Ayşe kendisini uyandıran sesin nereden geldiğini anlamak için, bir iki dakika şaşkın gözlerle etrafını süzdü....Yanında yatan adamın horultusu bütün gece kafasını şişirmişken bir de günün erken saatinde bu zil sesi de neyin nesiydi? Kıllı kalın bir kol, yorganın altından çıkıp bacağını kabaca dürttü...
_Git bak şu telefona, zır zır kafam şişti ulan...
Ayşe bir gün önceden kalan rimellerin yapıştırdığı kirpiklerini ayırmak için, gözlerini kocaman açarak diğer odaya doğru yürüdü...Yatak odasından çıkınca rahat bir nefes aldı..Adamın akşam içtiği rakının kokusu, odayı ekşi iğrenç bir havayla doldurmuştu..."Allah'ın belası iğrenç pislik"diye söylendi, bu adama dayanmak git gide zorlaşıyordu...
O kadar oyalanmasına rağmen, telefon susmak bilmedi....Saat sabahın altı buçuğunda bu kadar ısrarlı bir şekilde arayanı, anasından doğduğuna pişman edecek sözler kafasının içinde yankılanıyordu..
_Alo....
_Ayşe hanım????
Yanlış bir arama beklerken, isminin söylenmesi şaşırtıcı geldi...Bir adam onu mu arıyordu? Hemde sabahın köründe...Temkinli bir sesle yanıtladı..
_Kim arıyor?
_Bursa Cezaevi müdürü İbrahim Soylu....Ayşe hanım siz misiniz?
İstemsizce telaşlandı, cezaevi denildiğinde hala korkudan ödü patlıyordu...
_benim de..........Siz.......
_Kusura bakmayın, sabahın bu saatinde arayarak sizi şaşırttım ama başka seçeneğim yoktu..Abiniz Orhan, maalesef bu sabaha karşı hayatını kaybetti.......
Adam karşısındakine anlama fırsatı vermek, biraz da konuşmanın bundan sonra ki gidişatını belirlemek için susup bekledi, ama bir cevap alamadı...
"Ayşe hanım orada mısınız?......Üzgünüm böyle pat diye söyleyerek sizi üzdüm, ama bu durumdan haberdar olmak hakkınız......Cenaze işlemleri için en kısa sürede buraya gelebilir misiniz?
_Gelmek zorunda mıyım?
İbrahim bey kadının bir çeşit şok geçiriyor olabileceğini düşündü...
_Abinizin gömülme işlemleri yapılacak, tek yakını siz değil misiniz?
_Onu biliyorum..Gelmezsem ne olacak ?
_Kimsesizler mezarlığına defnedilir.....
_İyi o zaman, ondan daha kimsesizini bulamazsınız zaten.....İyi günler...
Müdür suratına kapatılan telefona baktı, derin bir iç çekti...."Kardeşin kardeşe yas tutmadığı günleri de görmek varmış, Allah beterinden korusun" diyerek, gardiyana cenazenin kaldırılması için gereken talimatları verdi.....
Ayşe bir sigara yakıp en yakın koltuğa çöktü, uykusuna devam etmek istiyordu ya! içeriden gelen horlama sesi tiksintiyle ürpermesine neden oldu.....O kadar kaçmaya kendini kurtarmaya çalışmışken, yine Mustafa domuzunun yatağındaydı.........
*************************************
Hapisten çıktığı gün, abilerinden kaçtığı zamankinden bile beter haldeydi...Parasız, işsiz, dul ve sabıkalı......Evine giden uzun yolu araç değiştire değiştire ancak iki saatte alabildi, lüks evlerin bulunduğu semte geldiğinde içinden bir ses, ona artık burada yer olmadığını söylüyordu..Tahminleri doğru çıktı, ev sahibi kapısına dilenmeye gelmiş birine gösterdiği kadar ilgi gösterdi bir zamanlar ki kiracısına.....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AĞLA(ma)YACAĞIM
عاطفيةBu bildiğiniz aşk hikayelerinden değil... Peri masalı mı istiyorsunuz? SİNDRELLA'YI OKUYUN! Bu hikaye size göre değil...