Ona ilk ve son kez teslim olmak

1K 51 8
                                    

SELİN YILMAZ

Yatağımda zararsız bir kedi gibi uyuyordum. İçeri iki kişi daldı. Nazlı ve Tuğçe, ama ben oralı bile olmadım. Uyumaya devam ettim. Aradan beş dakika geçti ve hâlâ çene otu yemiş gibi konuşuyorlardı.
Madem car car car konuşacaksınız, neden benim odam?
Kafamı yastıktan kaldırıp, gözlerimi güçlük çekerek açtım.
"Kızım bu ne ya, sabah sabah orantısız sohbet, ayarsız geyik? Allah Allah,"
İşaret parmağımla bir işaretini gösterip devam ettim konuşmaya. "Madde bir: hayatta en hakiki mürşit uykudur," bu sefer parmaklarıma iki işareti yaptım. "Madde iki: uyku çinde de olsa gidip uyuyacaksın. Madde üç: uyu, ne olursa olsun uyu." dedim ve arkamı dönüp yeniden gözlerimi kapattım.
"Selin saat on bir." dedi Tuğçe.
"Evet ya, herkes kalktı. Hangi insan bu saate kadar uyur? Sen hayvan mısın? Hadi kalk bir kahvaltı yap." dedi Nazlı.
Yataktan doğruldum.
"He Nazlı hayvanım. Ne demişler, uykumu kaybedeceğime, insanlığımı kaybederim daha iyi. Dünya nimetlerine aldırmayın, uyuyun." dedim ve gözlerimi yeniden kapatıp yastığıma gömdüm.
"Selin!" diye bir ses geldi. Erkek sesiydi.
"Uğur?"
"Kızım ben taa Amerikalardan buralara geldim, sen hâlâ yataktasın?"
Uğur'un gelişini görünce yataktan fırlayıp, boynuna sarıldım.
"Çok özlemişim."
Uğur'un boynuna gömdüğüm kafamı kaldırımca arkadan Ali'yi gördüm.
Daha sıkı sarıldım.
"Bende kaçak."
Ali odaya girdi, ve Uğura şaşkınca bakan Tuğçenin yanına oturdu.
Uğurdan ayrıldığımda elimden tutup bir tur döndürdü.
"Kızım sen kilo mu aldın?"
Karnına yumruk indirdim.
"Pislik. Pijamalarım var üstümde. Halime bak. O yüzden şişko görünüyom."
Nazlıda sarılınca Uğuru Ali ve Tuğçeyle tanıştırdım.
"Bu Panda. Ay pardon Uğur."
"Seliin."
"Tamam ya pa- Uğur." güldüm.
"Bunlarda Tuğçe, arkadaşım. Bu da Ali. Annemin kocasının oğlu. Kısacası üvey abim olur kendisi." dedim. Alttan çaktırmadan Alinin yüz ifadesine baktım. Bu durumdan pek hoşnut değildi.
Ohhh amacıma ulaşıyorum. Kıskan Ali Mertoğlu. Sürüneceksin.
Bu durumu fırsat bilip, Uğurun boynuna bir kere daha atladım.
"Ee? Çiğdem nerede?"
"Gelmedi."
"Aa niye? Hanımefendi gezmelere doyamaz normalde?"
"İşi falan varmış."
"Peki madem." saçlarımı kulaklarımın arkasına koyup, aynada kendime baktım. Arkada Ali'nin bana baktığını görünce dün yaşadığımız olay geldi aklıma.
"Cesaretin var mı?" demesi... Sonra beni öpmesi... Benim onu göğüsünden iterek geri çekilmem... Sonra bir anda eve koşmam.
"Millet sizi dışarı alayım, bende bi' giyineyim. Nazlı sende Güneş Hanıma götür Uğur'u."
"Fındık?" dedi Uğur.
"Efendim Panda."
"Güneş Hanım dediğine göre, kavga ettiniz. Doğru muyum?"
"Maalesef."
Uğur'un benimle ilgili herşeyi bilmesi, Ali'yi bir hayli sinirlendirmişti.
"Ben kaçıyorum." diye kalktı ayağa Ali.
"Ali beni de Emreye bıraksana?" diye sordu Tuğçe.
"Gel."
Tuğçe Uğur'un içine düşecekti resmen, veda ederken.

***
"Şimdi Fındık, birincisi beni neden apar topar buraya getirtirdin?"
"Çünkü Panda Bey, annem Amerikaya gelmeme izin vermiyor."
"Ee?"
"Sen de onu ikna edeceksin."
"Ben?"
"Ee yani, senin ikna kabiliyetinin baya bir kuvvetli olduğunu düşünürsek."
"Oldu bil."
Sırıttım.

ALİ MERTOĞLU

Sahilde boş boş dolanırken, telefonum çaldı. Hiç umursamadım bile.
Telefonum ısrarla çalınca, açtım.
"Ne var Emre."
"Nerdesin kanka?"
"Sahilde."
"Gel hadi, bak Savaşta burada."
"Hayır."
"Niye."
"İşte."
Emre ile tek kelime cümlelerle konuştuktan sonra, arabama binip yeniden gazladım.
Eve ulaştığımda Selin ile Uğur'u konuşurken buldum. Yapmamam gereksede sessizce dinledim.
"Fındık valla sende ne çektirmişsin adama."
Benden mi bahs ediyorlar?
"Ama haketti."
"Ayrılmışsınız ama hiçte üzgün görünmüyorsunuz?"
"Bak ben gerçekten üzgünüm. Dışım bahar bahçe, içim türkü bar."
"Neydi adı?"
"Ali."
"Şu sabahki çocuk değil mi?"
"Evet."
"Valla ben zaten sabah anlamıştım, birşeyler olduğunu."
"Nasıl?"
"Ali'nin sana bakışı, farklı."
Gözlerimi kaçırdım, ve kolyemi okşamaya başladım.
"Seninde ona bakışların farklı."
Sonra bir anda kahkaha atarak benimle uğraşmaya başladı.
"Aman da aman, benim Fındığım aşık mı olmuş? Pis ergenler gibi kaçıyormuymuş? Şehri mi terk ediyon?"
"He Panda. Şehri terk ediyorum."
"Sarı nerede?" Onların arasında 'Sarı' Peri oluyor.
Konu benden uzaklaşınca odama çıkıp, biraz playstation oynadım.

Mavi GökyüzüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin