42:Zindan

63 2 0
                                    

Kaeta

Biz bu batağa düşmüşüz işte.Bu fareli zindana.Hakkımda çıkacak kararı bekliyorum bildiğin.Mavi elbisemi çekiştirerek"Yardım edin!"diye çığrınıyorum.Ses yok.

Tek umut,Hillary'min yaşıyor olması.Ona birşey olursa yemin ederim ne lord kalır ne Chinstonso.Yahut düşes.Ölürler. Hem de merhamet için yalvararak.

Az sonra lord zindan parmaklığına geliyor"Kaeta!"diye bağırınıyor var sesiyle."Lord!" Ona hiç bu kadar hınç ve öfke ile bağırmamış idim."Bana bunu yapmanı hiç beklemezdım.Sen göreceksin ki,Hillary'de o uşakta bulunacaktır."dedi.

Ben zindanda yere çöktüm."Bir tarafdan bağırıyor,bir de ağlıyor idim."Hillary'me dokunma!Azıcık merhametin ka- lmış ise onu bırak!Bak,canımı al fakat onu...Onu sakin katletme lord!"diyor idim.Lord ve Chinstonso bugün görüşecek hatta mesele krala gidiyor.

Bana iğrenç bir böcekmiş gibi,iğrene iğrene baktı.Ben se bağırıverdim"Hillary'me dokunma!Ne olur!"diye sayıkladım.Rengim bembeyaza döndü.

Uşak Auerl

Nihayet hana vardık.Çaldığımız at arabasıyla.Hillary sabah beri donuk donuk bakıyor.Ağladı ama sessizce.Sanki birşey var gibi,farklı.

"Sen benim babamsın,benimle hep babamdan-yaani Bay Chins- tonsodan fazla zaman geçiren,içten içe babam Auerl sanki,dediğim babam!"dedi.

Ona baktım da,acı çekiyor."Sana söylemek isterdim Hillary'm." dedim.Gözlerimin dolduğunu,içimin acısını derin derin hissediyor idim.

"Baba..."bu kelime.Rüyalarımı süsleyen bu kelime.Onun bana baba demesini bekliyordum,bu kelime..."Kızım."dedim."Ben seni affediyorum babacığım.Seni af ediyorum."bunu söylerken sesli sesli acıyla inliyordu Hillary'cğim,güzelim.

"Anneme birşey olmayacak değil mi baba?Ne olur,birşey olmasın" dedi."Olmayacak.Söz veriyorum güzelim.Anneciğin,ve baban.Sen. Biz...Biz yeniden aile olacağız."dedim.Ama biliyorduk. Olamayacaktık,kattiyen.

Hillary bana baktı.Sonra yemeğine döndü."Kızımızı korumak zorundayız,Kaeta."dedim kendi kendime.

Hancı,bize odalara kadar eşlik etti.Kızımın bu handa güvende olmadığını biliyor idik.Ona bir kötülük olabilir ve ben de,birşey yapamadan...Burda bu pis handa kalakalır,ölürüm...

Yazardan

Han gecenin karanlığına karışmış gibiydi.Kara gece,birazdan olacakların havadisçisi gibi,korku dolu.Soğuk ve kimsesiz.

İçeri giren bir dolu saray muhafızı ile,han gürültüyle inle- di.Kılıçların kınından çıkmaları ve buradaki tekinsiz adamların karşılıkları.Zaten karşılık vercek tiplerden idi.

Bu arada,Hillary ve uşak Auerl de uyandı."A uyan Hillary!Birşey oluyor!"evden aldığı kılıcı çektı. Sen odada bekle."dedi.Sesi korku dolu idi.Odadan çıktı;gelmedi.

Hillary panikten ses de yapamıyordu.Elleri ter içinde ter ile ıslanmış,minik eteğini havlu,bez amacyla elini temizledi

Auerl,kapının önunde askerler ile karşılaşmış idi."Def ol!"derken bir yandan elindeki kılıcı savurarak"Gidin"diyordu.Alalade savurduğu kılıç hiç işe yaramadı.

İki muhafız onu yakaladı.Direniyor olsada,içeri girmelerıne engel olamadı."Bırak Hillary'm!Dokunma ona!"diye bağırdı,gırtlağı yırtılacak sanki zavallı uşak Auerl'ın.

Hillary çığlık atsa da 9 yaşında bir kız çocuğu idi.Engel olamadı. Onu da tuttullar ve onları,tahta bir at aracının mahkum kısımına yerleştirdi.."Korkuyorum baba"

Bu ses Hillary'nin sesiydi."Korkma Hillary'm."dedi Auerl."Sana zarar gelmeyecek.Bana birşey olur da vefat eder isem,annene onu hep sevdiğimi söyleyeceksin,söz ver"

"Söz.Yemin ederim baba."dedı Hillary ağlayarak,sesi ürkek ve oldukça üzgün gelmişti.Babası ile göz yaşı döke döke ilerliyorlar idi Zaman akıyor idi geçiyordu.

Kaeta da zindanda sessizce ağlıyor ve "Hillary!Auerl!Bırakmayın beni..."sesi sona doğru ağlamayla kesildi.Elini kalbine koyarak."A- u-erl..."dedi son kez ve işte.Birden yere yığılıp,bayılıverdi.

DÜŞESHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin