Olaylar yaşandıktan sonra;
Louis"Harry, ne yaptığını sanıyordun dostum?"
Harry şu adını habire unuttuğum herifi fena benzeteli 2 gün olmuştu ve hepimiz bunun sebebini merak eder olmuştuk. Onu bu kadar tetikleyen ne olabilirdi ki?
Şimdiyse beraber benim evimde pinekliyorduk.Elindeki bitmiş şekerleme paketini masanın üstüne koyarak gerildi.
"Bunu haketmişti Lou, böyle bir şeyi boşuna yapmayacağımı biliyorsun."
Mırıldanarak konuşmuştu ve sonlara doğru sesi kısılmıştı. Gözlerini hafifçe kaçırarak saate baktı. Bir yere yetişecek gibi bir hali vardı.
"Bir yere mi gideceksin?"
"Evet işlerim var."
Fazla garip davranıyordu. Darcy'nin İrlanda'ya döndüğünden, Harry'le konuşmadıklarından ve kızın başına gelenlerden hepimiz haberdardık. Tek anlam veremediğimiz Harry'nin Darcy'e karşı bu kadar korumacı davranmasıydı. Bilmediğimiz bir şeyler dönüyor...
"Garip davranıyorsun dostum."
"Sorun yok Lou ben iyiyim, sadece..."
Evet anlatacak bir çok şeyi vardı sanki ama bir türlü anlatamıyordu.
"Sadece ne?"
"Galiba Darcy benden nefret ediyor..." Dedi tek solukta. Tanrım günlerdir bu kadar durgun olmasının sebebi buydu demek!
"Anlatsana Harry neler oluyor?"
"Bak henüz çok kısa süredir tanışıyoruz ve garip bir şekilde ona karşı farklı hissediyorum. Ve her şeyi mahvettiğimden eminim. Döndüğünden beri, o olayların yaşandığı günden beri aklım onda ve kendimi oldukça pişman hissediyorum. Evet ve bunu paylaştığım ilk kişi de sensin. Hey şöyle bakmayı kes!"
Yanındaki yastığı kafama geçirdiğinde şaşkın gülüşümden kurtulmak için uğraşıyordum. Bunları gerçekten Harry'den bir gün duyabileceğim aklımın ucundan bile geçmezdi.
Ellerini şakaklarına götürmüş ovuşturan Harry'i görünce bende ciddi olmaya çalışarak hafifçe öksürdüm."Neden onunla konuşmayı denemiyorsun?"
Bunu da mı ben söyleyecektim? Harry'den bahsediyoruz... Bay karizma?
"Yapamam, ondan uzak durmalıyım."
"Ne saçmalıyorsun sen?"
"Onun ne kadar üzüldüğünü bilmiyor musun? Yaşadıklarını falan? O bu kadar üzülmüşken daha fazla yanında duramam Tommo. Tek yaptığım onu üzmek."
Tanrı aşkına bu neyin tribiydi böyle! Biri şu ahmak kafalıya ne kadar saçmaladığını söyleyebilir mi acaba?
"Harry tüm bunları nereden çıkarıyorsun bilmiyorum ama saçmaladığın ortada." Dedim alayla gülerek.
Saatine tekrar bakıp yerinden kalktı.
"Gitmeliyim. Sonra konuşuruz bunları."
Harry anlam veremediğim şeyler düşünüyordu. Ve aşırı garip davranıyordu. Eminim bir şeyler dönüyordu, ve bunu çözecektim. Şimdiyse büyük ihtimalle kafa dağıtmaya gidecekti. Onu tanıyordum, kendini bildiğinden daha iyi biliyordum onu. Ne zaman böyle durgun gözükse gidip ya içerdi ya da vakit geçirecek birilerini bulurdu. İkisi de iyi seçenekler değildi tabii.
"Kiminle ve nereye gidiyorsun?"
Şaşkınca 'bunları nereden bildin' bakışlarıyla bana bakıyordu. Ah tabi ki biliyorum Harry, tabi ki.
"Kendall." Diye mırıldandı. Yine ve yine gözlerini kaçırmıştı. Kendall mı? KENDALL MI?
"Ne bokum yemeye çalışıyorsun sen Styles?"
"Anlamıyorsun Louis! Darcy'den uzak durmalıyım..."
"Böyle boktan yollara başvurmana gerek yoktu? Hey dostum sanki bir ilişki yaşamışta ayrılmışsınız gibi tüm bu triplerde neyin nesi böyle? Uzak durmak istiyorsan durursun seni engelleyen yok. Bunu Kendall denen... Ah her neyse! Onunla mı aşmayı düşünüyordun?"
"Evet. Tam olarak düşündüğüm bu." Soğuk ve duygusuzca söylediklerinden sonra kapıdan çıktı. Yanlış yaptığını ne zaman söylesek böyle yapardı zaten. Kendi bildiğini yapar sonra kıçını biz toplardık. Ama hala daha hareketlerine anlam veremiyordum. Telefonumun sesiyle daldığım düşüncelerimden ayrıldım.
"Efendim İrlandalı?"
"Ah naber dostum?"
"Sanırım iyiyim, Harold garip davranıyor."
Bir an Harry'nin bana söylediklerini söylememem gerektiğini düşündüm. İsterse kendi söylerdi.
"Sorun ne Lou?"
"Ben de bilmiyorum, sen neler yapıyorsun?"
"Sanırım sıkıntıdan öleceğim. Çocuklarla bir şeyler yapalım mı diye aramıştım."
Güzel fikirdi fakat sorduğuna cevap vermeden aklımdakini sordum.
"Darcy'le konuştun mu? O nasıl?"
"Ah evet! Londra'ya taşınacak, şu an İrlanda'da annesiyle zaman geçirip, eşya falan topluyor olmalı."
"Vay canına! Bu çok iyi, temelli gideceğini düşünmüştük."
"O geldiğinde onu Eleanor'la tanıştırmalısın, yalnız kalmasını istemiyorum." Dedi. Darcy'e gerçekten çok değer verdiği her halinden belliydi.
"Tabi ki Niall!"
Telefonu kapatıp masanın üstüne bıraktım. Harry de Darcy'nin temelli gideceğini düşünüyordu ve ah sürpriz Styles! Ne yapıp edip o kıvırcığın ağzını yoklayıp hata yapmasına izin vermeyecektim. Tüm bu düşünceleri kenara bırakıp telefonumdan mesajlar bölümüne girdim. Biraz da kendime zaman ayırmaya karar verip sevgilime mesaj attım. Onu çok özlemiştim. Bir an önce Darcy'le tanıştırmalıydım. Eminim ki birbirlerini seveceklerdi!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UNEXPECTED
FanfictionAkan göz yaşıma engel olamadan arkamı döndüm. Yüzünü görmek bana acı veriyordu. Öfke. Hüzün. Hayal kırıklığı. Bütün duygularım birbirine karışmıştı. Koluma değen eliyle düşüncelerimden sıyrıldım. "Darcy, seni seviyorum. Lütfen beni dinle..." Demişti...