DÜŞES

59:Büyük Düğün

2 Hafta Sonra
Terse Denizi

Hillary,annesinden ayrıldıktan sonra verildiği köle tüccarının oğluyla anlaşmış,satılmak yerine onlarla çalışmaya başlamıştı.Her gece rüyasında,öz babasıyla kaçtığı günleri ve onun gözünün önündeki idamını görüyordu.Yine öyle bir gecede sıçradı yatağından.Burada olmasını sağlayan ne varsa onu yok etmek istiyordu.

Köle tüccarı,kızın çığlığını duyunca odasına koştu.Kızın kan ter içinde olduğunu fark etti.Kız toparlandı.Tüccarın hırıltılı sesi onu korkutuyordu."Herşey yolunda,topal korsan."dedi.Bu, adamın lakabıydı.Gerçek adını bilen kimse yoktu."Kabus mu gördün kızım?"dedi korkunç sesiyle çelişen dostâne bir ifadeyle.Oğlu,aylar önce kızı himayelerine almaları için yalvarmıştı.Yaşlı aşçı Lele hariç kadın hizmetkârları yoktu ve küçük bir çocuğu eğitmek iyi olabilirdi.Oğlunun Hillary'ye duyduğu ilgi de inkâr edilir gibi değildi.

Hillary,çocukluģunda olduğu gibi yorganı üzerine çekti,adam yatağa oturduğunda.Cılız bir sesle,"Topal korsan?"dedi soru sorar gibi.Topal korsan,uzaklara dalgın dalgın bakıyordu."Sen'Deniz Kızı'şarkısını bilir misin küçüğüm?"dedi.Hillary,"Bilirim." diye yanıtladı adamın sorusunu.

"O şarkı oğlumun annesi için yazıldı."

Hillary'nin korkusu,merağa dönmeye başladı.Kafasının içinde deniz kızı şarkısı çalmaya başladı.Annesi,onun için söylerdi bazen.Meyhanelerde de oldukça sevilirdi ağıt."Denizden bir kız geldi,/Gören büyülendi/Gören büyülendi..."Topal korsan,"Deniz kızı dedikleri,hayal kırıklıģına uğrayabilirsin ama bir fahişeydi.Zaten hayat hayal kırıklığı ve umut döngüsünden ibarettir."

Hillary,"Nasıl tanıştınız onunla? Nasıl..."dedi sonunu getirmeye korkarak."Nasıl ondan bir piç peydahladın diye mi soracaksın küçük kızım?"dedi topal kanca acı acı gülümseyerek."Ah,evet efendim."dedi Hillary.Nüfuzlu bir yerde büyüdüğünden nazikti. Topal kanca,"Biz nezaket bilmeyiz kızım."dedi adam.Bilmezlerdi,bu kesindi.

"Onu bir handa buldum.Handa fahişelik yapıyordu.Ona aşık oldum.Onunla bir gece beraber olduk."dedi köle tüccarı."Sonra kızım,o hamile kaldı.Ben de,ona seni kurtarayım dedim.Çocuğumuzla üçümüz yaşayalım,dedim."dedi.Kız,"Ya sonra?"diye sordu merak içinde.

"Gerçek hayatta mutlu sonlar yoktur.Onlar sadece efsanelerde,masallarda ve şarkılarda olur,bunu öğrendim. O beni sevmiyordu.Para karşılığı birlikte olmuştuk.Piçini doğurunca alır gidersin dedi bana.Çok,çok güzeldi.Onunla yatan bir şarkıcı"Deniz Kızı,"şarkısını yazmış.Sonra piçi alıp gittim işte."dedi.

"Ya sonra?"

"Sonrası yok.Yarım kalmış bir cümleyiz biz.Sonu olmayan bir hikayeyiz.Güneşin doğmadığı bir geceyiz.Hayat böyle,küçüğüm. İnsanoğlu hatıralarıyla bile avunabiliyor bazen.Gideni geri döndüremiyor ya,canı oradan yanıyor.Keşkeler bitiriyor insanı küçüğüm,ihtimaller yakıyor.Kalp en söz dinlemeyen organ.Bir de olmadık insanı buluyor.Neyse çocuğum,"ayağa kalktı derin bir nefes alarak."Sen,sen ol,kimseye ederinden çok değer verme."

***
Aynı Gece

Genç hizmetkârı Kaeta'ya şiiri okurken,hanımının ağladığını fark etti."Kaeta,"dedi şefkatli ses tonuyla.Gençti kadın.Çok güzel sayılmazdı,fazla cılızdı.Açık kahverengi saçları ve biraz çekik koyu renk gözleri vardı.Kaeta'yı bir abla kabul ediyordu."Güzelim şiire devam etmeyecek misin?"dedi Kaeta,yumuşak bir sesle.Sürgün edildiğinden beri çok durgundu,sessizdi. Olgunlaşmıştı.Pişmandı da elbet.

Sevdiği adam gözlerinin önünde ölmüştü.İzlemelerini Milena sağlamıştı,biliyordu.Onun kralın dünürü olacağı gerçeģi Kaeta'yı mahvediyordu ama ihtiraslı ve tutkulu Kaeta eskide kalmıştı.Yerini durgun ve daha bilge bir kadın alalı çok olmuştu. Zamanını,kitap okuyarak ve dua ederek geçiriyordu.