"Ah, çok yoruldum! Kahveye ihtiyacım var..." Diye inledi Dani. Ben de fazlasıyla yorulmuştum fakat Eleanor halinden gayet memnundu ve duracağa benzemiyordu. Resmen alışveriş merkezindeki her mağazayı alt üst etmişti ve bunu yaparken kendinden geçiyordu!
"Biraz dinlensek?" Dedim Dani'yi onaylayarak.
Aklım bir yandan Harry'deydi. İşi bittiğinde beni almaya gelecekti ve beraber ciddi olacağını düşündüğüm bir konuyu konuşacaktık. İkimiz hakkında.
"Tamam, pekala..." Dedi Eleanor teslim olmuşçasına, uzun süreli bakışlarını ben ve Dani arasında gezdirerek.
"Starbucks?" Diye sordum kaşlarımı kaldırarak.
"Ah, evet lütfen..." Danielle onayladıktan sonra hep beraber yürüyen merdivenlere ilerledik.
Acaba Harry, Kendall'ın başına açmış olduğu sorunu halledebilmiş miydi? Çıkarken gergin olduğunu anlayabilmek pek de zor değildi.
Eleanor içecekleri alırken tüm düşündüklerim bunlardı.
"Geldim!" Diye cıvıldadı Ellie, kahve tepsisini masaya bırakırken. Bu kadar enerji dolu olması sizi de pozitif etkiliyordu.
"Darcy, Harry seni seviyor." Dani'nin söylediği ani şeyle yerimde kalakalmıştım. Hiç beklemiyordum ve şaşkınlığımı üzerimden atamıyordum. Şimdi ne diyebilirdim?
"Yani, bunu gözlerinden görebiliyorum." Diye ekledi benim cevap vermeme izin vermeden.
"Evet, onu daha önce böyle görmemiştim." Ciddi miydiler? Çünkü içimde her bir hücremin kıpır kıpır olmasına engel olamıyordum.
Gerçi dün gece beraber uyuduğumuzu ve uyanık olduğumuz her vakit öpüştüğümüzü düşünürsek bunu belki ben de tahmin edebilirdim. Fakat bir başkasından duymak daha farklı ve güzel hissettiriyordu.
"Onu seviyor musun?" Diye sordu El tebessüm ederek.
Onu seviyor muydum? Tanrım, evet onu seviyordum... Daha önce kimseyi sevmediğim kadar.
"Evet." Dedim kararlılıkla.
"Evet onu seviyorum." Bu sefer benim de yüzümde ufak bir tebessüm oluşmuştu.
"Ovv bu harika olurdu! Yani, siz. İkiniz." Dani ellerini yanağının yanında birleştirerek bana baktığında aklıma gelenle duraksadım.
Tanrım, Darren. Dün bana bir sürü mesaj atmıştı ve hiçbirine cevap verememiştim. Ayrıca ne diyecektim... Nasıl uzak durmamız gerektiğini söyleyecektim? Beni öpmesine izin vererek hata etmiştim, ona karşılık vererek de öyle...
Çalan telefonum düşüncelerimden sıyrılmama sebep oldu. Ekranda Harry'nin fotoğrafını gördüğümde istemsizce gülümsedim.
"Merhaba güzelim." Bu her seferinde içimi kıpır kıpır ediyordu ve buna sanırım alışamayacaktım.
"Hey." Dedim gülümsememe engel olamadan. Şu an kızların aralarında bir şeyler konuşması işime gelmişti çünkü şu anki halimle epey dalga geçebilirlerdi...
"Yönetimde işim bitti. Ne zaman istersen seni alabilirim." Dedi sorar gibi. Sesi biraz gergin geliyordu ve bu endişelenmeme sebep olmuştu.
"Her şey yolunda mı?"
"Evet, evet her şey yolunda prenses. Merak etme."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UNEXPECTED
FanfictionAkan göz yaşıma engel olamadan arkamı döndüm. Yüzünü görmek bana acı veriyordu. Öfke. Hüzün. Hayal kırıklığı. Bütün duygularım birbirine karışmıştı. Koluma değen eliyle düşüncelerimden sıyrıldım. "Darcy, seni seviyorum. Lütfen beni dinle..." Demişti...