SELIN YILMAZ
Yutkunarak gözlerimi açtım. Kuruyan dudaklarımı dilimle ıslattım.
"Ali?" dedim, baş ucumdaki kafanın sahibini anlamaya çalışırken.
"Burdayım güzelim, burdayım." dedi bir ses.
Bu sesin Ali'ye ait olduğunu anlamam biraz zamanımı aldı, nihayetinde narkoz etkisi hâlâ üstümdeydi.Gözlerimi kırpıştırarak, Ali'ye baktım.
Günler, aylar sonra ilk defa onun karşısında bu kadar güçsüz duruyordum.Gözlerim etrafa bakınırken, bir anda hatırladım.
Bebeğim?
Kafama yeni dank eden 'bebeğim'in verdiği korkuyla,
"Ali bana çabuk bir doktor bul." dedim.
"Ağrın mı var?" dedi Ali, altımdaki yastığı düzeltemeye çalışırken.
"Hayır Ali! Bana doktor bul."
Sesim güçsüz çıkmaya başlamıştı.Ya birşey olduysa?
Ali ben panikleyince, panikledi ve odadan çıkıp bana bir doktor buldu.
Beklerken, gözümden istemsizce yaş aktı.
Aradan fazla geçmeden odaya orta yaşlı bir doktor girdi.
"Ali ben doktorla konuşabilir miyim?"
"Konuş Selin,"
"Yalnız."
Ali arkasına bakmadan odadan çıktı, bense güçsüz bir şekilde doktorun karşısında duruyordum.Yüzümü buruşturup, doktora sordum.
"Doktor bey, b-bebeğim, nasıl?"
Kalbim hızla atmaya başladı, belki de az sonra hiç duymak istemeyeceğim bir cevabı duyacaktım.Doktor gülerek bana cevap verdi, oysaki ben böyle bir durumda gülünecek birşey görmüyordum.
"Merak etmeyin Selin hanım, bebeğiniz gayet iyi..."
Duyduğum cevap içime su serpince doktor odadan çıktı ve Ali yeniden girdi.Baş ucuma yeniden oturunca kemiklerim kasıldı. Gözlerine bakmaya korkuyordum...
Ya birşey olur da ben yine o maviliklerde kaybolursam?
"Selin," dedi.
Adımı onun ağızından daha önce bu kadar güçsüz ve anlamsız duymamıştım. Tuhaf oldum.
"Efendim?" dedim.
"Sen..."
Derin bir nefes aldı.
"Boşver." dedi sonra.
Korkupta cevaplayamayacağım birşey soracak diye üstelemedim.***
Batu'nun koluna girip, eve girdim. Beyaz ve bir o kadar rahat koltuklardan birine oturunca Batu arkama yastık yerleştirip odasına çekildi. Aradan fazla geçmeden salına Ali girdi. Birden bire tüm kemiklerim kasıldı, ve oynayamadım.Çekinerek yanıma oturdu. Parmak uçlarım karıncalanmaya başladı...
"Bana neden söylemedin?" diyiverdi bir anda.
Gözlerimi kısarak Ali'ye baktım. Bir çift mavilik beni bulduğunda içim kavruldu.
"Neyi?" dedim...
"Hamile olduğunu,"Bir anda dünya durdu, herşey sanki yavaş ilerliyordu bu da beni iyice tedirgin ediyordu.
Nasıl yani? O nereden biliyordu ki? Batu! Tabii ya, Batu... Başka kim olacak ki?
Gözlerimi kaçırıp parmakalarımla oynamaya başladım. Gözlerim doldu, ama yaşlar akmasın diye kırk takla attım. Başarılı da oldum.
#Majeste-Aşk Dediğin#
"Ne saçmalıyorsun sen ya?" dedim, karşısında dik durarak, çünkü onun karşısında yeniden üzgün ve yıkılmış durmak en son isteğimdi, öyle bir niyetim de yoktu zaten...
"Ne saçmalıyorum öyle mi?"
Gözlerimi kısıp, küçük bir kahkaha attım.
"Evet, ne saçmalıyorsun gerçekten?"
"Selin!" diye bağırınca bir anda Ali, sıçradım. Ayağa kalkıp tam önümde durdu.
"Bana doğruyu söyle!"Parmak uçlarıma kadar sinirle doldum bir anda. Bana nasıl bağırır?
Tek hamleyle üstümdeki örtüyü bir kenara fırlatıp ayağa kalktım. Kafamı kaldırınca fark ettim ki aramızda hiç sayılacak kadar mesafe vardı.
Nefesi dudaklarıma çarptı, sonsuza dek sarhoş olabileceğim kokusunu çektim içine...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mavi Gökyüzü
Teen FictionAli ve Selin iki küçük çocuk gibiler, ikiside hoyrat, ikiside masum... Güneşin Kızları'dan #AlSel'in aşk dolu hikayesi sizlerle. Umarım beğenirsiniz, beğenilerinizi, ve yorumlarınızı atmayı unutmayın.❤️❤️