Bölüm 12

118 16 11
                                    

Geç gelen bir bölüm oldu. Ama yoğun bir haftaydı. Hafta sonu Yb gelir İnşallah. Umarım seveceğiniz bir bölüm olur.

Keyifli okumalar :)

Kuzey Arslanlı ofisinde oturmuş önündeki dosyayı inceliyordu. Aslında amacı kafasındaki düşüncelerden kurtulmaktı. Okuduklarından da bir şey anlamıyordu zaten. Böyle giderse şirketi iflas edecekti. En kısa zamanda kendine çeki düzen vermeliydi.

Hayatının ne zaman bu kadar karmakarışık hale geldiğini bilmiyordu. Eskiden de pek sakin hayatı olduğu söylenemezdi ama en azından kafası rahatdı.

Hayatına ilk düğümü dedesi atmıştı. Küçüklüğünden beri dedesine çok bağlıydı. Hep onun gençliģiyle ilgili anlarını dinlerdi. On yaşındayken dedesi ona ileride evleneceyi kızı anlatmaya başlamıştı. O zamanlar ne kadar hevesli olduğunu hatırladı. Çabucak büyümek ve dedesinin bahsetdiği  "ay yüzlü " kızla hemen evlenmek istemişti.

Ama büyüdükce hayalleri de düşünceleri de deyişmişti. İnsanları - özellikle de kadınları- tanımaya başlamıştı. Dedesinin kurduğu şirketin başına geçmişti ve başarılı bir iş adamı olmuştu. Sonra bir gün çocukluğunda hemen olması için dua etdiği şey gerçekleşmişti. Evlenmek zorundaydı. Ama artık eskisi gibi değildi. Ya da tanımadığı biriyle ömür boyu evli kalacak kadar akılsız değildi.

O da yapabileceği en doğru şeyi - kendince- yapmıştı. Evlenmişti ama evliliği kağıt üzerindeydi. Böylelikle dedesini üzmeden bu işten kurtulacaktı.

Şimdiyse olanları düşünürken onu rahatsız eden bir şeylerin olduğunu anlıyordu. Her şey tıkırında irelilerken onu huzursuz edenin ne olduğunu bulamıyordu. Dedesinin istediği olmuştu, evlenmişti ve her kesi bu evliliģe inandırmayı başarmıştı. E sorun nerdeydi öyleyse? Ailesini kandırdığı için vicdan azabı mı yaşıyordu?  Pek sanmıyordu çünki ailesiyle çokta yakın bir ilişkisi olduğu söylenemezdi. Ailesinden en çok sevdiği dedesiydi ve tüm bu saçmalıklara onun için katlanıyordu.

Peki derdi neydi? Niye böyle garip hissediyordu ki?  Sonra aklına o geldi. Gerçi bu sıralar - anlamadığı sebepten- aklımdan bir türlü çıkmıyordu. Ahh. Gerçekten tam bir "dolunay surat" dı. Onun bu sözden hoşlanmadığını bilsede ona bu şekilde seslenmek sebebsizce hoşuna gidiyordu.

Ne zamandan beri sevgili karısını bu kadar düşünmeye başlamıştı ki?  Doğru dürüst yüzünü gördüğü bile yoktu. En son iki gece önce onu mutfaktan çıkarken görmüştü o kadar.

Sonra ilk kez kahkahasını duyduğu anı anımsadı. Dedesinin anlatdıklarına gülmüştü ve gülüşü gerçekten güzeldi. O zaman içindeki garip kıpırtıları boş vermişti. Bir çok kez kadınların kahkahasını duymuştu ve bir çoģunda o kahkahaların sebepkarı kendisi oluyordu.  Ama  kulağına ilk kez bu kadar güzel geliyordu.

Ona bir kaç kez " çirkin " olduģunu imaetmişti.  Aslında gerçek öyle değildi.  Dolunay surat gerçekten güzeldi. Onu ilk kez gördüğünde de, üzerinde sadece havlu varken de, ya da o bordo elbisenin içinde de böyle düşünmüştü.  Ama onun da diğer insanlardan farkı yoktu. Para için tanımadığı biriyle evlenmeyi bile kabul etmişti.

Verdiği tepkilerle bir kaç kez kendisini şaşırtmayı başarmıştı. Mesela utanıyordu. Kuzey en son ne zaman utangaç bir kadın gördüğünü düşünmüştü.

Tabii sonrasında bunların hepsinin tuzak olduğunu da anlamıştı. Dedesinin gitdiğine üzülmüştü güya ama daha evden çıkmadan kartdan - yüklü bir miktarda - para çeken ta kendisiydi. Buna niye sinirlendiğini bilmeden şimdiye kadar hiç düşünmediği şeyleri imaetmişti ona. Eğer gerçek bir evlilik yapmış olsaydılar ima etdikleri gerçek olacaktı. Dolunay surat için farketmeyecekti belki de. Para için başka bir adamla birlikte olacaktı.

Sen... Ben... Biz...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin