Siyah

189 19 14
                                    


                                                                                                                                                    Siyah


  Henüz gideceğimiz yere varamadan kuşatmıştı düşünceler beynimin her  zerresini. Bu güne kadar tüm işlerin içinden çıkabilmiştim , ne bok yediysem hepsini düzeltebilmiştim. Peki ya şimdi ? Yoluna koyamayacağım bir hikayenin ortasındayım. Cidden bu iş böyle bitmeyecek , güneş bir daha asla benim için doğmayacak. O çok gördüğüm huzur beni hiç bulamayacak ve belkide ruhum asla rahata kavuşamayacak.

   Yanımda , araba koltuğunda rahat bulmaya çalışan o kadar güzel biri var ki , bu duruma düşebileceğim aklımın ucundan geçmezdi. Kendime dahi zar zor itiraf edebilmiştim , ona aşık olduğumu. Siyah'ın , Derin'e aşık olduğu , ne saçma bir cümle düşününce bile kulağa hoş gelmiyor. Ben onu öldürecektim ya hani yahut olaylar aleyhime, ölümüm onun elinden olacak.

 Kıpırdanışları dahi hoş geliyorken gözüme... Ne yapacağım , nasıl yapacağım. Tamam şimdi bir yer bulmaktı olayımız , ve o iş kolaydı. Daha sonrasında ne yapacağım elinde sonunda ne olacağı belli. Onu koruyamayacağım.

  Jack bir kaç saat yolculuğun ardından tekrar mola vermişti , kahveyle yetinmiştim ama karnımı doyuracak birşeyler istediğimde bana cevap vermeden bir tesisin önünde durmuştu. yaklaşık beş dakika geçtiğinde Elena tuvaletinin geldiğini söyleyerek arabadan indi , bu bir fırsattı belkide. Onlarında başını belaya sokmuştum , çocukluk arkadaşlarım... Bu işi kimse zarar görmeden halletmeliydim. Jack arabanın anahtarını kontağın üzerinde bırakmıştı , emin olmasamda koltukların arasından atlayarak ön koltuğa ulaşmıştım. Araba babamın uzun yıllardır kullandığı bir araçtı fakat yenilerini alınca bunu bana bırakmıştı , fazlasındada gözüm yoktu. Bolca zamanım olmuştu , arabanın her bir yanını özenle ezberleyecek.

  Derin gözlerini açtığında dikiz aynasından gözüktüğü kadarıyla bir şey anlıyamamıştı , sadece bana şaşkın gözlerle bakıyordu.

  "Siyah ?" cevap vermeyecektim. Anahtarı çevirdiğimde Derin elini uzatıp "Daha gelmediler farkındamısın ?"

 Çatılan kaşlarımla beraber Jack'in bağırışlarını duyuyordum. "Siyah , hayır. Bekle ! Lan bekle!!" o beni çoktan anlamıştı Derin'in aksine. Derin beni durdurmaya çalışmıyordu fakat korkmuştu , gözlerinde ki parıltı bunu yeterince belli ediyordu. 

 "Kimseye zarar gelmeyecek." Derin onaylarcasına kafasını salladı , ciddenmi ? Bu kadar kolaymı ikna olacaktı yani. Bu yola çıktığımda kafamda hiç tereddüt yoktu , önüme kim çıkarsa çıksın öldürecektim. Ruhunu kaybeden lakin arayıştada olmayan bir bedenden ibarettim. Şimdi ise ruhunu arayışa çıkan bir beden , peki ya nerde bulacağım. Her neyse , Derin ; "onlara ne olacak ?"

  "Jack başının çaresine bakacaktır , onların yardım edebileceği yol bu kadardı."

 "Siyah , ya ben ? Anladım onların zarar görmesini istemiyorsun , ama ben."

 "Derin lütfen ,  zarar görmene izin vermeyeceğim." sinirlerim aracın süratinden fazla artıyordu , belkide daha fazla konuşmamalıyım , yine bir şey olacağından korkuyorum.

 "Siyah ben yoruldum." 

  90%...100%...120%... İnan bende yoruldum.

 "Yavaşla. Siyah yavaşla." gözlerimi bürüyen hüzün ona kulak asamayacağım seviyede. 

 "Lütfen , üzgünüm. Yavaşla." Çalışıyorum.. Yavaşla , yavaşla... Yavaşla...

  Arabayı ani bir frenle durdurarak soluklanacaktım , fakat Derin çoktan koltukların arasına kavuşarak ortamın ciddiyetini bozmuştu. Ve ardından bir çığlık "Ahh..." gülmemek elde değildi , yine suçluydum ama bilmiyorum sinirlerim boşaldı.

 Derin

 Ciddiyetin bozulmasından memnundum fakat alnımda hissettiğim sıcaklığın kan olduğuna yemin edebilirim. Üstelik pişkin pişkin gülüyordu "Ya sen çıldırdınmı !"

Allah'ım hala gülerek dikiz aynasından bana bakıyordu. Evet canım yanıyor fakat gülüşü çok güzeldi , suratımda muzip bir ifadeyle kendimi ön koltuğa attım.

"ohh . o kadarda kötü değil ha?" anlamsız bakışlarla bana bakıyordu , ben olsam bende anlamazdım yani;

"Beni öldürmeye geldin , aklımı çeldin sonra vazgeçip korumaya başladın ve beni kaçırdın. O kadarda kötü değil." kafasını bana 'hadi ordan' dercesine devirdi , kıkırdadım.

"Sana göre öyle , ne de olsa sen birini öldürüp onun kimliğini kullanmadın veya birini kaçırmadın veya aptal bir kızla vakit geçirmedin." güldü , güldüm. " Sen öldüreceğin kişiye aşık olmadın veya..." sözünü kestim ,

"Ne!" arabayı durdurdu ve direksiyona gözlerini kilitledi , ani duruşu yüzünden sarsılıp öne doğru ilerlemiştim fakat faltaşı kadar açılan gözlerimi bir kaç sanise içerisinde ona çevirdim. Kalbim bir kronometre sayacı kadar hızlı atıyordu. Bana döndü ,"Hiç , hiçbirşey."

Ellerini kontağa götürüp çevirecekken elini tuttup. İnanın yaptıklarıma bende inanamıyorum fakat bunun üstüne romantik bir konuşma hiç fena gitmezdi , bana öyle 'kaçırılmış hala romantizm peşinde ölecek salak' der gibi bakmayın. Öleceksem güzel severek öleyim.

Ayaklarımı bağdaş şeklinde toplayarak ona döndüm. Elena yatarken koltuğu yatırdığı için uzansamda sığardım. Bana döndü "Yapma bunu bana." derin bir nefes aldı , yeter. biri ilk adımı atacaksa bu ben olmalıyım , yani sanırım. Azıcık konuşsak yeter , sahte olmadığını biliyim yeterdi.

Yüzünü ellerimin arasına aldım , yavaşça bana döndü. Yüzünde hafiften batan güneşin ışıkları yansıyordu. Gerçekten göz alıcı. Ellerimi avuçlarının arasına alarak öptü , Siyah'tan beklenmeyecek hareketler vaovv , büyülendim.

Yerinden hafifçe kalkarak üzerime eğildi , sayaçtan daha hızlı attığına eminim. Sakin ol Derin , sakin... Yaklaştı , aramızda santimler vardı. Bu kadarını istediğimden emin değilim fakat ortamı da bozmak istemiyorum.

Daha da yakınlaştı ve kulağıma eğilerek; "kay" hı ? ha! şey , bir an öküz gibi geri çekilip baksam da , vucudumu kapıya yakın bir şekilde çekerek kaydım. Omuzlarımdan ittirerek sırtımı koltukla kavuşturdu ve kendisi de eğildi. Tanrım... Sanırım ölüceğim.

Yüzüme kaçamak bir bakış atarken burnumu gelen sigarayla harmanlanmış tıraş losyonu kokusu dolduruyordu. Eğildi ve iste o destansı an , dudaklarımda hissettiğim sıcaklık iğrendirmiyor ! aksine istek uyandırıyordu. Devam etti , karşılık verdiğimde ise durdu ve ellerinden birini karnıma dolayıp başını göğsüme koydu.

Olanları yalnız ben görmüş olamam değilmi , tüm bunlar gerçekti! Be. Beni seviyor , BENİ SEVİYOR!!! Ahh içimdeki tanrıça kendini bir anda ortaya atarak ahenkle dans ediyordu fakat vucudum tek bir harekette bile bulunmuyordu. Öylece durakalmıştım , harika. O göğsümde yatıyor , benim göğsüm. inanamıyorum.

  Devam ediyor...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 20, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Siyahın Aşkı #wattys2017Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin