erken geldimm

374 73 21
                                    

Yavaş yavaş kayan gözlerime engel olamıyordum artık. Ne kadar uğrassamda yapamıyordum , en sonunda boynumu okşayan saçlarında ellerimi gezdirerek kapattım gözlerimi. Aklıma hiçbir şey gelmiyor su anda , bir şey düşünecek halim yok... Bir kaç ay önceki halime dönmek istermiydim bilmiyorum. Siyah.. sen olmasaydın isterdim , sen olmasaydın belkide geriye dönmek için herşeyimi verirdim. Ama şimdi yaşadıklarımı düşündükçe ne kadar güçlü olduğumu anlıyorum. Neler yaşadığımı daha iyi kavrayabiliyorum. Sen belkide içimdeki yaşanmamış çocukluktan kurtardın beni , belkide hayatın ne bok olduğunu gösterdin. Kim bilir...

. . .

Gözlerimi pencereden vuran ufuk çizgisine çevirdiğimde üstümde hissettiğim ağırlığa yöneldim , hala uyuyordu. Gitmemişti. Duvarda duran babanemden kalma büyük ging saatine baktığımda ise saat 17:56'dı . Ne çok uyuyordum ben ya , bu da bir yetenektir.. Belimde duran ellerine dokunduğumda hissettiğim soğukluk , gerçekten olağan üstüydü. Cildi 30 derece filanmıydı bunun ? Üstümden iterek başını yumduğu omuz boşluğumdan çıkardım ve elimi anlına koydum. neden bu kadar soğuktuki , hava o kadarda esmiyordu. uyandırmak istemezdim , inanın bana şu durumda yüzyıllarca kalabilirdim.

"Siyah" bi kaç saniye bekledikten sonra tekrarladım. sesim boğuk ve kısık çıkıyordu , ne de olsa bende yeni kalkmıştım. bir kez daha tınlamayınca elimi yanağına koyup tekrarladım. "Siyah" homurdanarak sıklaştırdığı kolları nefes almamı engelleyecek kadar sıkıyordu. Ellerimi aralarına sokarak doğrulmasına yardımcı oldum , içimi ürpertiyordu bu soğukluğu. Ve şu an açıklayamayacağım bir haldeydik , ne ara olmuştu bunlar ?

"Nee" kısık bir sesle itiraz eden vucudu kalkmıştı sonunda üzerimden. ohh be dünya varmış..

"iyimisin" diyerek yüzüne baktığımda gözleri hala kayıyordu. ne zamandır uyumuyordu bu ?

"Sanane" bu haldeyken bile kendi gibiydi , üstelik leş gibi kokuyordu. Ne olurdu bu tarafa doğru konuşmasa. Lafını bitirdikten sonra tekrar kollarımın arasında yerini buldu. Bir kez dinlese şaşardım zaten.

"Kalkman lazım" babam gelirse ne olacaktı. hala üzerimden atamamıştım yediğim tokadı. Siyah'ta da ne cesaret varmış ya , gelip bahçeye dalıyor üstüne boynumdaki anahtarı alıp beni yatağıma götürüyor. Büyük cesaret.

"Banane" hala umursamazdı ,

" Siyah babam gelicek kalkarmısın" sesimi yükseltmiştim biraz olsun , kollarımla vucudunu itmeye çalışsamda yarı baygınkende güçlüydü benden.

"Kes" oha ya biz adamı uyarıyoruz o hala emir vermenin peşinde.

Çalan kapıyla yerimden zıplamam bir olmuştu. " Bi rahat durmadınya" hala rahatlık peşinde ya. "Siyah kalk , kalk !"

"Derin açmayacakmısın ?" oha , oha bu babamdı ! kollarımı kaldırarak üzerimden çektiğim Siyah gözlerini aralamış bana bakıyordu. "Nereye götürcem ben seni ya?" telaşlı sesimle sırıtması bir olmuştu. " Senin odaya çıkalım" yüzündeki piç gülüşüyle ne demeye çalışıyordu bu. Fakat yapabileceğim tek şeyde bu suanda.

"Tamam kalk , hadi !"

"Ne , ciddimisin"

"Siyah çık yukarı geliceğim!" resmen sessizce bağırıyordum.

"Derin ! aç kapıyı" yavaş yavaş merdivenleri çıkan Siyah'a dönerekgözlerimle ateş püskürttüğümün farkındaydım. Neyseki etkili olmuştu , daha hızlı çıkıyordu.

Siyahın Aşkı #wattys2017Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin