Cesur duygusal bir adam değildi.......Çok çalışır, hayatın tadını çıkarmayı sever, kadınları mutlu eder, kendi de hoş vakit geçirir mutlu olurdu.....Hepsi bu kadar.....Şimdiye kadar hiç bir kadın ne aklında ne de hayatında yer etmemişti..
Şimdi kalbindeki bu çarpıntı, içindeki bu tutku onu hem şaşırtıyor hem de korkutuyordu...Leyla'yı dizinin dibinden ayırmamak, her şeyden korumak, dünyayı ayaklarına sermek istiyordu....Korkması da bu yüzdendi işte..Yabancısı olduğu bu duyguları tanımlamakta zorlandığından....
Ah!aşk...Kaç yüzün var? Bir yandan insanın ayaklarını yerden keserken, diğer yandan tepesine tepesine çakıp serseme çeviriyorsun.....
*************************************************************************
Seda odaya geri döndüğünde kardeşini bıraktığı yerde bıraktığı gibi buldu...Yalnızca biraz önce elinde tuttuğu mektubu, şimdi sımsıkı kalbine bastırmıştı....
_Annemle babamı gönderdim......
Leyla ablasının konuştuğu dili anlamıyormuş gibi boş boş bakınca Seda gülmeye başladı....
"Leyla burada kalsın dedim....annem biraz mırın kırın etti ama, sonunda kabullendi...Yani anlayacağın kardeşim, ablan ifadeni almak için tüm engelleri kaldırdı....Şimdi kendi rızanla anlat"...
Leyla zaten anlatmaya dünden meraklıydı...Çünkü aklı karmakarışık, duyguları allak bullak olmuştu.....
_Benimle evlenmek istiyormuş......
Seda o kadarını zaten biliyordu...Daha fazlasını kardeşini kızdırmadan öğrenmenin peşindeydi..
_Sen ne düşünüyorsun peki ? İstiyor musun ?
Leyla boşta bulunup "tabi ki istiyorum" diye bağırınca, Seda kardeşinin niyetini açık seçik öğrenmiş oldu...
_Allah'tan kimse yok yanımızda, o nasıl istiyorum demek be ! Cesur kışladan duymuştur sesini.
_Abla ben öyle mi yaptım ? Her şeyi büyütüyorsun. Mektubu okuyunca heyecanlandım ondan . İstemek falan yok, unut söylediğimi.
Yüzünün rengi git gide kızaran kardeşine kıyamayan Seda, elinden tutup yatağın kenarına oturttu...
_Tama kızma şaka yaptım....Ne düşünüyorsun ne hissediyorsun onları anlat...Bak bu işler aceleye gelmez.....Ben derim ki biraz düşün,ölç, biç, tart........Evlilik çocuk oyuncağı değil ki..Sen beni gördün, ben seni sevdim hoopp evlendik demekle olmaz...Kendine zaman tanı zaten daha yaşın küçük.....
_Sanki seninki çok büyük . Benden üç yaş büyüksün.
_Sen benim gibi değilsin ki Leyla...Her şeyi içine atıyorsun, her konuda fazla gururlusun, ezilirsin diye korkuyorum....beni bilirsin, lafımı esirgemem....Ben üzüleceğime karşımdaki üzülsün diye düşünürüm...Yani diyeceğim o ki, beni yıpratmak kolay değildir, ama sen benim gibi değilsin....Üzülürsün belli etmezsin, kırılırsın söylemezsin....el insana acımaz kardeşim, bu kadar naif olma zarar görürsün....
_ Abla ben Cesur 'u seviyorum, ne diyeyim başka? Söylediklerinde haklı olabilirsin ama , ben de zamanla büyür olgunlaşırım. Düşünsem beklesem ne olacak ki? Ondan başkasıyla evlenmem..Enişteme söyle, Cesur babama konuyu açsın.....
_ Babam demişken o da ayrı bir sorun. Bursa meselesi ne olacak ? Babam beni başka semte bile göndermedi. Ne yaptı etti ,aynı sokakta oturuyoruz bak. Seni başka şehre gönderir mi ?
Leyla'nın bu konuda edecek lafı yoktu....Babası onun en kıymetlisi üzmek ister mi?Ama Cesur'dan vazgeçmesi de söz konusu olamaz....
_Dur bakalım abla, iş oralara gelsin düşünürüz....Annemin dediği gibi "her şey sırayla"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AĞLA(ma)YACAĞIM
RomanceBu bildiğiniz aşk hikayelerinden değil... Peri masalı mı istiyorsunuz? SİNDRELLA'YI OKUYUN! Bu hikaye size göre değil...