O , yaşına rağmen birçok şey görmüş geçirmiş lakin çocuksu bir ruha sahip genç bir bayandı. Derin... Ancak çok küçük yaşta hayatla yüz yüze bırakılmıştı , yoruluyordu. Uykusuz gecelerde yalnız başına çabalıyordu. Öyle geceler oluyordu ki eksik bıraktığı günlerin acısını kendisinden çıkaracağına yemin ediyordu , o büyüyecek ve de her şeyi düzeltecekti. Düzeltebilirmiydi?
***
"Görüşürüz."
"Görüşürüz." Annem sanki hiç gelmeyeckmiş gibi davranyordu yine. Doğrusu biraz daha ağlasa idi yanımda kendimi tutabileceğimi sanmıyordum. Babam ise annemi sürüklercesine yanımdan almaya ve uçağa yetişmek için çaba sarfediyordu. Bir süre uzaklaştıktan , annem arkasına bakmayı bıraktıktan sonra arkamı dönüp hava alanının dışına çıktım. Ailem küçük bir iş gezisi için il dışına seyahate çıkmıştı , işin güzel yanı koca ev bana kaldı. Bu günler film izleyip rahatça uykumu alabileceğim günler , bir miktar yalnızlık çeksemde halledebilirdim. Sanırım.
Tek elimi kaldırıp taksinin durmasını sağlamış ve hava alanından da bir hayli uzaklaşmıştım. Uçağa yaklaştığımız için sırt çantama attığım telefonumu ve hırkamın cebindeki kulaklığıda çıkarıp dışarıyı ilerlemeye başladım. Yaklaşık bir saatlik bir yol bekliyordu beni.
Hafif hafif uyku aralıklarında gözlerimi açtığımda hava bozmuş ve yağmur atıştırmaya başlamıştı.
Ve nihayetinde evime varmış bulunmaktaydım , şoföre parasını verdikten sonra bahçeye girdim ve çantamın kenarlıklarından anahtarlarımı çıkarıp kapıyı araladım. Mavi konverslerim çoktan ıslanmıştı , yağmur sağanaklığını koruyor hava ise dakikalar arasında geceye bürünüyordu.
Sanırım evdeki tüm atıştırmalıklar bitmişti , çıkıp almam gerekiyordu. Aslında çokça yakın bir markette vardı , üşengeçliğim manasız. Şemsiyeyi de bulamayacağımı bildiğim için çantamı alıp üzerimdeki hırkayla dışarı çıktım. Yağmur çok fazla değildi ama fazlalaşıyordu , belkide şortumu bir pantolonla değiştirmeliydim. Gerçi tüm bunlar için çok geçti , bu yüzden düşünmeyi bırakıp adımlarımı sıklaştırdım. Düşündüğüm gibi birkaç dakika içerisinde de markete varmıştım , raflarda bulduğum ne varsa doldurdum sepete ve kasaya yöneldim. Sırtımdan çantayı indirip fermuarı araladım ve cüzdanımı çıkarttım.
Cüzdanımda annemin verdiği kredi kartından başka bir şey yoktu , son paramıda taksiye vermiştim kahretsin. Bir ümit bu küçük markette kartın geçerli olması için dua edip kasiyere kartımı uzattım.
"Üzgünüm kart geçerli değil , nakit alıyoruz."
"Hayır."
"Efendim?" Birde gidip paramı çekecektim? Bu yağmurda bu kıyafetlerle , olmaz! Kimi kandırıyorsam , gitmek zorundayım. Sepeti kasadan alıp yere koyduktan sonra alt tarafa ittirdim. Ben gelene kadar ne yerleştirilmesini ne de satılmasını isterdim.
çantamı tekrar sırtlayıp omuzlarıma düşen kapşonumu kafama geçirip dışarı çıktım. Yağmur biraz daha çoğalmıştı. Atm biraz uzak kalıyordu buraya , hızlanmassam ıslanmadık bir yerim kalmayacaktı.
Aradan yirmi dakika geçtikten sonra atm'nin önündeydim. Cidden ıslanmadık bir yerim kalmamıştı. Dahası soğuktan dolayı olan titrememi kesemiyordum. Önümde iki kişi vardı , en öndeki bayanın işini bitirmesi beş dakikasını almıltı. "Sanki milyondolar." gözlerimi devirdim. Çok geçmeden önümdeki adamda işini bitirdikten sonra sıra bana gelmişti , çantamı indirdim , yağmurun kapşonuma çarpan su sesi yoktu şuanda ? Kafamı kaldırıp baktığımda sağ tarafındaki ağaçlara bakan başka bir adam vardı. Kendi şemsiyesi bana yakın olduğundan yağmurun bana da gelmesini engelliyordu. Şükürler olsun. Cüzdanımı çıkarıp ayağa kalktığımda uyuyan vucudum ve kayan gözlerim ayakta durmamı engelleyecek kadar ağır basıyordu. "Ben , ben. Sanırım bayılıcağım."
İlk bölüm , devam ediyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyahın Aşkı #wattys2017
RomanceKaranlıgın sizi ele gecirmesine izin verin... "Derin.." sesi kısılmıstı ve bana bakıyordu cevap veremeden dudaklarımda hissettigim sıcaklıgı.. Siyahın dudaklarıyla bir olmustu dudaklarım. Yaklasık 10 saniye icerisinde suya girmistik , o kadar sert...