Harry
Karşı koltukta oturan Niall'a bakarak iç çektim. Grupça, oldukça sakin ve bol dinlenmeli bir süreçten geçiyorduk. En azından Zayn gittiğinden beri daha da durgundu her şey. Hepimiz özel hayatlarımıza yönelmiştik ve uzun tatilin tadını çıkarıyorduk. Geri dönüp bir şeylere kaldığımız yerden devam edecek miydik, hiçbir fikrim yoktu. Şu an tek bildiğim, içinde bulunduğum diğer sorunlardı. Mesela Kendall'ın hakkımda çıkardığı haberler... Mesela yönetimin Darcy konusunda zerre destek vermemesi... Mesela Paul'ün gelecek haftaya ayarladığı grup röportajında bana dürüst ol derken kastettiği... Her şey aklımı kurcalıyordu. Evet, Darcy ile sonunda bir ismimiz vardı ve bu beni deli gibi mutlu ediyordu çünkü ilk defa bu kadar derinden hissedebiliyordum bir şeyleri. İlişkimizi de şu an sadece ben ve o biliyorduk. Daha çocuklara bile söylememiştim çünkü her zaman bu konularda çekingendim. Lou, ki en iyi dostum, sorduğunda bile hep kekelerdim. Şimdi ise bu kadar ciddi hissederken bunu nasıl yapacağımı bilemiyordum.
Bileğimdeki bilekliği düzelttim ve yerimde kıpırdandım. Hala karşımda oturmuş, elindeki konsolla delirircesine oyun oynayan Niall'ı izliyordum.
Darcy kızlarla takılacağını söylemişti ve diğer çocuklar da ailelerinin yanındaydı. Ben de Niall'a henüz iki gündür var olan ilişkimizi anlatıp, diğer konulardaki fikrini almak için gelmiştim. Fakat geldiğimden beri oyununu bitirememişti. Ah, klasik Ni...
"Tanrı aşkına! Yenilmekten bıkmadım."
Homurdandığında bu haline sırıttım.
"Beceriksizsin, Horan."
"Kendi adına konuş, Styles." Söylediklerini vurguladığında bu haline daha da çok gülmüştüm.
Konsolu masanın üzerine bırakıp telefonunu eline aldı.
"Darcy kızlarla buluşmaya gitti."
"Aah şey... Onunla hiç konuştunuz mu?" Elimi enseme götürüp, kaşlarımı kaldırmış Niall'ı izliyordum.
"Ne konuda konuşmalıyız?"
Merakla telefondan başını kaldırdığında içimdeki anlamsız gerginliği atmaya çalışıyordum.
"Yani, genel. Sana bir şey anlatmadı mı?"
"Hayır? Ama bu aralar fazla mutlu. Okula başvurusu kabul olmuş olmalı."
Başımı hafifçe salladım. Bu konuyu daha önce hiç konuşmadığımızı farkederken Niall konuşmasına devam etti.
"Ve hey, Styles! Neler dönüyor?"
"Biz... Iım şey... Biz beraberiz."
Gözlerimin parladığını hissederken Niall'ın suratına kocaman bir gülümseme yayılmıştı. Ağzını açmış, şaşkın ama bir o kadar da memnun gözüküyordu.
Yanındaki ufak yastığı alıp bana fırlattığında kahkahama engel olamadım. Kendimi gerçekten, yani gerçekten, hiç olmadığım kadar mutlu hissediyordum.
"Neden bundan yeni haberim oluyor Styles?!"
Yüzünde hala o gülümsemesi vardı. Niall'ın buna sevinmiş olması beni daha da mutlu etmişti.
"Çünkü daha çok yeniyiz?"
"Tanrım... Bu ani mutluluk beni acıktırdı desem?"
Başımı iki yana sallayıp kıkırdadım.
"Şaşırmadım desem?"
Darcy
"Çünkü daha çok yeniyiz?" dedim kızların heyecanla sordukları soruya karşı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UNEXPECTED
FanfictionAkan göz yaşıma engel olamadan arkamı döndüm. Yüzünü görmek bana acı veriyordu. Öfke. Hüzün. Hayal kırıklığı. Bütün duygularım birbirine karışmıştı. Koluma değen eliyle düşüncelerimden sıyrıldım. "Darcy, seni seviyorum. Lütfen beni dinle..." Demişti...