Ellerimi alnıma götürmüş sakinleşmek adına şakaklarımı ovuyordum. Harry'nin şaşkın bakışları ne olduğunu anlamak istercesine bana bakıyordu. Sağ elinin işaret parmağıyla telefonu gösterdi.
"Bu ne demek oluyor, bu da kim? Bu o mu?"
"Evet bu... O..." Diye mırıldandım.
Aklım almıyordu. Beni buraya kadar takip mi etmişti? Bana yaptıklarında sanki suçlu benmişim gibi bir de Harry'nin kıçını tekmeleyeceğinden bahsediyordu. Tanrım... Günüm ilk defa güzel geçiyordu ve o yine her şeyin içine etmişti...
Harry tuttuğu nefesini verdi. Etrafına bakıyordu ve yüzü gerilmişti. Sinirli olduğunu her halinden anlayabilirdiniz. Ağır hareketleri, sürekli gülümseyen yüzü ve mütevaziliği sizi onun asla sinirlenmeyeceğine inandırsa da okuduğu ona bayağı bir dokunmuştu.
"Lanet olası herif...""Onun burada ne işi var, gerçekten bilmiyorum." Dedim yavaşça. Şaşkınlığımı atmıştım. Çünkü bu Alex'ten beklenecek bir şeydi. O tam bir psikopattı ve bunu yapardı. Çoğu zaman korkmama sebep olurdu ve tehlikeli bir tipti. O yüzden yazdıklarında Harry'e gerçekten zarar verebileceğini düşündüm. Buna izin veremezdim. Onu bundan uzak tutmalıydım ve derhal buradan kalkıp gitmeliydik.
"Harry, gitmeliyiz."
"Seni tehdit ediyor? Beni tanımıyor ve hakkımda dediğine bak! Buna göz yumacağımı zannetmiyorsun değil mi?"
Hayır hayır... Tanrım düşündüğüm şey olmamalı!
"Harry, onu tanımıyorsun ve tanıyınca sevebileceğin türden biri değil. Hadi gidelim buradan. Sana zarar vermesini istemem."
Sonunda ikna olmuşçasına kafasını salladı ve ben de rahat bir soluk verdim.
Sonunda arabaya vardığımızda rahatladığımı hissediyordum. Bir yanım Alex'in psikopatça tarafını bildiğinden bana 'daha nereye kadar kaçacaksın? O taktıysa takar.' Diyordu. Bunları düşünmemeye çalışarak ellerimizdekileri bagaja koyduk.
Harry
Darcy'nin telefonundaki mesajı gördüğümden beri sinirlerime hakim olmaya çalışıyordum. Kimse bir kıza böyle tehdit savuramazdı. Ve komik olan taraf ise tek suçlu o herifti. Darcy'i üzmüştü. Ve acilen bana karşı olan hitabına dikkat etmeliydi. Ben çok çabuk sinirlenirdim. Ağır başlı yapımdan bunun tam tersini düşünebilirdiniz.
Ellerimizdeki alışveriş poşetlerini bagaja yerleştirirken hatsafada bir gerginlik vardı. Darcy'i dinleyerek olanları göz ardı etmiştim fakat o Alex denen göt, sağlam bir yumruğu suratının ortasına haketmişti, yanılıyor muyum?
"Hey!"
Sesle arkamı döndüm. Darcy kolumu tutuyordu. Panik halinde gibiydi ama suratı gergindi. Baktığı yöne bakınca neler döndüğünü anlamıştım. Bu Alex olmalıydı. Yürümekte zorlanır gibi bir hali vardı ve bize doğru geliyordu. Sarhoş olduğunu farketmem çok uzun sürmedi. Darcy yanımda iyice koluma yapışmıştı. Bense onun aksine rahattım. Bakalım sen ne tür bir yürek yedin...
Darcy
O an arabayı bu kadar ıssıza parkettiğimize lanet ettim. Karşımda sarhoş ve kendinden geçmiş bir Alex görmeyi beklemiyordum. Bize doğru yürüyordu. Gerilmiştim ve Harry'nin kolunu tutuyordum. Arabaya binip buradan gitmeliydik ve hiçbir sorun çıkmamalıydı.
"Selam güzeliiimmm." Yayık gülüşünün ortasına bir tane yapıştırmak istiyordum.
"Burada ne halt yiyorsun sen!" Çenem titriyordu. Onun her şeyi mahvetmesinden nefret ediyordum. Harry kafedeki sinirini atmış, sakin görünüyordu. Ya da sabır topluyordu bilemiyorum.
Alex Harry'e döndü.
"Sen de kimsin be? Ondan uzak duracaksın."
İşte şimdi sinirlenmişti. Yavaş davranıyordu. Yavaş ve kontrollü. Elimi tutup kolundan çekti. Alex'e doğru yavaş adımlarla ilerliyordu ve o an ters giden bir şey olduğunu anlamıştım. Elimi saçlarıma götürmüş olanları izliyordum. Harry ellerini yavaşça Alex'in omuzlarına koyup kafasını onun hizasına eğdi.
"Sen Alex olmalısın ve iyi olmadığın her halinden belli. Bence daha sonra konuşalım ne dersin?"
İşte bu beklemediğim bir tepkiydi.
"Ondan uzak duracaksın göt herif!"
Harry kafasını geriye atarak ufak bir kahkaha savurdu. Ah hayır...
"Bunu sen mi söylüyorsun?" Derken yumruğunu Alex'in suratına geçirmişti bile. Yanlarına koştum. Ne yapacağımı bilemiyordum. Alex sarhoştu ama ayıldığında bu olay burada bitmeyecekti.
"Lütfen yapmayın! Tanrı aşkına lütfen!"
Tam o sırada Alex, Harry'nin dudağına bir yumruk geçirdi.
Bağırmam bir işe yaramıyordu ve gittikçe daha da panik oluyordum. Harry'nin dudağı kanıyordu ve Alex yerdeydi. Harry'nin kolunu kavradım. Sanki kendinden geçmişte dokunuşumla ayılmış gibi bir hali vardı. Yavaşça bana döndü. Kıvırcıkları dağılmış, dudakları kan olmuştu...

ŞİMDİ OKUDUĞUN
UNEXPECTED
FanfictionAkan göz yaşıma engel olamadan arkamı döndüm. Yüzünü görmek bana acı veriyordu. Öfke. Hüzün. Hayal kırıklığı. Bütün duygularım birbirine karışmıştı. Koluma değen eliyle düşüncelerimden sıyrıldım. "Darcy, seni seviyorum. Lütfen beni dinle..." Demişti...