Herkese merhaba; Bölüm cuma gecesi hazırdı ancak ülkemizde yaşanan bu vahim olaylardan dolayı paylaşmadım içimden gelmedi. Bu konuda gerçekten çok üzgünüm ve yurdumuz için barış Allahtan şehitlerimize rahmet ve ailelerine sabır diliyorum. Suçsuz olan masum insaların yitip gitmesinden dolayı inanın çok üzgünüm ve bu durum karşında çok söylenecek söz olsada acısı içimizde kalıyor. İnşallah bir daha böyle can yakan olaylar yaşanmaz.Bölüm geciktiği için sizden özür dilerim. Yoğun bir dönemdeyim ve bu yoğunlukta öylesine bir bölüm yazıp paylaşmak istemedim. Lafı fazla uzatıp sizi sıkmayacağım. Geç gelen bölümün telafisi olarak normalden çok daha uzun bir bölüm geldi. Bölümün çoğunluğunda Azat ve Begüm var isteyenlere duyurulur. :) Bunun dışında Cemal ve Funda da var. Yazım hataları varsa kusura bakmayın en kısa zamanda düzenleyeceğim.
Keyifli okumalar... :)
AZAT & BEGÜM
Azat işten geldiğinde güzel karısı tarafından güler yüzle karşılanmış ve yemek vaktine kadar sohbet edip karısını ufak ufak sevip binbir muziplikler yaparak gülüştükten sonra annesinin yaptığı yemekleri afiyetle yemiş ve şimdide Begüm'ün soyup doğradığı meyveleri yiyip kolunun altına alıp sarılarak oturduğu güzelinin arada başından öpüp elleriyle meyve yediriyor diğer yandan da iyice kendisine doğru sokulup fısır fısır konuşan Begüm'ü dinlemeye devam ediyordu.
"Ama benim haftaya perşembe ve cuma günü dersim yok o arada dört günlüğüne gitsek olmaz mı sonra sömestra kadar ben bir yere gidemem ki Azat."
"Hayatım olmaz diyorum şuan şirket yoğun bir dönemde ve ben öyle kafamın estiği gibi dört gün ortadan yok olamam."
"Aşkım lütfen kırma beni."
Dudaklarını büzüp ısrar eden Begüm kocasına daha çok sokulurken Azat kolunu karısının omzuna sarıp başını eğerek Begüm'ün dudağının kenarından öptü. Begüm'ün bu haftaya ders programında perşembe cuma günü dersi yoktu ve hafta sonunu birleştirip dersler yoğunlaşmadan İstanbul'a gidip gelmek istiyordu. Azat'la geçirdiği ve doyamadığı balayından sonra bunu ilk kez istemiş hem ikisine değişiklik olur diye düşünmüş hemde bu bahaneyle çok özlediği abisiyle dostu Yaren'i görmeyi planlamıştı.
"Begüm bunda kırılacak bir şey yok bebeğim çünkü vaktim yok o yüzdende şimdilik gidemeyiz."
"Ama Mustafa abime söylesek bence o idare eder seni."
Üzgünce konuşan karısının haline dayanamayan Azat, Begüm'ün yanağını elinin tersiyle okşadı. Şimdi o güzel dudaklarını öpmek vardırda az ilerisinde annesiyle babası televizyon izliyor çaprazında da Eymen'i ortalarına oturtmuş sesli kitaptan bir şeyler gösteren abisiyle Leyla vardı. Aile yanında öpüşmek olmazdı.
"Abimin işi başından aşkın, Leyla da hamile onunla da ayrı uğraşıyor. Ben şimdi kalkıp ne diyeyim güzelim. Keyif çatmaya İstanbul'a gideceğim sen bu yoğunluğuna rağmen abi benide idare et mi diyeyim?"
Begüm Azat'ın sözlerinden sonra yüzünü asıp sessizleşti. Babası yıllık iznini yazın düğün telaşından dolayı kullanmadığından geçen hafta izne ayrılmış annesi Serpil Hanımı alarak Antalya'ya gitmişlerdi. Begüm, Meliha Hanım ve Leyla'yla olmaktan keyif aslada annesinin yokluğunu arıyor Azat'ın artan iş yoğunluğundan akşamları ve cumartesi günleri sıkılır olmuştu. Annesi varken yine gün içinde yanına gidip vakit geçiriyor bazen anne kız çarşıya çıkıyorlardı. Abisiyle Yaren' i çok özlemişti hem onları görecek hemde boş olan gününde kocasıyla küçük bir kaçamak yaparak İstanbul da özlediği yerleri birlikte gezmek istiyordu ama Azat ikna olmuyordu.