Bölüm 33

94 9 6
                                    

Keyifli okumalarrrr:)))))
Bu bölüm benim Can İçim♡♡♡ Vızoşum en en en yakınım olan Nuraneye:) Xetrine deymek istemedim balım :( seni ne qeder çoooox istediyimi bilirsen:*(
İki gözüm gel barışalım artık♡ Bak sana bol Kuzeyli bölüm yazdım:D

Not: yazım yalnışlarını düzeltmeye çalışıyorum hala. Yalnış yazdığım bir söz olunca uyarın beni lütfen:)

Gözlerim gözlerindeyken söyledim tüm şarkıları bu gece. Niye gelmişti? Neden burdaydı? Ya da gerçekten burda mıydı? Anlayamamıştım. Yine de sadece o varmışcasına , bir tek ona okumuştum o güzel notaları. Nasıl yapmıştı bilmiyordum ama unutturmuştu bana her şeyi. Her kesi. Etraftaki beni seyreden insanları, heyecanımı, titreyen ellerimi. Yalnızca o ve ben vardık. Bir de şarkılar.

Gecenin son şarkısının nakaratını bir kez daha tekrar edip şarkıyı bitirdim yine onun gözlerine bakarken. Başka bir tarafa bakamıyordum. Gözlerimizi ayıran kulaklarıma dolan alkış sesleri olmuştu. Sesin kaynağına çevirdim gözlerimi. Çoğu çift olarak gelmiş misafirler geceden memnun kalmış olmalılar ki gülümsüyor ve bizi alkışlıyorlardı. Kazasız belasız, heyecandan elim ayağıma dolaşmadan, hiç bir şarkı sözünü unutmadan geceyi bitirmeyi başarmıştım. Onun sayesinde. Gözlerimi tekrar onun durduğu yere çevirdiģimde ondan geriye sadece büyük bir boşluk kalmıştı. Gitmiş miydi? Ya da sahiden burda mıydı en başından beri. Etrafa bakınsam da aramam sonuçsuz kalmıştı. Yoktu. Qrup üyelerinin sahneden indiğini gördüğümde ben de onların ardından indim. Her kesin yüzü gülüyordu. Etrafa bakınmakla öyle mesguldüm ki koşar adım yanıma gelen Ayşegülü son anda farketmişdim. O ne zaman gelmişti ?

" Güneş, harikaydın ya! Ne güzel söyledin! Bi de yapamam diyordun."

" Teşekkür ederim." dedim gülümseyerek. " Geleceğini bilmiyordum. "

" En yakın arkadaşım sahneye çıkıyor nasıl gelmem. Yalnız varya döktürdün resmen kızım. " dedi heyecanla. " Sarp mekan sahibinin yanına gitdi. Gelsin hep beraber çıkalım. "

" Nereye gidiyoruz ki? " diye sordum ama aklım onda değildi.

" Başarınızı kutlamaya tabiki. Bu gece kopacağız. " diye coşkuyla bağırdı sonra eliyle ağzını kapadı ve etrafa utangaç bir bakış atdı.

" Yine de fazla kopmayalım biz. " dedim gülerek ve ilave etdim. " Ben eşyalarımı alıp geliyorum. "

Yanından ayrılıp kulis tarzı odaya yürüdüm. Yalnız kaldığım an yine düşünceler kafama üşüşmüştü. Zaten bir yere gittikleri yoktu ve arada - çoğu zaman yalnızken- beni yokluyorlardı. Bu mümkün müydü? O benim mavi gözlerinde yalnızca nefret gördüğüm adam değil miydi? Ne ara bakışlarında huzur arar olmuştum? Ne ara kalbimde ona yer oluşmuştu? Bu imkansızdı. Olmazdı. Olamazdı yani. Bu kadar üzülmüşken, ağlamışken, acı çekmişken olmazdı. Bir sıcak davranışına kanamazdım. En çok bu yüzden boşanmak istiyordum. Geçmişi unutmam mümkün değildi. Gururum buna izin vermezdi ve ben daha fazla acı çekmek istemiyordum. Eskisi gibi olmak neden bu kadar zordu? Onu görmek istemediğim günlere dönmek isterdim. Hem onu görmek istemiyordum hem de görmediğim zaman merak etmeye başlıyordum. Kendime itiraf edemesem de o bana yaklaştığı ya da konuşmaya çalıştığı zamanlar ondan deli gibi kaçmak istiyordum. Ona bağlanmaktan mı korkuyordum? Ya da ona kapılmaya mı başlamıştım? O yüzden mi sırf bana yalan söylediği için o kadar tepki göstermiştim? Bu sefer daha fazla mı kırılmıştım? Neden öyleyse? Kafamda o kadar çok soru birikmişti ki! Tanrım! Öküz yine kafamı karıştırmayı başarmıştı. Ama yapabilirdim. Duygularımı kontrol edebilirdim. Onu düşünmeyecektim ve zamanı geldiğinde ondan boşanacaktım. Sonra da onu bir daha asla görmeyecektim.

Sen... Ben... Biz...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin