Sanırım yeterince ıslanmıstım. Gözlerim kapalı olsa dahi bunu hissedebiliyordum. Cigerlerime dolan toprak kokusu dısarıya öksürük olarak kendini bırakmıstı. Su anda kendimi o kadar berbat hissediyodum ki , anlatamayacağım kadar işte. Anne mi kaybeymistim , toparlanmam gerekiyodu. Dahası bütün yükü babamın üstüne atmıstım hayatta kalan tek sığınağıma. Uyudummu tam olarak bilmiyorum ama dinlenmistim , üstümdeki kıyafetler agırlaşmıstı icine hapsettigi çamur ve yağmur suyundan.
Ayağa kalkmak icin toprağa elimi koydum. Ne kadar icim sızlasada çok geç olmustu ve havada kararmıstı. Ben beni tanıyamaz bi hal almıstım , belki bu kadarını abarttım ama inanın benim için azdı ben hayattaki tek sırdasımı yeri gelince kardes yeri gelince anne olan bir insanı kaybetmistim. Bu kadar acıması bundan kaynaklıydı sanırım. Hem ben herkesi kaybederim zaten , bu gep böyle olmustur , birileri gelir.. Ve sonrasımda çekip gider.
Ayağa kalktıgımda şişen gözlerim pekte fazla bisey göremiyodu , etrafa baktığımda ise önümü görmemi engelliycek kadar sağnak bir yağmurdan baska bisey göremiyordum. Mezara dönüp son bir kez baktım ve gülsedim , belkide rahat ediyodu , belki gerçekten mutluydu. İlerlemeye başladım ve bata çıka çamura kapıya ulaşmayı başarmıstım. Kilidini kıramazdım tekrar o kıvrımlı desenlere basarak duvarın üstüne tırmandım ve saniyeler sonra mezarlığın diğer tarafına ulaşmıstım. Soğuktan sancıyak ayaklarım canlı olsalardı eminim bana küfr ederlerdi , bedenim benim yüzümden acı çekiyordu , alabileceğim bir vebalden çok fazlası. Şalımı mezarlıkta düsürmüs olmalıyımki omuzlarımda hissettigim sogukluk onun yokluğundandı. Bi kac sokak ilerlemistim bile , bu gün gercekten hızlı ilerliyodum.
Ve dakikalar sonra gözüken evim , evimiz. Önünde oturmus bekleyen bir adam? Dahada dikkatli bakınca bunun babam olduğunu anlamam kısa sürmüstü. Tabi ya anahtarı yoktu üstünde o da yağmurda ıslanmıstı benim gibi. Bahce kapısını açtıgımda bana bakan iri siyah gözleri parlıyodu , giderek yakınlastı ve bir anda boynuma sarıldı , onun bu davranısını karsılıksız bırakamazdım. Benimde ihtiyacım olan sey tamda sarılacak bir vucuttu. Kollarımı beline sıkıca sarıp kafamı kollarının arasına gömdüm. İkimizde konusmamayı secmistik , sonunda kollarını gevsettiginde yanından ayrılarak kapıya yöneldim kapının kilidini açtıktan sonra iceri girip merdivenlere ilerledim.
" ikimizde dinlenelim biraz. Sonrasında konusur. Degilmi?" duydugum o kaba fakat güven verici sesle yerimde kaldım , sözünü bitirmesini bekliyip tekrar yürümeye başladım. Çoraplarımdan tutun iç çamaşırlarıma kadar ıslanmıstım. Merdivenleri çıkarken arkamda bıraktıgım çamur kalıntılarını daha sonra temizliyicektim , simdiki hedefim banyoya ulasıp dus almaktı , daha sonrasında uyurdum herhalde. Bu aralar saat cok cabuk geciyordu saat bese ulasmıstı ve hava kararıcak zamanı bulmustu.
. . .
Dus o kadar rahatlatnıstiki vucudumda hic bir ağrı yoktu sadece saflık.. Yorgundum , saçlarımı kurutmadan yatağın üstüne uzandım , havlu vucudumu tahriş etsede böyle bekleyebilrdim fakat böyle uyuyamazdım. Tekrar dogrulup yerimden kalktım ve dolabın önüne gectim. O sırada siyahın aynama yapıstırdıgı notu buldum;
"Akşam camını açık bırak benim için kahvaltı ve dahası için teşekkur ederim. Uyursan dinlenebilirsin , he bide ihtiyacın olursa diye 0 5** *** ***8
Aras.. "
İlk defa ismini kendi söylemisti , aslında söylemis sayılmaz ama kısmen dile getirmisti. Dolabın kapağını aralayıp icinden; siyah bir atlet , sort ve ihtiyacım olanları aldıkran sonra kapağını tekrar kapattım. Ve saniyeler sonra vucudum kıyafetlerle uyumlu bir hal aldı siyahın bıraktıgı notu tokalarımı koydugum kutunun icine koydum ve raflardan bir kitap alıp yatagın üstüne uzandım. Jojo Moyes *sennden önce ben* en sevdiğim romanlardandı. Her sayfasında daha da sürükleyici olan bir şaheser üstelik sevdiğim bir yazarın kaleminden.
Bi kaç sayfa okuduktan sonra yatakta daha da yayıldım artık oturmuyor adeta yatıyordum. Bi an aklıma Siyah'ın b8raktığı telefon numarası geldi , belkide onu arasam.. Konussak canımın sıkılması gecerdi. Ama hayır! Söyledigi sözler hala kalbime saplanan birer hançerdi ve hala oradaydılar. Onun la bir gün gecirdik diye onu affedecek degildim. Kitabı masamın üstüne bırakıp sol tarafa doğru uzandım saat yedi ye yaklasıyodu , cidden günler cok hızlı geciyordu.
Cama arkamı dönmüstüm Siyah'ın dedikleri tamamen aklımdan çıkmıstı. Camdan gelen tıkırtıyla notta yazanlar aklıma geldi , ayaga kalkıp cama yaklastım. Aşşagıda yerden bisey almaya çalışan viri vardı saniyeler sonra yüzünü bu tarafa dönünce Siyahın o beligin yüz hatları ortaya çımıstı. Şaşkınlıgı gizleyemezdim camı açıp ;
"Napıyosun sen ya" kısık sesle konusuyordum , babamın duymaması gerekiyodu.
"Geriye çekil". "Ne?" cevap veremeden camıma ellerini koymustu bile , evin yan tarafında bulunan büyük kavak ağcı ve ona ulasmasını sağlayan garaj..
Cama ellerini koyduktan sonra sag bacağını iceri atarak odama girmisti.
"Naptığını sanıyosun sen burda , babam evde!" sesim kısık olsada kendi aramızda bağırıyodum.
"Uykum geldi" ne benim odamdamı uyuyacaktı?
"sacmala ya çık dısarı iyi alıstın sende" pencereye yaklasarak dısarıyı isaret ettim ama o çoktan pantolonunu çıkarmıs sortuyla yatağımın üzerine yayılmıstı.
"Bak salonda uyuyamam tamammı çık dısarı!"
"Salona gitmene gerek yok Derin bu yatak ikimizede yeter" göz kırparak yanında ger açmıstı.
"Siyah çık dısarı" daha da sinirleniyodum ne sanıyodu beni?
"Sadece uyuyucaz, sakin ol tamammı , baska bi niyetim yok" su anda o kadar masum görünüyodu ki kızamıyodum. Sesimi alçaltıp yüxüne baktım.
"En ufak bi hare.."
"Bisey olmıycak Derin. Hadi" sözümü yarıda kesip cümlemi tamamlamıstı.
Pencereyi kapatıp perdeyi örttükten sonra masanın üstünden bir bardak su aldım kendime suyumu yudumlarken beni izledigini hissedebiliyodum. Bardağı masaya bıraktıktan sonra yatagın kenarına yatıp yüzümü ona döndüm , arkamı dönücek kadar güvenemezdim degilmi?
Yakladtığını gördügümde geri cekilmeye çalıstım fakat belimden sarılarak beni kendine cekti. Kollarım havada sasırmıs bi halde öylece kala kalmıstım. Kollarımı yavasca indirip boynuna doladıgımda beni kendine dahada yakınlaştırarak rahatına kavusmustu. Belkide uyuyabilirdim. Annemden sonra ilk defa biriyle uyuyabilirdim belki , saat daha 9du ne ara gecmistiki bu kadar zaman ?
Kendimi gevsetip rahatlamaya çalıstım gözlerimi kapatıp yüze kadar sayabilirdim. Belki saysam uyuyabilirdim. Farkında olmasamda uykuya dalmıstım , gözlerim kapanmıs ve kollarımı biraz olsun gevsetmistim. Yine de hareketlenmeleri hissedebiliyodum. Siyaha ne kadar kızgın olsamda o yanımdayken bi nebze unutturabiliyodu bana , annemi , acıları...
Baya uzun bi bölümdü ha ?😅 vote ve yorumlarınızı bekliyorum. Yazım yanlıslarını görmemeye çalısın 🌈
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyahın Aşkı #wattys2017
RomanceKaranlıgın sizi ele gecirmesine izin verin... "Derin.." sesi kısılmıstı ve bana bakıyordu cevap veremeden dudaklarımda hissettigim sıcaklıgı.. Siyahın dudaklarıyla bir olmustu dudaklarım. Yaklasık 10 saniye icerisinde suya girmistik , o kadar sert...