SELİN YILMAZ
Mideme giren ani bir sancıyla uyandım. Gözlerimi kırpıştırarak, yağmurlu bir güne başladım. Karnımı tutup, parkelere bastım. Midemdeki sancı bir anda mide bulantısına dönünce hemen lavaboya fırladım.
Yüzüme bir kaç kere su çarptıktan sonra lavabodan çıktım.
"Selin?"
"Batu? Ben mi uyandırdım?"
"Ha yok şey... Su içecektim. Ne oldu? Betin benzin atmış."
"Midem bulanıyor."
Batuhan bana sorgulayıcı bir şekilde baktı.
"Selin bir haftadır buradasın ve mide bulantıların geçmedi. Bugün hastaneye gidiyoruz."
Pijamamın kollarını avuç içimde birleştirip koltuğun kenarına oturdum.
"Hayır Batu. Gitmiyoruz."
"Gidiyoruz."
Batu bana yaklaştı ve tek bir hamlesiyle kolumdan tutup odama soktu.
"Hazırlan, gidiyoruz."
"Gitmiyoruz."
Batu kaşlarını kaldırıp, masum ama bir o kadar da meydan okuyan bir gülümseme yerleştirdi yüzüne.
"Sana inatçılarla uğraşmayı sevmem demiştim." dedi ve dolabıma girip benim asla ama asla kombin etmeyeceğim bir pantolon ve kazak çıkarttı.
"Ay Londra gibi bir şehirde yaşıyorsun, azıcık zevkin olsun, bu ne ya!"
Batu'nun yatağın üstüne savurduğu kıyafetleri alıp yeniden dolaba yerleştirdim.
"Tamam çıkta giyineyim."
Batu'nun odamdan çıkışımdan sonra üstümü giydim ve çok naturel bir makyaj yaptım. Saçlarımı dalgalı bırakıp odadan çıktım.Masanın üstünde duran telefonumla göz göze geldim. Londra'ya geldiğimden beri telefonumu kapalı tuttum. İstemsizce elime aldım ama açmadan çantama fırlattım. Saçlarımı yeniden savurup eni dışarda bekleyen Batu'nun yanına çıktım.
Arabaya bindiğimizde Batu ikna kabiliyetinin ne kadar kuvvetli olduğunu anlatmaya başladı.
"Demiştim sana, inatçıları sevmem, dediğimi yaparım."
Dalga geçerek bir kaç kere alkış çaldım.
"Aa aferin sana. Bir daha ki sefere na-,"
Cümlemi bitirmeden Batu gözlerini bana dikti.
"Şey... Bir daha ki sefere böyle bir şey olmayacak."
Bir anda aklıma çantamda duran telefonum geldi. Korkarak çantamdan çıkarttım ve açtım.#Yalın~ Şimdi Senden Vaz Mı Geçmeli?#
Uzun bir bekleyişten sonra bildirimler gelmeye başladı.
Ali: 37 cevapsız arama, 57 mesaj.
Peri: 14 cevapsız arama, 1 mesaj.
Tüm cesaretimi toplayıp Peri'den gelen mesaja baktım.
Seni asla affetmeyeceğim! Neden bıraktın bizi? Bize karşı seni yarı yolda bırakan Ali'yi mi seçtin?! Bravo. Bundan sonra benim sadece annem ve bir tane ablam var. O da sen değilsin. Bir daha yüzünü bile görmek istemiyorum! Madem bizi bir hiçe sayıp haber vermeden gittin, mutluluklar...
Okurken damlayan yaşlarımı Batu'ya belli etmek istemediğimden camı açıp derin nefesler alıp verdim. Güçlüydüm. Olmam lazım. Güçlüyüm.Yolculuğun geri kalanında fazla konuşmadık, zaten fazla uzun da sürmedi.
"Geldik."
Gözlerimi devirerek arabadan indim.
"Batu diyorum ben sana, iyiyim ben."
"Of Selin! Çok zırvalıyorsun!"
Batu kolumdan tutup beni çekiştirmeye başladı. Bu cümleyle olduğum yerde durdum, ve kaşlarımı kaldırdım.
"Ben mi? Aa ben mi zırvalıyorum?!"
"Evet Selin sen."
Elimi kaldırıp Batu'nun yönünde tuttum.
"Asıl sen zırvalıyorsun be! Sendin bana bir haftadır zırvalayan!"
"Ya Selin! Gir şu hastaneye! Deli etme beni!"ALİ MERTOĞLU
Hastane koltuğunda yatarken, bir kapı sesiyle uyandım. Doktor gelmişti, hemen ayağa kalkıp annemin durumunu sordum.
"Anneniz günden güne iyileşiyor. Merak etmeyin."
Bu rahatlatıcı haberi aldıktan sonra derin bir iç çekip yeniden oturdum. Başımı avuçlarımın içine aldım. Sonra gelen bir mesajla yeniden kafamı kaldırdım.
Batu:
Geldik hastaneye. Rapor ederim sana sonra.
Yeniden derin bir nefes alıp yanıt verdim mesaja.
Çok sağol kuzen. İyi bak ona.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mavi Gökyüzü
Teen FictionAli ve Selin iki küçük çocuk gibiler, ikiside hoyrat, ikiside masum... Güneşin Kızları'dan #AlSel'in aşk dolu hikayesi sizlerle. Umarım beğenirsiniz, beğenilerinizi, ve yorumlarınızı atmayı unutmayın.❤️❤️