49:Auerl'in Mezarı

111 2 0
                                    

Kaeta

Eski hallerimden eser kalmadı.Sade,simsiyah,düz elbisemle oynayarak hayal kuruyorum.Şimdi Hillary'm nerededir?Özlemişmidir beni?Evet,özlemez olur mu?Zavallı kızım,o adam onu nereye götürdü acaba?

İçim içimi yiyor.Hizmetkârlardan genç olanına bakıyorum."Buraya gel,bakayım kızım."diyorum.Genç kız yanı başımda bitiyor."Hanımım?Bir sorun mu var?Solgunsunuz. Hasta mısınız yoksa..."

Konuşkan kızı susturmak için,parmağımı dudağıma götürüyorum."Öyle ya.Biraz hastayım."diyorum.

"Ziyaretçin var leydim!"burada daha ihtiyar olan ikinci hizmetçim haykırıyor."Kim o,gelsin bakalım."diyorum.Ne?!Hayır,buraya mı gelmiş?Yıllar sonra mı?Sevgili(!)uģursuz ağabeyim Jacob!Ben daha lordumla evlenmeden evvel,Jacob ailemizin yüz karasıydı.

Zengin ailemizde haytalık peşinde koşar,bizi ele güne rezil ederdi.Babam ona hayta,derdi.Severlerdi onu içten içe,bilirdim.Bir gün ailemizi terk edip,ben maceracı olacağım,diye gitti.Annem ne kadar üzüldü.Babam ise ismini ağza almamızı dahi yasakladı;yüz karası.

"Kaeta!"diye atılıyor ve sarıyor beni.Bazen birinde sarıldığınızda tarifsiz bir duygu hissedersiniz ya,iliklerinize kadar sevgi dolarsınız.Tamam,dersiniz.Buradan ayırmayın beni,ne olur.O hissi ilk kez Auerl'de tattım.Şimdi ise uğursuz ağabeyim ile.

"Lorda uğradım Kaeta.Vaziyetten haberdârım."Saçlarına kır düşmüş.O hayta delikanlı gitmiş idi artık.İnsanlar değişiyordu,buna engel olamamaktı en acı olan."Jacob,"diyorum."Seni buraya getirdiklerini söyledi.Bir şey daha,şu not."dedi.

"Canım kızım,Kaeta.Gittiğin yer,Auerl'in memleketiymiş.Lorddan öğrendim.Onu oraya gömmüşler.Nerede olduğunu bilmek istersin,diye...Mezarının yerini yazıyorum."

Jacob devam etti."Bu mektup,yaşlı bir kadından.Benim kardeşin olduğumu ve yanına geleceğimi işitince,sana bir not yazdı,ismi Peemina'ymış.Manevi annen miymiş neyse,"

Manevi annem,Sam Chinstonso'un hizmetkârı.Demek not gönderdi,canım anneciğim.Peemina annem,onu ne kadar özlemişim meğerse.Ne kadar özlemişim ak saçlarını,iyi kalbini.

"Me-me-zar.Oraya gitmeliyiz,"diyorum kekeleyerek.Genç hizmetkâr,"Burada ne at,ne at arabası var hanımım.Nasıl gideriz!Hem uzak,"dedi kağıda bakarken."Uzak muzak,"diyorum kızgın bir ses tonuyla."Birşeyler olmalı,at yok at arabası yok!İneğe mi biniyorsunuz?"

Genç hizmetkâr güldü."Olur mu?Burada eşek var hanımım.Size layık değil,siz eşek binmeyi bilmezsiniz hem..."diye geveledi."Hah,beygirden ne farkı var.O da binek,o da binek.Bineriz korkma."

Yola çıkınca fark ettim ki,eşek cidden zor.Yere çok yakınım ve denge sağlayamıyorum.Sıcak ama çok."Kızım,"diyorum genç hizmetçiye."Söyle hanımım?"diyor."İsmin nedir,sormadık unuttuk."diyorum."Ah,ismim mi?İsmin Muffy."diyor."Muf-fy."diyorum.

"Pekâla Muffy,ne kadar var daha?Buraları sen bilirsin,kızım.Ben değil."Biraz düşünerek,"Az kaldı hanımım."diyor."Az kaldı."Az kaldı da,dermanım kalmadı."Emin misin,ortalıkta mezarlık yok..."

Gülerek,"Şu köşeye gömmüşler hanımım."diyor.Eşekten düşer gibi iniyorum."Bu tepede mi uyuyor sevgili Auerl'im?Yeşil ormanım,şu kum tepesinin üstünde,bir yükseltide.Evet,belli bir yükselti var tepenin üstünde.Bir de tahta parçası."Ah Auerl,"diyorum,gözyaşlarıma engel olmadan.

Hayatta en çok sevdikleriniz uzakta oluyor.Ne acı.Bir vakitler aşktan tutuşurduk.Kızımın gidişini görmedi ya.O neyse. "Auerl..."diyorum."Uyan can pınarım,uyan orman yeşili gözlü Auerl'im."Gel,deyince gelmiyordu işte.Bazen insana sadece özlemek kalıyor sevdiğinden.

DÜŞESHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin