ALİ MERTOĞLU
Selin telefonu kapattığı an, yanındaki kıza döndüm.
"Ne yapıyorsun sen ya?"
"Hiç canım, öptüm seni."
"Farkındayım, da niye?"
"Sevgilimsin çünkü."
Yüzüne haykırmak istedim, ne sevgilisi ya?
"Kızım ne diyon sen? Ne sevgilisi? Tamam, yani bir dans etmiş olabiliriz, ama ne sevgilisi? " dedim, ağızımı kapatarak, sanki yeni bir dedikodu duymuş gibi.
"Aşkım sevgiliyiz. Sen dedin ya."
"Ne dedim?"
"O kız seni bıraktığında, geldin ya yanıma. Seni seviyorum dedin, öptün beni."
"Ben mi yaptım bunu?" Kaşlarımı çattım.
"E tabi sen yaptın."
"Ben sarhoştum, farkındaysan. Hem benim sevgilim şu anda Amerikada, bende yanına gidiyorum."
"Ama sen beni seviyordun?"
"Ne sevmesi ya, ben başkasına aşığım. Senin o muşmula suratına bakacağımı mı sandın? Sarı şırfıntı, daha adını bile bilmiyorum."
"Biz sev-"
"Hadi kaşarcık, başka kapıya."
Kız yüzüme şok olmuş bir şekilde baktı, valizimi alıp, başka bir yere oturdum.
Buraya geleceğimi nereden biliyordu?
Bir kaç dakika sonra, şiddetli yağış vardı. Etrafıma baktım, herkes telaşlı görünüyordu. Sonra anons geldi, tüm uçuşlar yarına kadar iptal edildi.
"Bir bu eksikti. Off!" dedim kendi kendime. Yaşamadan bir kaç gün daha beni bekliyordu.
Gözlerimi devirerek valizimi aldım. Yavaş yavaş arkamdan sürükleyerek, havaalanından çıktım. İki saniyede yağmur sırılsıklam etti beni. Umurumda değildi. Arabama bindim, ve Emre'nin evine doğru sürdüm.SELİN YILMAZ
Sinirden ağlamaya başladım. Elimde Ali ve benim fotoğrafım vardı, ucunu sıktım.
Beyefendi hemen başka şırfıntılarla gezmeye başlamış. Birde bana diyor nasıl unutacaksın diye. Sen unuttuysan, bende unuturum...
Uğur'un odaya girmesiyle, elimin tersiyle gözlerimi sildim.
"Ağlıyor muydun sen?"
"Yo ne ağlaması?" dedim sırıtarak.
"Yalan söyleme, gözlerin kıp kırmızı olmuş."
"Ağlamadım."
"Selin..." dedi yanıma oturarak.
"Beyefendi hemen başkasıyla sevgili olmuş. Hani, o konserde dans ettiği kız vardı ya, onunla."
"Sen nerden biliyorsun?"
"Adam beni görüntülü aradı, sonra o kız öptü onu."
"Ama bu sevgililer anlamına gelmez."
"Ali bu, yapar mı yapar."
"Neyse fıstık, buraya ağlamaya mı geldin? Hadi gel seni Time Square'e götüreyim."
"Oluuur, da Çiğdem?"
"O da geliyor."
Çantamı aldıktan sonra, arabaya indik ve hazır olda bekleyen Çiğdemi gördük.
Hepimiz arabaya sessizce bindik. Daha önce hiç gezmediğim sokaklarda izimi bırakıyordum. Hiç görmediğim, hiç koklamadığım. Camdan kolumu ve saçımı sarkıttım. Gözlerim kapalı, derin bir nefes alıp verdim.
"Hadi bana anılarınızdan bahs edin." dediğimde Çiğdem hemen anında kafa atlayıp, abisinin karizmasını çizmeye başladı.
"Ayy Selin, bir keresinde abim bir kıza çıkma teklifi edecekti. Daha buraya yeni gelmiştik, böyle çat pat biliyorduk İngilizceyi. Bu gitti kıza yarım yamalak İngilizcesiyle, çıkma teklifi etti. O kadar kötü konuşuyordu ki, kız türkçe küfür etti sandı, tokadı yapıştırdı."
Bunu duyduktan sonra sadece Uğur'un yüz ifadesi yetti haykırmama. Beş dakika durmaksızın güldüm.
"Ama yeter..." dedi Uğur, hem ciddi hem ciddi olmayan bir ifadeyle.
"Tamam tamam durdum." dedim ve sıra Uğur'daydı.
"Çiğdem'de yatarken altına kaçırmıştı, uyanmış annemde kızar diye, çarşafı değiştirmiş, süngeri ters çevirmiş, birde pijamasını değiştirmiş, üstüne üstlük çarşaf ve pijamasınıda geri katlayıp yerlerine koymuş..."
Bunu duyunca daha da çok gülmeye başladım.
"Ay karnım ağrıdı." dedim, gözlerim yaşarmıştı gülmekten.
"Ee, sen de ne var ne yok?"
"Acı var, Ali yok."
"Ali kim?" dedi Çiğdem arkadan.
"Annemin kocasının oğlu." dedim.
"Kısacası üvey kardeşin."
"Abim oluyor."
"Bana pek öyle annenin kocasının oğlu, veya üvey abin gibi gelmedi. Sanki aranızda.."
"Yok, bizim aramızda birşey yok. Konuşmuyorum bile ben onunla. O derece yani."
Çiğdemi ikna ettiğime ikna olduğumda, çoktan varmıştık, Times Square'e.
Arabadan indiğimizde sanki yeni bir dünyaymış gibi etrafıma baktım.
Herkes kendi halinde, kendi derdinde.
Çiğdem kolumdan tutup beni çekiştirmeye başladı.
"Çiğdem kolum! Dur be nereye?"
"Şurada inanılmaz bir mağaza var Selin, tam senlik." Çiğdem'in ballandıra ballandıra mağazayı anlatmasından sonra, mağazaya giriş yaptık.
Evet tam benlikti. Girdiğim an büyülendim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mavi Gökyüzü
Teen FictionAli ve Selin iki küçük çocuk gibiler, ikiside hoyrat, ikiside masum... Güneşin Kızları'dan #AlSel'in aşk dolu hikayesi sizlerle. Umarım beğenirsiniz, beğenilerinizi, ve yorumlarınızı atmayı unutmayın.❤️❤️