Düzenlendi: 14/07/2017
Bölümde yine Yaren'in anlatımından yerler olacak bilginiz olsun.
Multimedya: Güney ve Yaren
Keyifli okumalar dilerim...
***
YAREN KAYA"Konuşma Güney sus... Ne olur bana bakan mavi yeşil harelerin kalbimi kırarcasına bakmasınlar. Ne olur hiç bir zaman dokunamayacağım dudakların açılıpta benim yapayalnız dünyamı daha da yaşanmaz kılacak olan o sözleri söylemesinler. Sığınmaya çalıştığım yüreğinden beni kovama."
Güney'in bakışlarına aldırmadan elimdeki kahve bardağını önümdeki sehpaya bırakıp ayağa kalktım. Biliyordu...Onu sevdiğimi biliyor ama susuyordu. Belkide en başından anlamıştı o zaman gidişime ses çıkarmayıp susması beni hiç aramamasının cevabı belli değil miydi? Hale'yle evliyken beni aramamış olmasını anlardım ama ondan ayrıldıktan sonrada eğer beni aramak istemediyse ben bu gece cevapsız kalan tüm sorularımın cevabını almış oluyordum.
''O beni sevmeyecek... Kalbimdeki aşkımın derinliğini anlamayacak beni kırıp parçalara ayıracak.''
"Ben gitsem iyi olacak. Seni rahatsız ettim özür dilerim."
''Bunca yıl seni severek rahatsız ettiğim için özür dilerim.''
Güney, yüzüme bakmadan direk karşıya bakarken ben son kez onun yüzüne baktım.
''Ellerimi uzatsam da bir kere hasret kaldığım yüzüne dokunsam, bir kere öpsem seni... Sadece tek bir sefer baksam hiç öpemeyeceğim dudaklarının tadına, tek bir kere elini tutup gözlerinin içine bakarak seni sevdiğimi söylesem olmaz mı be kalbime prangalar bağlayan adamım? Bu kadarını da bana çok görür müsün?''
Yanaklarıma yuvarlanan göz yaşlarımı silip başımı dikleştirdim.
''Hani gitmek unutmanın yarısı mıydı bilmiyordum ya, artık biliyordum. Gitmek sadece gitmekmiş. Gitmek, sadece basit görünen bir eylemmiş. Kalbimdeki yaralar senin içinde iyileşmedikçe gitsen neye fayda. İnsan yine acı çekiyorsa orası ya da burasının olmasının bir anlamı yokmuş.''
"Dilime gelen ne varsa ben susmaya razıydım..."
Bir anda neden böyle söylemiştim bilmiyordum ama susmak istemiyordum. Beni silip atacak bir adam vardı karşımda. Ben burada olsam da olmasam da beni hiç önemsemeyecek bir adam varken ben artık neden susacaktım ki.
Güney başını ağır ağır çevirip gözlerime buğulu gözleriyle baktığı an dünya yıkılmış da ben altında can çekişiyormuşum gibi hissettim.
"Diline gelen ne varsa neden susmaya razı geldin?"
Kaşlarını çatarak konuşan Güney'in karşısında adeta un ufak oluyor sanki suçluymuşum gibi çekiniyordum.
"Eğer sen bana şu kadarcık açık bir kapı bıraksaydın ben önümde dağ olsa aşar sana ulaşırdım... Sustuğum her ne varsa sana bir bir anlatırdım."
"Anlat o zaman! Daha neyi bekliyorsun bak buradayım işte anlat."
Bir anda ayağa kalkıp tüm gücüyle bağıran Güney'e şaşkınlıkla bakarken bir adım geriledim. İlk kez Güney'i bu kadar sinirli ve sesi yükselirken görüyordum.
"Sen anlat ki bende bileyim bendeki ucu bucağı olmayan o lanet olasıca soruların cevaplarını."
Elimi kalbime koyduğumda Güney aynı sert duruşuyla gözlerimin içine bakmaya devam edip aramızdaki bir adımlık mesafeyi kapatarak tam karşımda durdu.