...Buluşma alanına geldiğimde ileride kendi aralarında şakalaşıp gülen gruba baktım. Darren'da yanlarındaydı. Tower Bridge'nin hemen yanındaki kum ve çakıl taşlarının olduğu yerde kendilerine oturmak için rahat bir alan sağlamışlardı. Yavaş adımlarımla yanlarına doğru yürürken Darren beni farkedip yerinden kalktı.
"Ah, işte bu Darcy!"
Yanlarına vardığımda beni karşılamak için ayağa kalkan Darren'la hafifçe sarıldık. Henüz tam tanımıyordum bile ve aklımdan sürekli Niall'ın cümleleri geçiyordu.
"Fazla hızlı. Bu hoş değil."
Resmen inat olsun diye buradaydım...
"Ah seni tanıştırayım." Dedi kocaman gülümsemesiyle.
"Felix, bu Darcy. Darcy, Felix." Mavi gözlü çocuğa bakıp gülümsedikten sonra devem etmesi için hafifçe başımı salladım. Felix denen çocuğun yanından devam ederken, eliyle kızları işaret etti.
"Ve kızlar, Jane, Alison, Diane." Kızlara teker teker bakıp isimlerini aklımda tutmaya çalışırken tekrar gülümsedim.
"Ve son olarak, Pete." Çocuk zoraki bir şekilde gülümsediğinde, dudaklarımı birbirine bastırarak Darren'a döndüm.
Yeni ortamlara girdiğimde genelde hep çekinirdim ve konuşamazdım. Ve şu an tam o durumdaydım. Ama sorarsanız eğer, yeni insanlar tanımayı hep severdim.
Şu an tek düşünebildiğim Harry'di. Onunla beraber vakit geçirmek isterdim. Hiç konuşmadan belki, sadece susarak bile olsa.
Herkes kahkahalar eşliğinde, istesem de dahil olamayacağım bir konu hakkında sohbet ederken, telefonumu çıkarıp bildirimlerimi kontrol ettim.
Niall'dan yine mesaj vardı. Geç kalmamam gerektiğini, vardığımda haber vermemi söylüyordu. Zaten istesem de geç kalamazdım, çünkü şimdiden sıkılmaya başlamıştım. Onayladığıma dair bir şeyler yazdıktan sonra telefonumu tekrar cebime koydum."Manzara güzel ha?" Başıyla, az ilerideki muhteşem köprüyü işaret etti.
"Evet, çok güzel." Gerçekten de çok güzel gözüküyordu.
"Sen Harry Styles'ın sevgilisi değil misin?" Dedi kızlardan biri yüzündeki yapay gülümsemeyle.
"Hayır, bunu nereden çıkarıyorsunuz?" Diye sordum bir kıza, bir de Darren'a bakarak. Sabah aynı soruyu o da sormuştu.
"Zaten olmamalısın." Dedi ve diğer kızlara bakıp, kıkırdadılar. Tanrı aşkına bu da neydi şimdi?
Felix hafifçe öksürüp Darren'a baktı. Kızların anlam veremediğim hareketi bir tek beni rahatsız etmemişti anlaşılan.
"Komik olan ne?" Kaşlarımı çatmış kızlara bakıyordum.
"Ah hiç, bilirsin o Harry Styles." Bu sefer diğer kız konuşmuştu. Kızların davranışları sinirimi bozarken, alayla sırıtıp kafamı çevirdim.
"Ee peki nolmuş?" Dedi Darren bakışlarını üzerimden çekerken.
"Kıskanıyorlar." Diye ekledi Pete telefonundan gözlerini ayırmadan, son heceyi uzatarak.
Ah, tamam. Böyle saçma muhabbetlere gireceğimizi hiç düşünmemiştim.
"Saçma saçma konuşma Pete." Dedi kız yan gözle çocuğa bakarak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UNEXPECTED
FanfictionAkan göz yaşıma engel olamadan arkamı döndüm. Yüzünü görmek bana acı veriyordu. Öfke. Hüzün. Hayal kırıklığı. Bütün duygularım birbirine karışmıştı. Koluma değen eliyle düşüncelerimden sıyrıldım. "Darcy, seni seviyorum. Lütfen beni dinle..." Demişti...