Harry
"Anlamıyorum, neden bu kadar yakınsınız anlamıyorum! Senin sevgilin benim Harry! Bütün haberler sizden bahsediyor..."
Nefesimi bıkkınlıkla verdim. Yarım saattir aynı şeyleri konuşup duruyorduk ve Kendall hiç duracağa benzemiyordu. Ama sıkılmaya başlamıştım. Bütün haberlerde Darcy ve benim fotoğraflarımız vardı. Haftalar öncesinde alışveriş merkezinde, dün Big Ben'de ve sarılırkenki fotoğraflarımız... Birçok hayranımdan aramızda bir şeyler olup olmadığına dair mesajlar alıyordum. Gemma bile arayıp ağzımı yoklamıştı! Ve şimdi de Kendall, beni sorguya çekiyordu.
"Daha fazla katlanamayacağım." Dedim mırıldanarak. Oturduğum yerden kalkıp kapıya doğru ilerledim.
"Hey nereye gittiğini sanıyorsun? Daha bitmedi!" Diye seslendi arkamdan. Dediklerini umursamadan ceketimi aldım.
"O sürtükten uzak dursan iyi edersin Styles."
Aniden adımlarımı durdurdum. Resmen baştan aşağı karıncalanıyordum.
"Pardon?" Dedim hala sırtım ona dönükken kafamı yavaşça çevirerek. Anlamamış gibi kaşlarımı çatmıştım.
"Ne dediğinin farkında mısın?" Bu sefer tüm vücudumu ona dönmüştüm. Sinirden bütün kaslarım gerilmişti. Sesimi sakin tutmaya çalışıyordum fakat pek başarılı olduğum söylenemezdi.
"Evet, farkındayım. Hayatında ben varken böyle bir şey istemiyorum." Ellerini beline koymuş emir verircesine konuşmuştu. Elimi saçıma götürüp histerik bir kahkaha savurdum.
"O zaman önce evimden, sonra da hayatımdan çıkmaya ne dersin?"
Hala daha alayla gülümsüyordum.
"Senden ayrılmayacağım, biliyorsun değil mi?" Kaşlarını yukarı kaldırmış bana bakıyordu.
"Konuşmalarına ve hareketlerine dikkat et."
Cevap vermesine izin vermeden anahtarlarımı alıp evden çıktım.
Louis
Karşımda oturmuş, ellerindeki konsollarla kendilerini kaybetmiş Payno ve Ni'ye baktım. İkisi de çılgınlar gibi FIFA oynuyordu. Benimse aklıma takılan şey, iki gündür Zayn'nin nerede olduğuydu.
"Eleanor'la ne zaman tanıştıracaksın?"
Darcy'nin sesiyle düşüncelerimden sıyrıldım. Merakla gülümsüyordu. Düne göre oldukça iyi gözüküyordu. Hafifçe sırıttım.
"Bu akşam hep beraber takılacağız diye düşündük. Hem onunla hem de diğerleriyle tanışırsın."
"Bu harika!" Diye cıvıldadı. O kadar enerji doluydu ki, sizi de pozitif etkiliyordu ve yanında gülümsemeden edemiyordunuz. O an, Harry için ne kadar doğru bir seçim olabileceğini düşündüm. Sahi Harry... Onunla konuşmalıydım... Darcy ile birbirlerine iyi geldiklerinin farkında bile değildi!
"Peki siz nasıl tanıştınız?"
"Harry'e şükürler olsun... Bizi o tanıştırdı." Dedim yüzümdeki gülümsemeyi engelleyemeden.
"Ellie ile önceden tanışıyorlarmış. Haz sürekli bana, beni karakter olarak tıpatıp aynım olan bir kızla tanıştıracağını söyleyip duruyordu. En sonunda tanıştırdı ve o kadar ortak yönümüz vardı ki. Zamanla böyle oldu işte." Diye ekledim. Yüzündeki gülümseme büyümüştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UNEXPECTED
FanfictionAkan göz yaşıma engel olamadan arkamı döndüm. Yüzünü görmek bana acı veriyordu. Öfke. Hüzün. Hayal kırıklığı. Bütün duygularım birbirine karışmıştı. Koluma değen eliyle düşüncelerimden sıyrıldım. "Darcy, seni seviyorum. Lütfen beni dinle..." Demişti...