"Ben beklemedim"

518 95 16
                                    

"Oda Gelmedi..."

Üzerimden kalkmıstı en sonunda , ama ben hala yerde yatıyodum.

"Yerden kalkmayı düşünüyomusun ,suan hic iyi bi pozisyonda değilsinde" yine o gülüslerinden birini takınıyodu. Dudağını sağa kıvırmıs sırıtıyodu.

Ellerimle t-shirt'ü çekistirdikten sonra koltuktan destek alarak ayağa kalktım. Koltuga oturmus cebinden sigarasını çıkarıyodu. Harbi ya ven bayadır içmiyodum , üstelik yokluğunu bile hissetmemistim.

Gidip yanına oturdugumda sigaranın dumanı tıkamıstı , sanırım uzun zamandır içmediğimdendi. Umursamadım , saat dokuz'a yaklaşmıstı. TV'yi acıp karsısına gectigimde bana bakiyodu. Bi kac kanal atlayıp müzik ünitelerinin birinde durdum. En sevdiğim şarkılardan biri çalıyodu.

*Kaan Tangözeden Bekle dedi gitti* şarkısı. Aklıma yine annem gelmisti ama gözlerim ağlamaktan kurumuş ve şismisti daha fazlası gelmiyodu. Şarkının nakarat kısmına duvara dalmıs bakıslarımla eşlik ettim.

"Bek le dedi Git ti. Ben bek le me dim oda gel me di" sesim yine kısılmıs ve hece hece çıkmıstı. Bana baktığını hala hissediyodum. Gözlerimi duvardan cekip ellerime bıraktıgımda , daha fazla dayanamayıp ayağa kalktım. Merdivenlerin ordaykrn , şarkının senfonisine uygun ritimlerle.

"Nereye güzellik?" olduğum yerde durup o na dönmüstüm. Kibarlıgı tutmustu. Anlamayan gözlerle bakınca ekledi.

"Senin o da bu gün bana ait battaniye al buraya gel" ciddimiydi. Evet ciddiydi , bi o kadarda yüzsüz.

"Eger beni sana aşık olmakla suçlamıs olmasaydın olabilirdi belki. Ama hayır odam bana ait" arkamı dönüp merdivenleri çıkmaya başladıgımda ayaga kalktığını hissettim. Bende adımlarımı sıklastırarak ikiserli çıkmaya basladım.

Odaya gittigimde hala merdivenlerin yarısındaydı , kapının arkasına fecip sırtımla ittirdiktrn sonra kilitledim. Tam o sırada kapıya çarpmıstı , hissedebiliyodum. Çıkardığı inlemeyle kıkırdayıp kapının arkasından cekildim. Su an girmesi imkansızdı.

"Derin açmassan kırarım!"

"Yiyosa kırsana" yüzümde mûzip bir gülümseme vardı.

" ya tamam aç hadi" önce özür dilemesi gerekiyodu onu odaya almazdım yoksa.

"Özür dile!"

"Ne?"

"Siyah duydun iste özür dilemessen acmıycam!" simdi ipler benim elimdeydi. Onunla adeta dalga geciyodum.d

Kapıyı iki üc kez zorladıktan sonra ;

"Ya tama özür dilerim"

" ne için?" hala gülüyodum. Hoduma gidiyodu :)

"Seni bana aşık olmakla sucladıgım icin Derin aç su kapıyı!" sanırı. Bu kadar yeterdi. Yeterince gülmüstüm bana bu kadarı yeterdi.

"Zorlama kapıyı" kilidi cevirip kapıyı actıgımda ;

"Şimdi çık odadan!"

"Şu na bak ya sanki kendi odası",diye homurdanıp dolaptan bi battaniye aldım daha sonrasında yanından gecip , merdivenleri inmeye basladım.


Koltuga uzandıktan sonra müzik kanallarından birini açıp battaniyeyi üstüme cektim. Ne yaltıgını inanın merak etmiyodum. Kendi fikriydi..

. . .

Uyku tutmamıstı zaten bi ara uyuklamıstım ama 4 ten beri bunu bekliyodum. Baba'mın aramasını , aeayınca gidicektim cıkıcaktık evden. Yukarı cıktıgımda Siyah hala uyuyodu , üstelik üzerine bisey giymemisti.

Bu ne cesaret ya benim evimde benim yatagımda üstsüz yatıyosun-_- siyah yerine yüzsüz koymalıydı adını.

Mutfaga gidip masaya kahvaltık bisryler koydum. Daha sonrasında iki kahve yapıp masaya yerlestirdim. Uyandırmaya niyetim yoktu kendi kalkabilecek yastaydı.

Kahvemi yudumlarken telefonuma iki de bir bakıp duruyodum. Masanın üstümde yüzüstü duruyodu. Bir kaç dakika sonra calan telefonla acmam bir oldu.

"Alo ! Baba!",geliyimmi ?"

"Derin sakin ol , yarım saat sonra ordayız.". Cevap vermeme izin vermeden decam etti.

"İstersen gelmeye bilirsin. Yani görmek istemessen an.." lafını bitirmesine izin vermeden.

"Gelicem.. Yarım saat'e orda olurum" dedikten sonra telefonu kapattık.

Kahvaltı masasından kalkıp televizyon ünitesinden kağıt , kalemi elime gecirdim.

"Eğer uyandıgında kahven sogumus okursa. Belirtmek istiyorum umrumda degil. Benim sorunumda degil. Evimi sana bırakıyorum , eger zarar görürse senden bikirim... Televizyondan uzak dur , hatta mümkünse geldigimde gitmis ol. *Derin* "

Kağıdı katladıktan sonra masanın üzerine kahve bardagının altına sıkıstırdım. Daha sonra merdivenlere ulasıp yukarı cıkmaya basladım. Umarım kıyafetlerimi secerken uyanır ve evden cıkardı , ama muhtemelen uyanmiycaktı.

Odaya girdigimde ona ait olan yogun bi koku vardı. Cigerlerimi bayram ettiren bir melodi... Girdigimde yastıga sarılmıs yüzüstü yatıyodu , dolabın önüne gecip kapakları araladım. Siyah pantolon ve siyah bi swit alıp kapakları kapattım. Askıya yakladıp siyah bi şal sectikten sonrada kapıyı kapatıp odadan cıktım.

Babamların yatak idasında aynanın karsısına gecip hazırlanmaya basladım.

Üstüme gecirdiklerime son bi kez aynada baktıgımda yatagın yansıması gözüme carptı.. Annemin yattıgı tarafın masasının üstünde hala bi kitap ve gözlük vardı.

Kendimi yavasca yatagın üstüne bıraktım. Hala annem gibi kokuyodu , dünyada tattıgım ve tadabilecegim en güzel koku...

Evin kapısını carptigimda saat altıya geliyodu. Odada daha fazla dayanamayıp cıkmıstım. Biraz daha kalsaydım tekrar aglayabilirdim. Bahceden cıkt8ktan sonra temiz havayı icime cektigimde kemiklerimin hareket ettigini hissediyodum.

"Hadi Derin... Yapabilirsin , annen icin"

Umarım okumaktan zevk alıyosunuzdur yazım yanlıslarına takılmayın. Vote ve yorumlarını bekliyorum❤❤


Siyahın Aşkı #wattys2017Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin