Düzenlendi: 06/07/2017
Keyifli okumalar dilerim...
***
AZAT KARAASLAN
Bazen dil sussa kalp konuşurdu. Göz görmese gönül dile gelirdi. İşte Azat'a da o gün öyle olmuştu. Begüm'e aşık olduğunu kendine itiraf edeli tam üç gün olmuştu ve bu üç günde kendi açısından çok şey değilmişti. Öncelikle o gün Begüm'den defalarca kez özür dileyip konuşup kendini addetmemişti. Begüm hemen yüz vermesede ertesi gün düzelmişti arları inanmıştı Azat'ın bile isteye yapmadığına.
Artık kabul ediyordu Azat. Kesinlikle aşıktı Begüm'e. Asla olmaz hele bu kızla hiç olmaz ben kapattım aşk defterini derken Begüm'e aşık olduğunu anlamıştı. Ne zaman omuştu bilmiyordu. O kadar çok direnip ben aşık olmayacağıma inanmıştı ki duygularının ilerleyişini bile fark etmemişti.
Üç gündür oldukça huzurluydu. Sanki kendine yaptığı o itirafla rahatlamıştı. Daha pozitifti mesala artık Begüm'ü düşünmekten kaçıyordu. Onu doya doya izleyip gülüşmüyordu. Aşkın insanı cıvıldatan haline bürünmüştü ve haliyle böyle neşeli olunca Begüm'le de çok güzel vakit geçirir olmuştu.
Farklıydı artık Azat için her şey. Begüm'e itiraf edemezdi. Karşısına geçip "ben sana aşık oldum." Diyemezdi en azından şuanlık söyleyemezdi. Begüm kendisine o gözle bakmazken reddedilmeyi kaldırmazdı.
Bakışları, konuşmaları çok değişmişti fark edebiliyordu. Begüm'e aşıktı ve bunu itiraf ettiğin den beri her an her dakika Begüm yanında olsun istiyordu. Ona dokunmak sarılmak, öpmek istiyor elini bir an olsun bırakmak istemiyordu ancak bunları yapmasına imkan yoktu.
Sabredecekti. Söz vermişti kendisine... Begüm'ün yavaş yavaş ilgisini çekecek ondan sonra ona aşık olduğunu söyleyecekti.
Kabul eder miydi hiç bilmiyordu ancak olurda Begüm onu istemezse bu sefer Azat kendisini nasıl toparlardı hiç bilmiyordu. Bir kez daha aşkın acısına yenilgisine katlanamazdı.
***
Kahvaltı sofrasında hep beraber kahvaltı yaparken Azat gözünü uyuşuk uyuşuk kahvaltısını yapan Begüm'den alamıyordum. İçinden sanki dolup taşıyordu sevgisi. Daha önce neden kendisini bu kadar bastırmıştı duygularını kendisine bile saklamıştı anlamıyordu.
Begüm'ün yüzüne bakıp gülümsedi.
"Bu kız hep böyle tatlı mıydı? Şunun ağzına burnunu da bakın insan bunu saatlerce izler be... Tabi sadece ben izlerim orası ayrı!"
Kendine gülen Azat çayını içerken gerçekten bu denli değiştiğine inanamıyordu resmen bastırdığı duygular bir itirafla açığa çıkmıştı. Çokta mutluydu kendini yeniden bulmuştu sanki.
Bugün yine Begüm'ü sınava götürecek, sınav çıkışında daha önceki günlerde yaptıkları gibi birlikte gezmeden Begüm'ü direkt eve getirecekti. Yarınki sınavı çok önemli olduğundan ders çalışması gerekiyordu Begüm'ün.
"Hadi gidelim mi?"
Gözlerini kaşıyarak hazırlanmış halde aşağı inen Begüm'e bakıp başını salladıktan sonra yukarıdan inen Güney'in asık suratı dikkatini çekse de bir şey demeden üçü evden çıktı. Begüm gece ders çalıştığından bir hayli uykusuzdu.
Güney her ne kadar yansıtmamaya çalışsa da anlıyordu Azat onun halinden yolunda gitmeyen bir şeyler olduğunu. Begüm bir keresinden konuyu açacak olduğunda hemen geçiştirip kapattığından bir şey diyememişti.