Bölüm 19(Sürpriiiiz)

2.9K 362 38
                                    

Sabah kahvaltı masasında Cesur gözlerini karısından alamıyordu. Genç güzel ve mutlu bir kadın,dünyanın en güzel manzarası değil de ne? Leyla tam bir sabah insanıydı. Nasıl beceriyorsa uyandığında yüzünde koca bir gülümseme oluyordu.... Zarif ve kadınsı hareketleri ile odalarında dolanırken,Cesur'un en sevdiği şey onu izlemekti .Şimdi o cıvıl cıvıl konuşurken içinden şükrediyordu."Allah'ım onu benim karşıma çıkardığın için ,sana şükürler olsun " diye....

Onu izlemeye öyle dalmıştı ki " tamam mı Cesur "? deyince , kendisine bir soru sorulduğunu geç de olsa fark etti.

_Ne tamam mı ?......

Leyla, yine mi der gibi gözlerini yuvarladı...

_Beni dinlemiyor musun sen? 

Cesur dirseklerini masaya dayayıp, çenesini avuçlarının içine aldı. 

_Yok . Seni seyretmeye dalmışım. Bahçeyle uğraşmak  iyi gelmiş, yanakların pembe pembe olmuş.Aklımı başımdan alıyorsun karıcığım , o yüzden dediklerini anlayamıyorum...

Leyla utanınca yanakları daha da pembeleşti. Cesur bu manzaraya bayılıyordu..Gülümseyerek, yalandan boğazını temizledi.

"Şu anda tüm ciddiyetimle dinliyorum. Ne sormuştun ?"

Leyla bir kaç kez gözlerini kırpıştırdı. Ne sorduğunu hatırlamak için bir kaç saniye düşündü"Kim kimin aklını alıyor acaba" dedi içinden.

_Seninle birlikte gelebilir miyim? Çarşıdan alacaklarım var, dükkandan da kumaş bakacağım.Açıkçası biraz da hava almaya ihtiyacım var...Bütün gün sıkıntıdan patlıyorum .Lütfen beni  çarşıya götür..

_Tamam tamam anlaşıldı. Çabuk hazırlan o zaman . Çarşıda ki işlerini bitirir ,yanıma gelirsin . Sonra belki beraber bir şeyler yaparız...

Leyla hemen yerinden fırlayıp, kocasının boynuna sarıldı. Yanağına bir öpücük kondurup koşa koşa merdivenleri çıkmaya başladı. Bir yandan da" hemen hazırlanıyorum "diye bağırıyordu...Cesur sandalyesinde geriye yaslanıp onun koşmasını izledi." Ne ara " Leyla mutluysa , ben de mutluyum" durumuna gelmişti , hiç anlamadı...

Karısı aşağı inmeden telefon çaldı. Cesur  "ben bakıyorum " diyerek, cevaplamaya gitti.. Leyla ailesiyle rahat görüşebilsin diye, Cesur kendi odalarına bir paralel hat çektirmişti.Böylece hem Leyla'ya mahremiyet sağlamış , hemde yukarıda oldukları zaman telefona  bakmak için aşağı inmekten kurtulmuşlardı.

"Alo" der demez , baldızı makineli tüfek gibi konuşmaya başladı...

_Ooo merhaba Cesur bey. Bilmem tanıyabildiniz mi ? Hani bir zamanlar iyi kalpli ,yardımsever bir baldızınız vardı..

_Tanımaz mıyım hiç . Karımın biricik ablası , benim hayattaki tek baldızım.Seda sultan nasılsın ?

_İyiyim. Siz nasılsınız ? Evdeki herkes iyimi ? 

 O sırada Leyla hazırlanmış nefes nefese salona girdi..Kaşlarıyla telefonu işaret ederek sessizce" kim" diye sordu..Misafir falan gelecekte, çarşıya gitme planları suya düşecek diye ödü kopuyordu..

_Leyla geldi, ben aradan çekiliyorum. Evdeki herkese selam söyle. ...

Seda'nın sesini duyan Leyla her zamanki gibi mutlu oldu..Belli etmemeye uğraşsa da sesi öyle özlem doluydu ki, Cesur'un içi sızladı..Dört aydır ailesini görmeyen kız bir kez bile şikayet etmemişti ama, aptal kocası olarak kendisi akıl edemez miydi? Kendi kendine sayıp döktü..Askerlik, nişan, düğün, annesinin hastalığı hep işleri aksattığından, evlendiğinden beri nefes almadan çalışıyordu.Ama tüm bunlar, hem Leyla'ya  hem ailesine ayıp ettiği gerçeğini değiştirmiyordu...

AĞLA(ma)YACAĞIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin