Bölüm 28(İnadım İnat)

2.4K 334 157
                                    


Leyla gözünden akan yaşı elinin tersiyle sildi. Duyguları o kadar karışıktı ki, bir süre ne yapacağını bilmeyen haliyle odanın ortasında dikildi. Gözyaşları inatla akmaya devam ederken, boğazına oturan yumruyu geçirmek için, art arda yutkundu durdu...

Valizini dolaptan çıkartıp eşyalarını içine atmaya başlayınca, hafiften rahatlamaya başladı. Sonuçta her karar, kararsızlıktan iyi değil miydi? Kazağını tortop yapıp, valizin içine fırlattı...

"Bencil adam...Dinlemedin bile...Senin için mi ağlayacağım? Haydi be!" bu arada tekrar yanağında ki yaşı sildi "Sende nerede akacaksın, nerede duracaksın öğren. Üzülünce ağlanır, ben üzgün müyüm?" tekrar dolaba dönüp elbisesini aldı ." Aptal kafam bir de anlayış dilendim. Sen kim, anlayışlı olmak kim? Sen yalnızca kendine geldi mi anlayış beklersin. Görürsün sen, Hayvan...."

Leyla, söylene söylene içine ne koyduğunu bilmediği bir valiz hazırlamayı başardı. Kapının yanına koyup kendini yatağa attı. Başını yastığa gömüp, hıçkırarak ağladı. İçinden de hep tekrarladı durdu...Ağlamayacağım, ağlamayacağım....

Cesur, lapa lapa yağan karın altında yürürken, bir yandan da içine düştüğü hayret verici durumu düşünüyordu. Daha önce bu kadar küçük düşürücü bir duruma maruz kalmış mıydı acaba?Karısı  yanında olup, babasına resti çekeceğine düpedüz onu  kurban etmişti. Cesur'un gururu bu kadar aşağılanmayı kaldıramadı. 

Eve girerken sessiz olmaya özen gösterdi, ne kimseyi görecek, ne de dert anlatacak halde değildi. Odasının kapısında durup derin bir nefes aldı. Leyla, "hatamı anladım" deyip kollarına koşar mıydı?

Yatakta uyuyan karısını görünce, öfkesi iyice büyüdü. Nasıl bu kadar rahat uyuyabilirdi? Hiç bir şey olmamış gibi, Cesur'un gururu ve kalbi paramparça olmamış gibi. Üzerinden yalnızca paltosunu çıkarıp kıyafetleriyle kanepeye uzandı. Kapının yanında duran valiz ,Leyla'nın ne karar verdiğini açıkça gösteriyordu "Peki Leyla hanım buyur nereye istersen git. Arkandan geleceğimi düşünüyorsan, çok beklersin" diye fısıldadı. Gözlerini kapatıp, rahatsız bir uykuya bıraktı kendini....

Leyla sabah  bahçeden gelen  araba  sesiyle gözlerini açtı. Daha doğrusu araladı. Bütün gece ağlamaktan, daldığı bir kaç saatlik rahatsız ve yetersiz uykudan, gözleri o kadar şişmişti ki  açmak mümkün olmadı. Cama yaklaşıp bahçeye baktı. Demek Cesur gece eve dönmüş, şimdi de vedaya gerek görmeden gidiyordu. Arabanın kardan  zorlanarak bahçeden çıkmasını izledi, alnını cama dayayıp fısıldadı "Allah kaza bela vermesin, güle güle git "

Yolculuk için kalın kıyafetler seçip giyindi. Sanki biri kalbini dilimlemiş, arada sırada tuz basıyor gibi sızılar içindeydi. Saçlarını toplayıp  aynada solgun yüzüne baktı "Leyla sen böyle olsun istemedin, toparlan, dik dur" Kendine verdiği telkinle omuzlarını dikleştirip, valizini aldı ve  koridora çıktı. Kapıyı kapatmadan önce, odasına bir göz gezdirdi. Elinde olmadan kocasının odaya sinmiş kokusunu derin  derin soludu. "aptal adam" deyip kapıyı usulca çekti.

Babası da kendi kaldığı odanın kapısında dikiliyordu.  kızının elinden valizi alıp, boşta olan kolunu boynuna doladı..

_Hazır mısın kızım, çıkalım mı?

_Kahvaltı etmeyecek misin? Hemen hazırlarım.

_Yok kızım istemem, yolda bir şeyler yeriz. Ne kadar erken çıkarsak, o kadar çabuk varırız.Seni bilmem ama, ben evimi çok özledim...

Leyla sessiz kaldı...Onu evi neresiydi ki? 

Onlar aşağı inerken, Melek hanım odasından henüz çıkıyordu. Baba kızı valiz ellerinde görünce, yüzü bir anda gerildi "Dün akşam Leyla, doğru kararı verememiş" diye düşünürken, gözlerini gelinine dikti..

AĞLA(ma)YACAĞIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin