için ceplerime soktum sonraki otobüsün gelmesini beklerken. Kafede müşteri çok olduğundan her zamankinden biraz geç çıkmıştım ve hep bindiğim otobüsü kaçırmıştım. Diğer otobüsün gelmesiyse baya uzun sürüyordu. Her kesin işten çıkış saati olduğundan yolda trafik vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sen... Ben... Biz...
عاطفيةBen Güneştim ve ait olduģum gökyüzünü onun gözlerinde bulmuştum...