İlk Bakış...

3.5K 114 6
                                    

ALİ MERTOĞLU

Herkes havuz başında, ellerinde içki gündüz vakti. Kısık seste çalan müziğin ritmine ayak uydurarak herkes yavaşça sallanıyordu. Masanın başında salakça durup etrafıma bakıyorum. Ya ben neden hiç bir şeyden keyif almıyorum?
Sonra Emre ve ayrıldığı ex-kız arkadaşı geldi yanıma.
"Aliş, hadi gel biraz dans edelim. Emre istemiyor." Tuğçe dedi.
Nazikçe red ettim.
Tuğçe sıkılarak yanımızdan ayrıldı ve diğer kız arkadaşlarının yanına gitti.
Emre ile biraz dertleştik. Kız meselesi falan.

SELİN YILMAZ

Coğrafya dersindeyiz ve öğretmen tahtaya bir dünya çizip birşeyler zırvalıyordu ama ben tabii ki hiç oralı bile olmadım.
"Selin burası neresi?" Öğretmen sordu, elindeki çubuk küçücük bir adayı gösteriyordu. Benim gözlerim büyüdü, bilmiyordum cevabı. Benden sadece beş dakika önce doğdu diye kendini çok büyük zanneden ikizim Nazlı arkadan tekme attı bana ve cevabı fısıldadı. Bağırarak "Dominik!" dedim."
"Afferin, Selin."
Son birkaç aydır aldığım ilk "afferin."
Öğretmen devam etti derse ve ben kendimi liste yaparken buldum. 'Bir erkekte istediğim özellikler' listesi...
Benim acilen yeni bir erkek arkadaş bulmam gerek diye düsündüm. Acaba kim? Buldum! Bora! Yani ben okulun tartışmasız EFSO kızıyım. O'da bir devlet lisesinin Brad Pitt'i sayılır. İdare edeceğim artık ne yapalım, elimizde bu var...
Hemen bir not yazdım, Kordona gidelimi diye.
***
Teneffüs'de hemen kantine gittim ve Bora'yı salak arkadaşlarıyla otururken buldum. Hemen gittim yanına ve bütün arkadaşları kalktı. Yanına oturdum ve "Eee? Gidiyormuyuz?
"Nereye?"
"Kordona, okuldan sonra."
"Sadece ikimiz mi?" Dedi Bora
"Yok, arkadaşlarınıda getir sonra kaf-kaf maçına gideriz"
Ve tam o sırada gıcık ikizim geliyor ve ortam geriliyor. Bora kalkıp gidiyor.

ALİ MERTOGLU

Emre ile dertleştikten sonra Emre yanımdan ayrıldı ve kızların peşinde çapkınlık yapmaya devam etti. Artık sadece gülüyorum Emre'ye. Hep kız peşinde.
Ben yine yalnız kaldım, ve sıkıldım. Hemde çok. Eve gittim. Ama evdeki ortam çok gergindi, her zamanki gibi. Babam İzmir'e gitti, sevdiği kadın oradaymış. Aman, çokta umurumdaydı. Bu arada birde üç tane kızı varmış.
Acaba nasıllar?

SELİN YILMAZ

Okuldan sonra Kordona gidemedim çünkü imalatında hatası olan ayı ikizim izin vermedi ve annem eve erken geldi.
Annem direk odasına çıktı ve hazırlanmaya başladı, güya arkadaşlarıyla yemek yiyecekmiş. Ama bu normal bir hazırlanma değildi. Özenerek hazırlandı, sanki özel birisiyle buluşacakmış gibi. İkizim, ben, ve küçük kız kardeşim Peri evde oturup sıkıntıdan patladık.
Nazlı, annemden şüphelenerek sessizce takip etti. Meğerse annem bir adamla buluşmuş, ve üstelik yemek yemiş.
Nazlı annemi o adamla görünce bağırmış çağırmış, ve annem sonunda o adamı bizimle tanıştırmak istemiş. Ve son karar, daha ismini bile bilmediğim bir adam evimize gelip bizimle tanışmak istediğini söyledi.
"Merhaba. Ben Haluk. Haluk Mertoğlu."
Benim gözlerim bir anda parladı. 'Haluk Mertoğlu?!MERTOĞLU!' Diye düşündüm. "Bildiğimiz Mertoğlu? Mertoğlu otelleri, falan?!"
"Evet, Mertoğlu otellerin sahibiyim." Dedi bana gülerek.
"Ay anne, çok doğru bir adama aşık olmuşsun, aferin kız sana!"

ALI MERTOĞLU

Galiba İzmir'den İstanbula taşınacaklar, bizim eve. Zaten babam yetmiyormuş gibi şimdide gel onlarla uğraş. Her yerden çıkacaklar, herşeye maydonoz olacaklar. (Hatta büyük ihtimal bizim yani ben ve kuzenim Savaş ile aynı okula gidecekler.) Yüzünü bile görmek istemediğim ve ismini dahi duyduğum an yüzümü onun için ekşittiğim babam gidip orada yaşasa ya keşke. Bari bende kurtulmuş olurum.

***
SELİN YILMAZ

Sonunda İstanbula geldik ve yeni evimize daha doğrusu sarayımıza geldik. Ben hemen benimsedimmi ne?
Bence burada çok huzurlu ve rahat olacağız. Hem belki burada daha yakışıklı erkekler vardır. Peri, 'annem nerede mutluysa bende orada mutluyum' dedi ve onayladı İstanbula gelmemizi. Nazlı, her zaman ki gibi pislik yaptı ve sorun yarattı.
***
Kapıma birisi vuruyordu, sanki dışarda deprem oluyorda ben hala yatıyorum. Yavaşça kalkıp, atarlı bir şekilde kapıyı açıyorum. Peri kapıda 'günaydın. Yeni evimizde ilk sabah!'
Sonra, etrafıma bakıyorum ve gerçekten yeni evimizdeyiz. Hemen, mayomu giyip aşağı havuza koşuyorum. Tam koşarken maviş maviş gözlerle bakan, sap sarı saçları dalgalanan bir erkek çıktı karşıma. "ALİ? ALİ MERTOĞLU! BAŞKA KİM OLACAK Kİ?" Diye düşündüm.
Sanırım beni görmedi ve bana çarptı.
Bende bilerek "Yavaş" dedim.
"Asıl sana yavaş."
"Bir özür dileseydin." Dedim sırıtarak.
"Evimde yabancılara alışık değilim. Trafik yapıyorsun."
"O zaman koridora tabela assaydın 'dikkat hayvan çıkabilir!' diye." dedim ve hemen yanından uzaklaştım. Benim arıza ikizimden daha arızaymış.
Ama o hırçın yüz ifadesi aklımda kalıyor. O deniz mavisi gözleri... Alnını kapatan o birkaç sarı tel saçı...

Mavi GökyüzüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin