46:Saray Daveti

79 2 0
                                        

Düşes Milena

Saygıdeğer Düşesim,
Bu mektubu kral adına yazmaktan onur duyarım.Sevgili lordumuzun krala olana üstün hizmetleri bilirsiniz ki herkesin dilindedir.

Sizler gibi bir leydiyi ve yetişip büyümekte olan genç lordumuz Fernoin'i sarayda görmekten büyük onur duyarız.
Saray elçisi,Marcus Stewart.

Mektubu elimden bırakırken aklımda yüzlerce fikir var.Esas planımı kafamda oluşturmam ise saniyeler aldı.Ben bunun için savaşıyordum.

O yaşlı kart lorddan bir an evvel kurtulmalıydım.İstediğim şeyi de almış idim,saltanatımı daimi edecek bir varisim var.Büyük tehdit Kaeta ve asıl tehlike'sözde lordun öz kızı Hillary'de yok.

Eh,Hillary ölmedi.Sadece evlendirilecek ve bu ülkeden gidecek ama tehdit ortadan kalktı ve zaten o lordun öz evladı bile değil.Değil mi?Mektubu alarak lorda koştum."Lordum! Lordum!"dedim.

"Efendim,mektup gelmiş!Saray elçisi'nden.Saraya davet edilmişiz lordum,saraya!"dedim.Mektubu alıp uzun uzun düşünürek okudu.Sanırım ne yapacağından emin değildi.

"O halde gidiyoruz Milena.Hazır olun,yola gidiyoruz."dedi.İşte bu diyerek koştum.Bu miladımdı işte.Senden kurtulacağım yaşlı adam,kurtulacağım senden!

3 gün sonra

Herşey hazır işte.Son kez sayıyoruz herşeyi.Ne yazık ki o pis Kaeta bizimle geliyor.Sarayda bir odada kapalı kalacak.Ben ise buna karşı çıksam bile birşey yapamadım,ne yazık ki

Hizmetçiler,biz ve saray muhafızlarından bir grup adına on at aracı,yolda bir konvoy oluşturduk.Atların tıkırdaması ve güzel tatlı sohbetler arasında yolda ilerledik.Bu yol çok uzun değildi.

Yaklaşık 14 saat sonra,artık saraydaydık.Saray kapısı bizim için ardına kadar açıldı.Kraliçe, hayal edebileceģimden bile heybetli bir şekilde,koyu kahverengi elbise ile buyurgan ve davetkar şekilde gülümsüyordu.

"Ah,"dedim.Ağzım bir karış açık kaldı ve kraliçe"Hoşgeldin,düşes Milena."dedi.Revelans verdim ve olabilecek en zarif sesle"Teşekkür ederiz,burada bulunmak onur bizim için,majesteleri."dedim.

Kraliçe büyük bir asaletle gülümsedi.Bende yavaşça yanından ayrılmaya çalıştım.Almaya çalıştığım herşey benim artık.Bazen hayat sizi acımasız olmaya zorlar.

Ben düşes Milena.Ufak bir çocukken sınıf atlamak zorunda olduğum öğretildi.Herkes bana 'Buradan kurtar kendini."derdi.

Yoksulluğun pençesindeyken köle tüccarları beni ailemden aldılar.Bazı konaklarda kölelik yapmıştım.Bana öğretileni yapmıştım;"Yükselmek ve kendini kurtarmak gâyendir ve ona ulaşmak için zenginlerin yatağına girmek,aşağılık duruma düşmek zorunda kalabilirsin..."

1-2 asile metreslik yaptıktan sonra kaderim olan yere geldim.Lordun köşkü benim yuvamdı.Lord ahmaktı,benden yaşlı idi.Onu kandırmak zor değildi hiç.Yine metres oldum lakin bu defa lord bana aşık oldu.

Karısını boşayabileceğini ve beni düşesi yapacağını anlattı.İşte bu. Milena küçük,zavallı metres değil!Lordun düşesiydi bundan sonra.Hizmet etmek devri bitti,
artık avucumun içindeydi lord.

Bir de leydi Lensia'dan kurtuldum,Hillary zaten bir piçmiş.Bu vesile ile,sevgili eski düşes dul leydimiz Kaeta'dan kurtuldum.Bir çocuğum oldu,Fernoin'im.

Artık yerim sağlam.Bu benim mutlu sonum ve burada aşk yok. Hayatım boyunca erişmeye çalıştığım mevkim var ve bu uğurda katlandığım aptal lord,senin sonun ise çoktan geldi.

DÜŞESHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin