Cesur annesinin meskeni sedirde oturup, gözlerini bahçeye dikti..Tıpkı Melek hanımın çaresiz zamanlarda yaptığı gibi, başını gökyüzüne kaldırıp gözlerini kapattı. "Bir yolu olmalı Allah'ım, bana çarenin nerede olduğunu göster yalvarırım" derken kalbi mengene arasında kalmış gibi sıkışıyordu...Bu gece anladı ki, Leyla onu konuşturmayacak, dinlemeyecek, çaresizliğine ortak olmayacak..Cesur karısına bunun bir ihanet değil, kaza olduğunu anlatmanın bir yolunu bulmalıydı. Kazalar olur, evet cezası çekilir ama sonunda muhakkak af gelir..Cesur bu affın gelmesini sabırla bekleyecek, ömrü yetmezse de o umutla ölecekti..
Geçen zamana, git gide soğuyan havaya aldırmadan oturdu. Üst kattan karısının ayak sesleri gelmez olana kadar oturdu..Başını duvarlara vurmanın, ahlanıp vahlanmanın, üst üste sigara içmenin işe yaramadığını anlayana kadar oturdu..Kendini ifade etmenin bir yolunu bulamazsa, karısının çocuklarının elinden kayıp gitmesinden ödü patlayarak oturdu..Sonunda "konuşamazsam, yazarım" deyip eline kağıt kalemi aldı...
****************************************************
Leyla'm....Gece saçlı, sıcak bakışlı, küçük kadınım....Sevdam...
Bu gece anladım ki, yüz yüzeyken kızgınlığın beni dinlemeni olanaksız kılıyor...Hakkın var ne diyeyim?
Ahhh! be Leyla'm....Ne desem? Nasıl desem? bilmem ki....Beni bilirsin, konu duyguları olunca, anca sokak kedilerinin ki kadar ifade yeteneğim vardır..Kendimi ayaklarının dibine atarım, gözlerimle yalvarırım, etrafında dolanır, merhamet dilenirim..Ama konuşmaya gelince hep çuvallarım..Konuşamadıklarımı anlamıyor musun? Gözlerimi de mi görmüyorsun? Yangınımı? Çaresizliğimi? Peki umudumu? Bana bir umut ver canım karım, umudum ellerinde...
Sana, aşkımıza ihanet etmedim..Kalbim de, ruhum da senden başka kimsenin olmadı, olmayacak.. Bir kaza oldu, cezası ölüm olsa razıyım, ama ayrılık olmaz..Ölmeden toprak altına girilmez, beni kara topraklara bırakma...Ne dersen, ne istersen yapacağım...Bana git deme!! Bırak çocuklarımın başında olayım, onlara bu yaşta güvensizliği öğretmeyelim. Bir yol buluruz cennetim, yeter ki elimi bırakma..Kocanın elini tutamı yorsan, hayat arkadaşının elinden tut..Evimizi renksiz, güvensiz, babasız bırakma...
Kırgın, kızgın, inatçı baksalar da, öfkeyle üzerime şimşekler gönderseler de, o kara gözlerini üzerimden çekme...
Şimdi gidiyorum...Söylediklerimi düşün, bana haber ver...Ne dersen yapacağım söz veriyorum...Bak, yine naneli laflar edemedim gördün mü?
SENİ SEVİYORUM UNUTMA.....................
Karısının başucuna bıraktığı mektubun işe yaraması için dua eden Cesur, gün doğarken evden çıktı..Bir günde eski düzenlerine dönmeyi beklemiyordu ama, en azından evde çocuklarının başında kalırsa, Leyla'nın gönlünü tekrar kazanabilirdi..Üstelik çocuklarının hafızalarında annelerini aldatan bir adam olarak kalmayı da istemiyordu..
Leyla ilaçların etkisiyle geç saate kadar uyudu. Gözlerini açtığında ise başına saplanan ağrı gecenin mi, ilaçların mı yan etkisiydi bilemedi..Mutsuz uyanmaktan bıkmıştı..bundan böyle ipleri eline almalı, hayatını yönetmeye başlamalıydı...Bu düşünce ona iyi geldi.. dirseklerine yaslanıp doğruldu. Hızla hareket edip, ağrıyı kuvvetlendirmek istemiyordu.. Kağıdın hışırtısı dikkatini çekince meraklandı, yatağında bir kağıt olduğuna göre, Cesur o uyurken odayı ziyaret etmiş olmalıydı...
Mektubu bir kez hızlıca okudu..Sonra bir kez daha, bir kez daha.. Kelimeler alev olup yaktı geçti Leyla'yı..Kocasını iyi tanırdı, aklından geçeni samimiyetle kağıda döktüğünü anladı..O istemiyor muydu kocasının yaptığı"kazayı" unutabilmeyi? Çocuklarını mutlu ve güvenli bir çatının altında büyütmeyi? En önemlisi kocasını kaybetmeyi, onsuz yaşamayı istemiyordu..Ama içi böyle kanarken, olmuyordu işte...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AĞLA(ma)YACAĞIM
RomanceBu bildiğiniz aşk hikayelerinden değil... Peri masalı mı istiyorsunuz? SİNDRELLA'YI OKUYUN! Bu hikaye size göre değil...