Bölüm-23

39 6 2
                                    

Sabahtan beri odamda oturmuş, sosyal medyadaki hesaplarımdan yeni haberleri takip ediyordum. Her yerde Kendall ve Harry'nin fotoğrafları vardı. El ele, sarmaş dolaş... Ve işin kötü yanı her ikisi de epey mutlu gözüküyordu. Beni tanımayan insanlar hakkımda bir sürü fikre sahiplerdi. Dün Hyde Park'ta gizlice fotoğraflarımızı çekmişlerdi. Ve daha bir sürü gizlice çekilmiş fotoğraflarımız vardı. Ve adım, Hendall ilişkisinin arasına giren kıza çıkmıştı. Böyle olmasını istemediğim için ondan uzak durmayı tercih etmiştim. İstemeye istemeye...

Sinirle elimdeki tableti yatağın üstüne fırlattım. Kapı hafifçe tıklatıldığında önüme düşen saçlarımı kulağımın arkasına ittirdim.

"Güzelim, yemek yemeyecek misin?"

Harry'le son konuşmamızın üstüne odamdan çıkamamıştım. Benden nefret ediyor olmalı...

"Darcy, gerçekten tekrar ne olduğunu sormayacağım. Yine anlatmayacaksın zaten biliyorum, sadece endişeleniyorum."

Olanları Niall'a henüz anlatmamıştım. Merak etmişti, hatta bir çok kez neler döndüğünü sormuştu ama konuyu açmak istememiştim.

Yavaşça kapıyı araladım. Niall'ın endişeli yüzünü gördüğümde kollarımı beline sardım. Buna ihtiyacım vardı... Ve kendimi soyutlamak iyi bir fikir değildi. Sarılışıma karşılık o da kollarını bana doladığında bir süre öylece kaldık.

"Konuşmaya ihtiyacım var." Diyebildim sesimin kırılmasına engel olamadan.

"Biliyorum... Gel." Dedi elimi tutup, merdivenlere yönlendirirken.

Kendimi yumuşak koltuklara bıraktığımda, sıkılarak bir nefes verdim.

"Harry'nin bara döndüğünden haberiniz vardı."

"Evet, vardı. Neden söylemediğimi sorma. Çünkü bunu Harry istedi." Dedi soracaklarımı tahmin etmiş gibi.

Hafifçe başımı salladım.

"Ertesi gün bana kolyemi getirdi. Siz stüdyodayken." Diye devam ettim kısa süren sessizliğimin üstüne.

"Demek buraya gelmek için erken çıktı." İmalı gülüşü yüzüne yayılırken diğer söyleyeceklerimi düşünüyordum.

"Bu arada kolye ne alaka?" Dedi, söylediklerimi yeni farketmiş gibi.

"Bara döndüğünde Alex'le karşılaşmış. Bana iletmesi için, kolyemi Harry'e vermiş."
Niall'ın gözleri boynumdaki zincire geçirilmiş yüzüğe kaydığında, dudaklarını birbirine bastırmış, düşünüyor gibi duruyordu. Bu kolyenin benim için anlamını çok iyi biliyordu.

"Peki asıl olay ne?" Dedi bakışlarını tekrar bana diktiğinde.

"Asıl olay ben Harry'nin bara döndüğünü öğrendiğimde başladı. Sarhoştum ve onu öpmüşüm. Ama ertesi sabah uyandığımda bunların hiçbirini hatırlamıyordum. Harry yanlışlıkla bara döndüğünü ağzından kaçırdığında bunlar da ortaya çıktı. Ona kızdım, bunu bana neden söylemediği için, beni durdurmaya çalışmadığı için. Kendimi çok ezik hissettim Niall." Şaşkın bakışlarını üzerimde hissedebiliyordum.

"Siz, öpüştünüz mü?" Dedi sonunda hala şaşkın haliyle. Bakışlarımı yere çevirdiğimde utanarak başımı salladım.

"Ve sen sarhoşken?" Olanları idrak etmeye çalışıyordu.

"Evet, Ni."

"E peki sonra?" Dedi kaşlarını yukarı kaldırarak.

"Daha sonra sinirle evden çıktım. Park'a gittim. Sonra da Harry geldi. Bana karşı koyamadığını ve bu yüzden beni durdurmadığını, yanlış da olsa bunun o an doğru hissettirdiğini söyledi. Bunların benim için bir şey ifade edip etmediğini sordu..."

UNEXPECTEDHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin