"Ufak bir ipucu bile veremez misin?" Heyecanla ona baktım. Yüzüne o en sevdiğim gülümsemesi yayılmıştı ve bakışlarını birbirine kenetlenen ellerimize götürdü. Onun da bizden memnun olduğu her halinden belliydi. Duygularını bana aktarabilmesi için karşıma geçip saatlerce açıklama yapmasına gerek yoktu. Tek bir bakışıyla anlıyordum işte...
"Üzgünüm güzelim. 2 dakika dayanabilirsin." Göz kırptığında dudaklarımı büzdüm. Bir anlığına dudaklarıma kaymıştı bu sefer de gözleri. Konu Harry olunca sanırım biraz sabırsız olabiliyordum ve bunu daha yeni farketmiştim kendimde.
Büyük elleriyle stüdyonun kapısını açtığında ellerimi çırptım. Çok kısa bir sürede bile beni bu kadar heyecanlandırabilmişti ve ben kendime şaşıyordum. Stüdyoya daha önce geldiğimde aramız buz gibiydi ve ondan uzak durma kararımla akşamında Darren ile görüşmüştüm. Yapabileceğim en gereksiz hareketti sanırım ve üstüne de yetmezmiş gibi onu öpmüştüm. Her şeyi mahvettiğimi düşündüğüm sırada belki de bir şeyleri yoluna koyduğumu düşünüp kendimi avutuyordum çünkü tam da o gece Harry ile bir şeyleri kısmen başlatabilmiştik. Tabii yine de Darren'la tüm bunları yaşamamış olmayı dilerdim.
"Hmm... Aslında iki sürprizim vardı." Sesi düşüncelerimi böldüğünde kaşlarımı kaldırarak sol elinde tuttuğu pakede baktım. Yüzünde şu sevdiğim şımarık gülümsemesi vardı. Bu haliyle tam da annesinin arkasından iş çevirmiş küçük bir oğlan çocuğuna benziyordu. Bu haline sırıttım. Diğer eliyle elimi kavrayıp göğsüne, tam kalbinin üzerine koydu.
"Sen benim için harikasın..." diye mırıldandı. Yüzümde dolanan gözleri gözlerimde durduğunda hala bana bakmaya devam ederken kalbindeki elimi dudaklarına götürüp yumuşak bir öpücük kondurdu. Her hareketinin üzerimde farklı bir etkisi vardı ve bunu nasıl başardığını düşünüyordum.
Bakışları o kadar derindi ki, yeşilleri içinde her seferinde yok olabiliyordum. Doğrusu bu hissi seviyordum. Çünkü onu seviyordum. Bana olan hislerini seviyordum. Diğer elimi yanağına götürerek içten bir şekilde tebessüm ettim. Nasıl da aşık etmişti kendine ama..."Bambaşka bir insandım. Bu kadar derin duygulara sahip olabileceğimi düşünmezdim. Ama ne yaptın bilmiyorum, bana o duyguları verdin. Hiç hissetmediğim şeyleri, hiç bilmediğim bir duyguyu iliklerimde hissedebiliyorum. Bu nasıl mümkün olabilir bazen aklım almıyor." Derin bir nefes vererek devam etti. Ben ise hiç beklemediğim bu konuşma karşısında donup kalmıştım ve gözlerimin dolduğunu, yanaklarımın yandığını hissedebiliyordum.
"Sana, duygularına ve her şeyine layık olmaya çalışacağım Darcy söz veriyorum. Böyle bir konuşma yapmayı planlamıyordum." Son cümlesini söylerken kıkırdamıştı. Bu hali beni de güldürdüğünde gözümden bir damla yaşın akmasına izin verdim. Bunun üzülmekle alakası yoktu. İçim kıpır kıpırdı ve her bir hücrem kendini mutlu hissediyordu. Bunun yoğunluğuyla hem gülüyor, hem ağlıyordum.
"Şş sakın bebeğim." Dedi ellerini omuzlarıma yavaşça koyup başını benim hizama indirirken.
"Hayır Harry, beni çok mutlu ediyorsun. Vücudum bu duyguya nasıl tepki vereceğini bilmiyor sanırım." Halla gülümsüyordum.
Beni kollarının arasına çektiğinde başımı göğsüne yasladım ve başıma yumuşak bir öpücük kondurdu. Elindeki pakedi çoktan yere bırakmıştı ve ben göğsündeki kafamı yere indirdiğimde onu unuttuğumu farketmiştim.
"Buna alışsan iyi edersin güzelim. Seni ağlarken görmeye pek dayandığım söylenemez."
Başımı kaldırıp dudaklarına minik öpücükler kondurdum. Öpüşüm altında dudakları gerildiğinde gülümsediğini anlamıştım.Eğilip yerdeki siyah pakedi aldı. Merak içinde bir pakede bir ona baktığımda yavaşça bana uzattı.
"Bunu sana aldım sevgilim. Akşam için." Göz kırptı. Akşam parti vardı ve ben bunu da unutmuştum. Tekrar hatırlamam beni daha da heyecanlandırırken elindeki pakede uzandım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UNEXPECTED
FanfictionAkan göz yaşıma engel olamadan arkamı döndüm. Yüzünü görmek bana acı veriyordu. Öfke. Hüzün. Hayal kırıklığı. Bütün duygularım birbirine karışmıştı. Koluma değen eliyle düşüncelerimden sıyrıldım. "Darcy, seni seviyorum. Lütfen beni dinle..." Demişti...