•Özdemir Erdoğan~ Bana Ellerini Ver•
(Mutlideki Şarkı)SELIN YILMAZ
Taksi Mertoğlu konağının önünde durduğunda tedirgin bir şekilde indim, ve Ali'ye valizleri taşımasında yardım ettim.
Burası bir değiştikti. Her ne kadar evim gibi sıcakkanlı gelsede, bir o kadar soğuk ve iticiydi.
Gözlerimi birkaç kez kırpıştırıp konağın bahçesine doğru adım attım. Ali çok rahat bir şekilde benden hızlı adım atmaya başladı.
Konağın kapısına geldiğimizde sanki son kez nefes alıyormuşum gibi derin bir nefes aldım.
"Ali,"
Ali kapıya vurmadan bana baktı.
"Daha değil." dedim kaşlarımı çatıp.
"Hazır değilim galiba."
Ali bana yaklaşıp kollarımdan tuttu.
"Bak Selin, ben senin yanındayım. Bizi hiç birşey ayıramaz, anladın mı?"Ben bunu zaten biliyordum ki...
"Biliyorum. Ben zaten ondan korkmuyorum. Sadece annem ve Haluk'un tepkisinden korkuyorum."Ali deniz manzarasına yaklaşık bir on saniye baktı, ve yeniden bana döndü.
"Peki. Nasıl istiyorsan. Hadi gidiyoruz."
"Ama Ali, telefonunu verir misin? Bari Peri, Savaş ve Nazlı bilsin geldiğimizi. Ha birde Emre ve Tuğçe." dedim masumca.
Ali gülerek, "Ha bizim gençler tayfası diyorsun yani."
"Hıhı evet aynen."***
Nazlı, Peri ve Savaş evde olmadığından dışarda buluşmaya karar kıldık. Daha doğrusu Savaş Nazlı ve Peri'ye olanları anlatmayacaktı. Sürpriz yapacaktık.
Ali ve ben kafenin bir ucundaki siyah koltuklarda beklemeye başladık.
Yaklaşık yarım saat sonra Emre ve Tuğçe el ele girdiler kafeye.Gülümseyip ayağa kalktık.
"Selin!"
"Tuğçe," dedim gülerek.
"Güldüğüme bakma valla sana çok kızgınım.""Nasılsın Emre?"
"İyilik senden?"
"İyilik."Emre ve Tuğçe hemen yanımızdaki koltuklara geçtiler. Uzun aradan sonra koyu bir sohbete daldık dördümüz.
Ardından,
"Abla!" diye bir ses duydum kapıdan.
Periydi.
Koltuktan adeta fırlayıp ona koştum.Gözyaşlarımı daha fazla tutamayıp, ona sımsıkı sarıldım. Kokusunu içime çektim. Bunu gerçekten çok özlemiştim.
Peri'nin ardından kafeye Savaş girdi.
"Naber Savaş?"
"İyilik yenge hanım, senden?" dedi Savaş gülüp sarılarak.Savaşta Ali'yle selamlaşmak için masaya geçti.
Kapıda beklemeye devam ettim.Kalbim hızla atmaya başladı. Midemde bir yanma hissi, ve boğazımda bir yumru hissi oluştu. Yutkunsam bile yardım etmiyordu.
Gözlerimi kapatıp açtığımda içeri Nazlı geliyordu.
Üzerimdeki deri ceketi düzeltip, dolan gözlerime inat, gülümsemeye çalıştım."Selin?"
"Nazlı," dedim.
Sarılmak için eğildiğimde Nazlı geri çekildi. Suratı asıktı ve belliydi, bana çok kızgındı.
Beni es geçip direk masaya gitti.
Aliyede pas vermeden Savaşın yanındaki yerini aldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mavi Gökyüzü
Teen FictionAli ve Selin iki küçük çocuk gibiler, ikiside hoyrat, ikiside masum... Güneşin Kızları'dan #AlSel'in aşk dolu hikayesi sizlerle. Umarım beğenirsiniz, beğenilerinizi, ve yorumlarınızı atmayı unutmayın.❤️❤️