Kaeta
"Yalan"
"Yoo,hanımım.Ne yazik ki yalan diyemiyorum.Böyle olmasını..."diyor ve sesi iyice ağlamak bir hal alırken."Yo,yalan söylüyorsun!Kandırıyorsun beni. Değil miiii?"diyor,kafamı hızla sallıyor ve ona saldırıyorum ama beni engelliyor ve"Sakin olun!"diyor birden.
Korkuyorum.
İnanmayı istemem bu habere"Sus!Sus aptal git buradan.Derhal çık,daha da gelir ısen ölünü bile kimse bulamayacak.Git!"diyorum.
"Gideceğim,buraya geldim,haber vermek için.Bence o iyileşecek."
"Git."diyorum umursamazca.Sonra eve girer iken,korku ve dehşet ile aralayıp giriyor,Peemina'yı bulunca"Anne."diye sarılıyorum. "Ah,Kaeta.Olan biteni işitmiştim,henüz çok toysun,ama annen burada.Sakin metanetl bir kadınsın."
"Lensi-a-mı kaybedemem ben.Herşey bitti dedim o vardı. Eğer ki o olmazsa,ölsek ne gâm? Nolur sen de gitme,bi'çare koyma kızın Kaeta'yı.Öylsine zavallıyım öyle bi'çare kaldım.Benden can isteseler,seve seve.Yeter ki,onu istemesinler benden."diyorum.
"Lensia,senin kızınsa,benim can tanem.Ben onun büyük annesiyim.Benim canım da yandı atlatacağız bunu güzelim.Bunu aşacağız."diyor ama ona"Annem ben korkuyorum.Ya,ölürse?o zaman ne yapacağız?"diye soru yöneltiyorum.
Kaeta'ydım ben 18 yıl boyunca,Kaeta'nın annesiyim.Lakin umut kesmek yok,kızım ölmedi.Daha yaşamakta.Şimdi,üzüntü yerine sinir doluyorum.
Daha sinir dolunca"Milena!Onun suçu,günahı bu.Lütfen bırak ben gideyim de,kalbini çıkarıp,atayım."diyorum ama o beni tutuyor"Bak,"diyor"Güzel yavrum,lütfen sakin ol,yoksa çok fena olacak."dedi.Sinirle aģlamaya başladım."Bırak onu öldüreyim."diyorum ağlarken.
Anneciğim bana"Sakinleşmek zorundasın,güzelim."diyor ve o gidince ben ağlamaya devam ediyorum.Dolaba bakarak onun bebeklik elbisesini buluyor ve o- nun ile bağrıma bastırıp"Lensia!"diye aglıyorum. "Ah benim Lensia'm benim.Sen küçük daha çok küçük bir kız idin"
Düşes Milenna
Lensia'cığın bebekleri kurtulsa da,o daha yaşamaz diyormuş hekimler.Birazdan ulak gelecek.Ulağım.
Bana kızın halinden bilgi verecekmiş,çok heyecan ile beklemedeyim.O ölmüşse,ben durduralamam.Umudum bu.Dışarıya çıkıyorum,"Bu ulak neredeymiş?"diye soruyorum,köleye."Merak etmeyiniz o birazdan gelecek,kontesimizin durumu sizi meraklandırıyor herhalde." dedi hızlıca.Ben de onun haddini bildirir ses ile"Yahut merak ettim yahut etmedim,seni ilgilendirmez!"diye yanıtlıyorum
O ulak geliyor ve ona yöneliveriyorum"Sonunda.Ne de bekletdin yahu!Bu kadar da olur mu?!Meraktan öleceğim,akşam şu aptal adam!"diye sitem ediyorum."Tamam,buradayım düşesim.Size haberlerim var."diyor."Haydi,"diyorum merak ile tek solukta.
"Leydinin durumu iyiye gidiyor. Çocukları annesiz kalmadı yani. Şans işte,yüzlerine gülüverdi."dedi."Daha fazla yenilgi kaldıramayacağım,yeter." diyorum öfkeyle."Yıkıl karşımdan!"diye bağırıyorum o buna şaşkınca koşuyor.
"Ah benim oğlum,Fernoin'im... Yine yenemedik onu,yılanın soyları!"diyorum.Fernoin şaşkın şaşkın bakıyor haliyle.6 yaşında. "Fernoin?"diyorum."Anneciğim, yine üzgün müsün?"diyor."Öyle ne yazık."diyorum.
Odamin ahşap kapısına en yaşlı kölemiz Rika belirdiğinde"Ne oldu?"diye soruyorum."Ben bir köle almışdım.Siz eski köleyi ko- vdugunuz zaman..."diyor.O yöne bile bakmadan"Getir!"diye bağırıyorum."Gel buraya!"diye haykırıveriyor.
Birden kapımda,sarı saçlı,maviş maviş güzel gözlü.Üstü,başı çok kirlenmiş.Bir anda köle olduğum zamanlarımı hatırlıyorum.Acı ama küstah bir gülüşle"Gel,adın ne?"diye soru soruyorum.
Birşey mırıldansa da,onu asla anlamama rağmen"Ne diyorsun kızım?Kaç yaşındasın ki sen?18 lerindesin gibi falansın."diye cevaplıyorum o ise"Hanımım ben 18 yaşımdayım kaçırıldım,köle ettiler."sonuna doğru sesi kısılıp, gòzleri de yaşarıyor yavaşça.
"Adın ne?"diyorum."Frosen." diyor.Yo,bu kız çok güzel.Olmaz bu.Tehlike yaratmaz mı bu kız? Lordumun dikkatini celbetmez mi?Genç menç ama lordum buna bakar,yok.Bu riske girme,düşes.
"Bula bula bu gencecik kızı buldun bana ha Rika?Götür şu zavallı kızı."diyorum.Birden aklıma bir fikir gelıyor."Durun"diye emir verdim ikisi tam gider iken.
"Bu kız genç prense benden bir hediye olabilir.Evet,onu götür. Saraya,orada köle olsun,burada harcanmaz,gitmez.Saraya git,muhafızlarına de bu düşes'ten size bir armağanmış,böyle de."diyorum gülümseyerek.
"Ama efendim..."diyor hizmetçi. "Kes."diyor,sarısın kızın çok telaşlı ve
endişeli gözlerine bakarak.Kaeta
Hillary'nin sarı saçlarını örerken ona şarkılar söylüyorum."Benim güzel kızım...Benim içim,canım... Annesinin prensesi...Babasının minik sevdiği..."
Bu arada beni durduruyor."Anne sen iyi misin?"diye soruyor."İyiyim güzelim,"diyorum."Az önce niye ağladın?Duydum!"diye bağırıyor
"Sakin ol Hillary'm,canım bençok iyiyım,ağlamamış idim,yalnış duydun."diyorum."Ah,ya 7 yaşıma geldim anne ben anneciğım.Bebek değilim artık, söyle bana,beni de Lensiayı yolla- dığınız gibi yollayacakmısınız?"diyor.
Nasıl!?"Bunu duymamış olmayı istiyorum,Hillary.İstersen,sonsuza değin kalbimde sana yer olacak."diye ona sarıldım."Babam konuşur iken dedi ki'Hillary benden değil.'diyor idi,bir adam vardı..."
"Ne?"diye bir sözcük kaçıyor dudağımdan,Hillary"Benden değil,ne demektir anne?"diyor. "Tatlım şaka yapmış.Sorun değil tamam mı?"diye onu öpmeye yeltensem de,benden kaçarak"Siz birşey saklıyorsunuz,belli ki!"diyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DÜŞES
Fiksi SejarahSİNEM ELVER Kaetha asil bir kadındır.Sayılı zenginlerden birisinin kızıdır.Aşık olduktan sonra,aşkı ile lord ile evlenir.Hamile kalır ve bir kızı olur. Herşey harika görünür.Ta ki bir hizmetçiyle aldatıldığını ve lordun onu savuşturmak istediğini öğ...