Yine bi eve dönüs saati.
Okul sonunda bitmis , günüm sona ermisti. Okul yetmiyormus gibi , bir haftalıgına gıcık bi sıra arkadasımda olmustu. Hayır bundan memnun deilim...
Eve bi an önce varıp dustan sonra saatler hatta sabaha kadar uyumak istiyorum. Sekizde okullar dagılıyodu bu yüzden de eve karanlıkta gidiyodum. Evet son yasadıgım olaydan sonra bu gercekten rahatsız ediciydi.
Ve dakikalar sonra hic bitmeyecek sandıgım yolun sonuna gelmistim. Kapiyi actıgımda yüzüme vuran sıcaklık... Bu paha biçilmez bi rahatlıktı.
Merdivenleri çıkarken yerini büyük bir vazo alan o komidinin kırılış anı hala aklımdan cıkmamıştı ve bi süre daha çıkacağını sanmıyorum.
Durun biraz bu da ne ? Bu bi öğrenci kartı , yorgunluktan kızarmış gözlerimle kartı incelemeye başladım. Önce arkası ,
Haynes lisesi kısmi ögrenci kartı;
Yaş: 19
B.t: A.B.A.L
Bu onunmuydu ? Bu Siyah'ınmıydı ? Simdi ön tarafta.Adı:Aras
Soyadı:Toprak
Anne adı: Şermin Toprak
Baba adı:Semih ToprakSol köşedeki fotoğraf yoktu . Bu onundu , ismini o söylemeden ögrenmistim. Ve bunu ona söglylemeye hiç niyetim yoktu.
Şaşkınlıgım uykumu kaçırmıştı yani neden ismini söylemek istememisti ki ve kendine buldugu o isim...
Dur ! Hayır olamaz ! Semih toprak derken ? Bu bizim müdürümüz olan semihmi?? Hayır bu kesinlikle olamaz. Yanlıs görmüşümdür ya. Sakinlesmeye çalışırken masanın üstüne bıraktığım kartı tekrar elime aldım. İşte yine orda aynı şey yazıyodu. O zaman bu çocuk neden bizim okulda okumamıstı?
Biseyler uyusmuyodu kafamda uydurduğum binlerce senaryo... Şehirdeki tek Semih bizim müdür deildi ya. Neden bu kadar aşırı tepki gösterdim bilmiyorum ama cidden şaşırmıştım.
Olay üstüne olay oluyodu. Neden tek derdim bi kaç gün içerisinde o olmuştuki.
Kafamdaki düsüncelerden sıyrılıp duşa girdim , belkide ihtiyacım olan tek şey buydu.
. . .
Ve işte en sevdiğim yanı. O pürüssüzlük hissi mütişti. Simdi sıra rahat bişeyler bulup üstüme geçirmekte odaya girdiğindeki o soğuk titrememe yol açmıstı bir an önce giyinmessem donarak ölücem.
Dolabın kapaklarını açtığımdaki ümidim yok olmustu yaklaşık iki dakikadır dolabın önünde giyicek bişey arıyodun. Sonuç; yine hüsran.
Odamın parkesinde ıslak ayaklarımla iz bırakarak yatağın yanına gittim. Ve sonra yatağan üzerindeki siyah T-shirt... O gün eline sardıgı t-shirt' ten başkası diildi. O kadar temiz ve bolduki şuan icimdeki hissi bilemessiniz. Giysem bişey olmazdı heralde? Tekrar yıkattıktan sonra verebilirdim.
T-shirt'ü üstüme gecirip sandalyeye oturdum. Böyle yatıcaktım sadece t-shirt'le nasıl olsa evde kimse yoktu.ve sonra kurutma makinesinin dagıttıği havayla kuruyan saçlarımı izledim Aslında kendiliğinden kurumasını daha çok seviyodum fakat yastığımın ıslanmasını istemiyorum şu durumda. Kafamı yastıga koyar koymaz sızmısım...
. . .
Saat; 11:58
Çalan zil ve tekmelenerek açılmasını bekliyen bi kapı. Eğer bunlar olmasaydı cidden uyanamaya bilirdim. Merdivenleri koşarcasına indikten sonra kapıya yöneldim.
Acaba yardım sever yan komşularımızdan biri olabilirmiydi. Umarım öyledir çünkü şuan baya sinirliyim.
Gözlerimi alan güneş yüzünden hala tam açılamamıslardı. Kapıyı açtığımda iceri dolan güneş kısa süreliğine kör etmisti. Etraf simsiyah uyusammı ya.
"Yanlış bi zamandamı geldim". Ses baya tanıdıktı bi kac saniye sonrasında geçen körlüğüm... Keske geçmeseydi.
"Siyah!" kapıyı nasıl kapattığı ne siz sorun ne de ben söyliyeyim. O kadar sert vurmuştumki kapı sarsılmıstı. Ve simdi kapının arkasında sırtım dayalı olanları anlamaya çalısıyodum.
"Ben okula birlikte geliriz diye düsünmüstüm , kapıyı açmıycakmısın?" sesini duymam ićin yükseltiyodu sanırım. Dislerimi utançtan o kadar sıkıyodumki bi an kırılcaklarını sandım.
"A üzgünüm hemen açıyorum" şuanda kafamı duvarlara vurarak kendimi öldürmek istiyodum. Kapıdan destek alarak doğruldum ve kapı kolunu çevirdim.
"Ben , şey ya bianlık şaşkınlıktan oldu" yüzüne gelen o gülümsemeye hala anlam verememistim. Niye gülüyoduki , kendimi tutamıycaktım sanırım.
"Ne gülüyosun?" sesimi birazda olsa yükseltmiştim ama o hala gülüşünden zeval vermemisti.
"Yakışmış" ne ? Analmayan gözlerle ona bakıyodum ta kii. Gözleriyle üstümü işaret edene kadar. Tabi ya üstümde onun t-shirt'ü vardı. Lütfen biri beni öldürsün.
Önce ona sonra üzerime baktıktan sonra hala gülüyo olduğunu gördüm. Ve yine bi ani tepki kapıyı tekrar suratına kapatmıstım. Hemde bu sefer açmaya niyetim yoktu. İcimden suanda ettigim küfürleri duysanız heralde benimle bidaha muhattap olmazdınız.
"Derin beni içeri almıycakmısın?" içeri almakmı? Senimi ? Sanırım buna hiç niyetim yoktu.
"Siyah. Biraz bekleyebilirmisin?"
"İçerde bekleyebilirmiyim" ya ben adam görmesin diye suratına kapıyı kapatıyorum hala gitmiyo.
"Derin komşularınız bizi izliyo sanırim" ne? Serpil teyze! Annemin en yakın arkadasi! O görmemeliydi eger görürse beni anneme söylerdi.
Kapıyı hızla açtıktan sonra Siyahı yakasından tutup içeri çektim. Bunu cidden benmi yapmıstım kendime inanamıyodum suan. Onu iceri tamamen aldıktan sonra kapıyı tekrar aynı hızla kapattım.
"Burda bekle geliyorum!" üstümü değistirmek için merdivenleri koşarcasına cıkıyodum. Hayatımda hiç bu kadar rezil olmamıstım sanırım.
Arkadaşlar yazım hatalarıma olağan sekilde dikkat ediyorum. Okumaya devam edin. Vote ve yorumlarınızıda eksik etmeyin.💕💕
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyahın Aşkı #wattys2017
Roman d'amourKaranlıgın sizi ele gecirmesine izin verin... "Derin.." sesi kısılmıstı ve bana bakıyordu cevap veremeden dudaklarımda hissettigim sıcaklıgı.. Siyahın dudaklarıyla bir olmustu dudaklarım. Yaklasık 10 saniye icerisinde suya girmistik , o kadar sert...