Yukarı doğru hızlı adımlarla yol alıyordum. Evime bir yabancının girmesi isteyebileceğim son şeydi. Odamın kapısının önündeydim kolu çevirip içerip girdim.
Evet hala ayni yerde , sandalyemin üstündeydi. Koluma geçirdim tam odadan çıkacakken. Merdivenlerden ayak sesleri geliyordu. Ona orada beklemesini söylemiştim , yüzsüzmüydü ya.
"Ben sana orda bekle de..." karşımdakinin onun olmasını inanın şuan herşeyden çok isterdim. Ama o değildi gözlerim inanılmaz şekilde açılmış karşımdaki maskeli adama bakıyordu.
Çığlığım tüm mahalleyi inletmisti sanırım.
Siyahın ağzından;
"Daha kaç saat beklemem gerekiyor", getireceği bir ceketti. İçerden gelen cığlıkla düşüncelerimden sıyrıldım.
"Derin!" eve izinsiz giremezdim evet ama çığlığı evde yankılanmıştı. Bir anda eve daldım. Merdivenlerin üstünden gelen sese doğru hızla ilerledim.
"Bırak!" bu Derindi siyah pardesülü adamın birinin elinden kurtulmaya çalışıyordu. Onun gözünde ne kadar sapık olsam da şuanda yardıma ihtiyacı vardı hemde basit bir yardım değil. Hayat pahasına..
Sanırım benim geldiğimi daha farketmemişti. Arkasından yaklaşıyordum , yürürken fazla ses çıkarmış olmalıyım ki , adam bir an dönüp bana baktı. Yüzünün bu tarafa dönük olması işime gelmişti , dönmesiyle yumruğu indirmiştim.
Komidine çarpıp , üstündeki vazonun kırılmasına neden olmuştum. Umrumda değildi. Köşede bizi şaşkınlık la izleyen Derin'e yaklaştım.
"Siyah!"
İste o çığlık yine bir felaketin habercisiydi.Kızım bir sus Allah'ın seversen. Bağırırken arkamı işaret etmişti gözleriyle. Mal değilim ya adamın bu tarafa geldiğini anlamıştım. Vazo parçalarından birini almış , bana doğru geliyordu. Ve o muhteşem hamle... Filmleri andırıyordu.
Adam vazo parçasını bana savurduğunda karnımı hedeflemişti. Reflexlerimin kuvvetli olmasına ilk defa bu kadar sevinmiştim sanırım. Elimle önlemeye çalıştım o sırada elindeki parça elime girmişti , kan akıyordu bardaktan boşalırcasına. Adamın korkup kaçması , elimdendi sanırım. Hayır yani madem korkuyorsun neden yapmaya kalkıştın , merdivenlerden inerek kaçmaya başladı.
Derinin ağzından;
"Siyah elin" sesim yine yüksek çıkmıştı. Bu gün nede uzun sürmüştü ya.
Yaklaşıp eline baktım. Fena kanıyordu , bir an olsun elinin koptuğunu zannettim yani bu kadar kanın çıkması anormaldi. Hala tepki vermemişti sanırım oda bir tür şoktaydı.
"Siyah elin kanıyor" benim sayemde kendine gelmiş olmalıydıki dizlerinin üstüne çöküp cevap verdi.
"Önemi yok sadece sıyrık" inliyordu, Resmen inliyordu. Ve bu kadar acı çekerken bile hafif birşeymis gibi davranıyordu.
"Bekle sargı bezi getiriceğim, sakın bir yere ayrılma!" dediğime bakar mısınız sakın bir yere ayrılma! Adamın yürüyecek mecali yoktu zaten.
Hızla mutfağa indim buzdolabının yanındaki kasadan ilk yardım çantasını elime doladım. Şimdi daha hızlıydım hiç bu kadar hızlı olduğumu hatırlamıyordum.
Gittiğimde yerde oturmuş, elini vucudundan çıkardığı tisörtuyle siliyordu.
"Ben , ben sargı bezi getirmiştim" sesim mahcup çıkıyordu tüm bu olanlara ben sebep olmuştum.
"Geç kaldın. Yere akıyordu." haklıydı bir bakıma yer kan gölüne dönmüştü. Ama bu önümde çıplak durabileceği anlamına gelmezdi.
Kollarından destek vererek ayağa kaldırdım. Hadiya uzaktan cok hafif gözüküyordu , ne bu ağırlık.
Merdivenleri ağır ağır inerek mutfağa ulaştık. Musluğa yaklaştırarak elini tuttum. Şaşkın gözlerle bana bakıyordu. Ne yani hala anlamamışmıydı. Elinde sarılı olan tisörtü çıkarıp yan tarafa koydum. Elim onunkinin yanında ufacıktı , her neyse musluğu açıp hızla elini altına soktum.
Bu seferki çığlık ona aitti. Canı yanmıştı, ama gerekli olan buydu.
"Çok üzgünüm. mikrop kapmaması için.."
"Bu durumda kolanya veya benzeri birşey gerekmezmi!"
"Kesik büyük , çok fazla acıtırd.." Sözümü yarıda kesip cevap verdi.
"Tamam ne gerekliyse yap. Hadi" elini suyun altından çıkarıp havluyla kuruladım. Daha sonra ilk yardım çantasından sargı bezini çıkarıp eline doladım.
"Teşekkür ederim" korkudan iki büklüm olmuştum. Az önce bir hırsız önce beni sonrada onu yaralamaya çalışmıştı.
"Ne için" tekrar gözlerini kısmıştı.
"Sen olmasaydın. Yani belkide..." hayır simdi olamaz. Bayadır sabretmiştim simdi ğglayamazdım.
"Şşş sakin ol" hayır dayanamıycaktım. Gözlerim çoktan dolmuştu. Bu adam kesinlikle halden anlıyor olabilirdi , saniyeler sonra kollarının arasında yerimi bulmuştum.
Ve evet iste buraya kadar daha fazla tutamayacaktım kendimi , bu sarılmada cabasıydı. Sonunda bırakmıştım kendimi , göz yaşlarım hiç olmadığı kadar hızlı akıyordu. Normal değilmiydi yani az önce bir adam bize zarar vermeye çalışmıştı.
Elini basımın üstüne koyup yukarı aşşağı hareket ettirdi. Sakinleşmemi sağlıyordu.
"Derin. Tamam , geçti" ellerimin çözüp ondan uzaklaştım benden uzun olduğu için kafamı kaldırmak zorundaydım.
"Gerçekten cok tesekkür ederim" gözlerim bir an olsun ıslaklığını kurulamıştı.
. . .
Olayın üstünden yaklaşık bir saat geçti. Ceketini de alıp gitmişti , onunla hastaneye gelmemi istemedi. Polisi aramama dahi izin vermemişti. Bende evde biraz daha ağlamıştım. Birazdan kastım; kendime gelene kadar. Tişörtü giyilebilecek halde olmadığından babamın gömleklerinden birini vermiştim , o ise giderken tişörtünü almayı unutmuştu. Ve yorulunca da odama gidip uzandım bir süre tavana öylece bakarak yaşadıklarımın , nedenlerini düşündüm. Gözlerim ise uykuya yenik düşmüş ve kendilerini sonsuz derinliğe bırakmışlardı , uykunun huzuru beni içine çekiyor.
Devam ediyor...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyahın Aşkı #wattys2017
RomanceKaranlıgın sizi ele gecirmesine izin verin... "Derin.." sesi kısılmıstı ve bana bakıyordu cevap veremeden dudaklarımda hissettigim sıcaklıgı.. Siyahın dudaklarıyla bir olmustu dudaklarım. Yaklasık 10 saniye icerisinde suya girmistik , o kadar sert...